Köklü Tanıklar (2)

İhtiyarlarımızla söyleşeceğiz. Aramızdaki hayırlı insanlarla. Onlara yaşlı demeyeceğiz. Kendilerine yakın gördükleri küçükleri tarafından uzaklaştırılan, ötelenen yalnız, yılgın ancak güçlü insanları incelemek ve dinlemek istiyoruz. Onları zaman zaman tasvir edip resimlerini gözlerinizin önüne getireceğiz. Onların yalnız dünyalarında pek çok zenginliğin olduğunu bildiğimiz için bu görevi üstlendik. Böyle bir işin ihtiyarlarımıza yaraşır hayırlı bir iş olacağını öngördük. Onlarla konuşup bize kısık gelen sesleriyle neler neler söylediklerine kulak vereceğiz, olmadı kulak kabartacağız. Onları anlamaya çalışacağız. Gençlere ve geleceğe onların yardımlarıyla ve önderlikleriyle köprüler kuracağız.

   Hızlı değişim rüzgârının tehdit ettiği kültürel birikimlerimizi, her biri ayrı bir dünya olan insanlarımızla korumaya, geleceğe aktarmaya çalışacağız. Başkaları selden kütük kapma yarışına girmişken biz birer birer kaybolan çınarlarımızdan bir şeyler kapabilmenin uğraşını vereceğiz. Dedelerin sözlerini torunlara tercüme edeceğiz. Köşelerinde sıkışıp kalan ninelerimize söz verildiğinde ne güzel sözler söylediklerini göreceğiz. Küçük bir çabayla külleri uçurduğumuzda paha biçilmez değerlere ulaştığımızı görecek ve göstereceğiz. Küllenmiş ateşteki külleri üflediğimizde içerde ferli bir ateşin yandığını göreceğiz. Kor kor yanan ateş, dedemizin gönlüdür. O ateş; vatanımıza şehitler hediye eden, evlatlar, torunlar yetiştiren ninelerimizin tam imanıdır.   

   Büyüklerimizin dillerinde pek güzel özlü sözlerin olduğunu göreceğiz. Hatta unutulmaya yüz tutmuş bu atasözlerini derlemeye çalışacağız. Bu güzel sözlerin çok okumuş, öğrenciler yetiştirmiş, insanlara sunumlar yapmış bilginlerden gelebileceği gibi kıyıda köşede unutulmuş herhangi bir amcadan veya teyzeden de gelebileceğini göstereceğiz insanlara. Ummadık taş, baş yarar sözünü iyi tarafından okuyup pek çok güzellikler bulmak ümidiyle bir ayrım yapmaksızın herkesi konuşturmaya çalışacağız.

   Dinlemeye katlandığımız her yüreğin bize tarifsiz güzellikler demeti sunacağından eminiz. Bir selama binlerce dua eden merhametli gönüllere ulaşmanın mutluluğunu yaşayacağız. Bu arada sayısız teşekkür ve dua alacağımızdan da hiç şüphemiz yok.

   Torunlar veya oğullar, büyüklerinin nakarat gibi tekrarladığı gerekçesiyle anlattığı hikâyelere kulak tıkarlar. “Yine mi dedeee? Yapma be babaaa! O devirler geçti nineciğim!..” gibi şikâyetleri biz tekrarlamayacağız. Biz sadece ve sadece insanları anlamaya çalışacağız. İnsanların sözlerinden kendi payımıza neler düştüğünü görmeye çalışacağız. İnsanların görülmeyen güzelliklerini sergileyeceğiz.

Devamı yarın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR