İMAM-I GAZALİNİN HAYATI VE ÖLÜMÜ

İslam düşünce tarihinin en önemli isimlerinden birisidir İmam Gazali. Miladi 1058 yılında Horasan’ın Tus şehrinde doğmuştur. Babasının ve kendisinin adı Muhammed’dir. Hüccetül İslam lakabıyla anılır. Zeynüddin diye de tanınır.Gazali ilk tahsilini doğduğu şehir olan Tus’da yapmış, devam eden tahsilini de Cürcan’da tamamlamıştır.

Gazalinin tahsilini yaptıktan sonra evine dönerken karşılaştığı olay kendisiyle ilgili tüm anlatımlarda bahse konu olmaktadır. Tahsili esnasında tuttuğu notların içerisinde olduğu defteri yol kesen haydutlar tarafından alınınca Gazali defterini geriye ister, nedenini soran haydut başına tahsil süresince aldığı notların bu defterde yazılı olduğunu söyler. Haydut başı da tahsilde öğrenenlerin kafasında değil de defterde olmasının anlamsız olduğunu belirtmek için, “mademki öğrendiklerin kafanda değil defterdedir neden bu tahsili yaptın, defterin elinde olmayınca yaptığın tahsilin hiçbir anlamı olmayacaksa bu tahsil süresince gereksiz zaman harcadın” der. Bu diyalogdan önemli bir sonuç çıkartan Gazali haydut başının geriye verdiği defterinde neler varsa evine geldiğinde ilk iş olarak onların tamamını ezberler.

Gazalinin yaşadığı dönem siyasi ve fikri hadiselerin çokça sorunlu olduğu dönemdir. Kargaşalar hat safhaya ulaşmıştır bu dönemde. Abbasi hakimiyetinin zayıfladığı, Selçuklu Devletinin ise yükseldiği dönemdir bu dönem. Nizamül Mülk Medreselerinden Gazali gibi simalar yetişiyordu. Ehli Sünnet ekolü;İslamı kendisine uydurmaya çalışan, Kur’anı kendi düşüncelerine göre yorumlama gayretinde olan Yunan Felsefesi ve Batınilerle uğraşmıştır  o dönemde. Gazalinin yaşadığı bu dönemin söz konusu siyasi ve fikri hareketlerini  göz önünde bulundurmadan Gazaliyi doğru ve iyi anlamak mümkün değildir.Gazali önemli tahsilini kendisinden yaptığı hocası EbulMaali el Cüveyni’nin ölümünden sonra Nizamül Mülk tarafından Nizamiye Medresesine baş müderris olarak tayin edilmiştir. Bağdat’ta “İhya” isimli eserini yazmış, yıllarca öğrencilere dersler vermiştir.

Ömrünün son bölümünü doğduğu Tus şehrinde geçiren Gazali, orada bir tekke ve medrese inşa ettirip, ömrünü irşad ve ibadetlerle tamamlamıştır. 19 Aralık 1111 tarihinde vefat etmiştir. 53 yıllık hayatına 1000’e yakın eser yazan Gazali bu gün aramızda eserleriyle ve görüşleriyle yaşamaya devam etmektedir. Gazali ömrü boyunca gece gündüz sürekli yazmış bir İslam alimidir. Eserlerini yaşamına böldüğümüzde  bir günde 18 sayfa yazı yazdığı görülmektedir. Gazalinin eserlerini okuyarak Müslüman olan bir çok batılının varlığı bilinmektedir.

Gazali, ibadet ve Kur’an kıraatiyle geçirdiği gecenin sabahında, tazelediği abdestle kıldığı sabah namazından sonra, yanındakilerden kefen istemiş, kefeni öpüp, yüzüne sürüp, başına koyup, “Ey Rabbim emrin başım üzerine” diyerek odasına girmiştir. Odada her zamankinden çok kaldığını gören yanındakiler odaya girmişler, Gazalinin kefeni giymiş, kıbleye dönmüş ve ruhunu teslim ettiğini görmüşlerdir. Vasiyeti üzerine Gazaliyi mezarına, Şeyh Ebu Bekr en-Nessac koymuştur. Defin işleminden sonra mezardan çıkan şeyhin suratı sararmış olarak görülmüş, nedeni sorulunca; “İmamın naşını mezara koyduğum zaman, Kıble tarafından nurlu bir sağ elin çıktığını gördüm. Hafiften bir ses bana şöyle seslendi. “Muhammed Gazali’nin elini, Seyyidü’lMürselin Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellemin eline koy” Ben denileni yaptım. İşte mezardan çıktığımda benzimin sararmış, solmuş olmasının sebebi budur. Allah ona rahmet eylesin.” demiştir.

Makamı Cennet olsun, kabri nurla dolsun, Allah (c.c.) rahmeti üzerine olsun.


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR