İHTİYAÇ SAHİPLERİYLE İLGİLENMEK..

Dul, Yetim, Öksüz, Yaşlı, Hasta, Engelli ve kimsesizler ihtiyaç sahibidir. Yardıma muhtaç olmak, mutlaka maddi imkansızlık anlamına gelmez. İlgiye, sevgiye, şefkate ve merhamete ihtiyaç da yardımı gerektirir. Her konuda, diğerinden daha iyi olan, olmayanla elindeki nimetini paylaşmak durumundadır. Amel defterinin açık tutulmasında ihtiyaç sahiplerine yardım en fonksiyonel unsurdur.

Hz. Ebu Bekir efendimiz, malının tamamını olmayanlarla paylaşmıştır. Hz. Ömer efendimiz, sırtına un çuvalını alarak idare ettiği insanların evlerine kadar malzeme taşımıştır. Hz. Osman efendimiz, sahip olduğu buğdayları en yüksek fiyattan satmayarak, “Rabbım daha fazlasını veriyor” diyerek, toplumun menfaati için “Beytül Mal’e” bağışlamıştır. Hz. Ali efendimiz, oruç açmak için hazırladığı iftarlığını her akşam kapısına gelen fakir, yetim ve yolculara ikram ederek kendisi üç gün arka arkaya aç olarak oruç tutmuştur.

İhtiyaç sahiplerine yardımı prensip edinen ve hayatının rutini haline getirenleri Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerimde övmüş ve en çok sevilenler verilmedikçe imanı kamile ulaşılamayacağını da hatırlatmıştır. Müslüman için, ihtiyaç sahipleriyle paylaşılacaksa, okyanuslar kadar nimet olsun ama paylaşılamayacak ve sahip olunan nimet ilahlaştırılacaksa, çöp kadar servet olmasın.

Yetim, yaşlı ve öksüz için ihtiyaç olan büyük ölçüde şefkat ve ilgidir. Peygamberimiz; “Kalbinin yumuşamasını isteyen yetim başı okşasın” diyerek, yetimlerin ilgiye ve sevgiye ihtiyacının olduğunu vurgulamıştır. Akil-baliğ oluncaya kadar yetimlerin eğitilip büyütülmesi toplumun sorumluluğundadır. Yani onların ihtiyacı sadece imkan sunulması değil, sahip olunmasıdır.

Yermük savaşında şehit olmak üzere bulunan sahabelere götürülen suları, biraz ilerisinde yatan  ve şehit olmak üzere bulunan diğer sahabeye göndermesi, son nefeste bile sahip olunanların diğerleriyle paylaşılmasının imani bir sorun ve sonuç olduğunu anlatmaya yetecek örnektir.

Müslümana yardım edene Allah da yardım eder. Kim bir Müslümanın sıkıntısı giderirse, Allah da onun dünya ve ahiret sıkıntılarını giderir. Bir toplumda ihtiyaç sahipleri varken, standart üstü lüks bir yaşam İslami anlayışa uygun değildir.

Yaşlılara yardım, hem ihtiyaçlarının giderilmesi, hem ellerinden tutulması he me ilgi, sevgi, şefkat ve merhamet gösterilmesidir. Bir toplumdaki yaşlılar, o toplum için, sahabenin arasındaki Peygamberler gibidir. Peygamberimiz bir kudsi hadiste, Yüce Allahın ; “Meleyen kuzular, ağlayan bebeler ve inleyen dedeler olmasa, ne diye size rahmet edeyim” buyurduğunu bildirmiştir.

Yardım yaparken kalp kırmamaya özen göstermek ve incitici olmaktan mümkün olduğu ölçüde sakınmak gerekir. İnfakın da bir ahlakı, edebi ve adabı vardır. İnfak ahlakına riayet edilmezse, infak yapılırken ifsat oluşturulmuş olur. İhtiyaç sahipleriyle ilgilenmek imani bir gerekliliktir. Vermek ve paylaşmak imkanla değil imanla ilgili bir sonuçtur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR