DÜNYAYA MEYLETMEK

 

Dünya ahiretin tarlasıdır. Dünyaya yaşantısının belirleyeni de imandır. İman davranışa dönüşerek dünyanın yaşam şeklini ortaya koyar. Taha suresi 131.ayette Yüce Allah; dünyanın imtihan yeri olduğunu ve ihtişamına aldanmamak gerektiğini önemle hatırlatmaktadır. İnsan dünyada bir çok süprizlerle karşılaşabilir. Varlık ve yokluk dünya yaşamının imtihan konularıdır. Allahın iradesine teslim olmak esastır. Dünyanın muhteşem güzellikleri ve insana sunduğu nimetlerinin tamamı Allahın eseridir. Sıkıntı da sevinç de, keder de mutluluk da Allah c.c.’ın verdiği nimetlerin sonucunda ortaya çıkar. Hiçbirine karşı tavır alınamaz. Ne varlık nedeniyle şımarılır ne de yokluk nedeniyle isyan edilir.

Allah c.c. rızasına kavuşmak, cemalini görmek, cennetinde yaşamak Müslümanın temel hedefi ve arzusudur. Bunun için de insanın iyi işler yapması ve iyi insan olması gerekmektedir. Bu arzuları bir menfaate dönük olarak değil,, Yaratana olan sevgi nedeniyle yapmak gerekir. Allah c.c.’ın dışında her hangi bir şeyi daha fazla sevmek şirk olur. Müslüman her şeyden fazla Allah ve Resulünü sevmek zorundadır. Bunu zorunluluk olarak değil kul olmanın gereği olarak yapmak durumundadır. Dünya da insanlara sunulan en güzel nimetlerdendir. Çünkü ahiret dünyada kazanılmaktadır. Ancak dünya Müslümanın hedefe değil Rabbına ulaştıran aracı olarak görülmelidir. Dünya ve içindeki diğer mahlukat denen nimetler sevilmelidir ama bunlar asla ahireti ve Yaratını gölgede bırakacak bir sevgi olmamalıdır. Dünya ve içindeki her bir varlık ve nimet insanı Allaha götürdüğü ölçüde değerli ve sevilecek bir nimet sayılır, aksi halde bunlar fitne olur. Mal ve evlatların fitne olduğunu yüce Allah hatırlatmıştır. Bunların fitne oluşu kişiyi Yaratandan uzaklaştırmaları durumunda gerçekleşir.

Allah insan ruhuna kendi nurundan üflemiştir ve bu nedenle insan ruhu Allahı sevdiği ölçüde huzurlu ve nurlu olur. Mahluku seven, dünya varlıklarını ön planda tutup onlara meyleden kimselerin ruhu huzursuz kalpleri nursuz olur. Müslüman dünyaya yüz vermez, onu ilahı gibi göremez ama dünyaya da sırt çeviremez zira ahiretin tarlası dünyadır.  Kassas suresi 77.ayette yüce Allah, dünya nimetlerinden istifade edilmesini ve dünyadan nasibin alınmasını bildirmiştir. Dünyadan nasip almak, Peygamber s.a.v. in öğrettiği ve gösterdiği şekilde dünya nimetleriyle ilişki kurmak demektir. Dünya için ahiret, ahiret için de dünya terk edilmez. Her birinin gereği için çalışma yapılır ve nimetlerinden istifade edilir. Kişisel menfaatler için değerlendirilen bir dünyada herkes rahatsız olur, fitne ve fesat çoğalır, insanlar huzursuz yaşar. Haksız kazanç ve kişisel menfaat hesabı dünya sevgisinin işaretidir. Müslüman ahiretini dünyada harcamamalıdır. Aksine dünya ahiretin kazanıldığı yer haline getirilmelidir ki yaratılış gayesi de budur.

Dünyada işlerin iyi gitmemesi halinde üzülmek, dünyaya verilen değerin ön plana çıktığına işaret eder ki Müslüman için tehlikenin başladığına işarettir. Bazı kimseler varlıkla bazı kimseler de yolukla imtihan edilirler. Müslüman bunun tartışmasına giremez, üzerine düşeni yaparak sonuçlarına razı olur. Ne kadar razı olursa o kadar ahiret sermayesi oluşturur. Dünya; Hakkın nazarı, ahiretin tarlası, insanın gafleti/oyuncağıdır. Sakın ola ki Müslüman dünyanın oyuncağı haline gelmemelidir. Dünyanın önünde diz çökmek değil dünyayı kendi önünde diz çöktürmek iyi Müslüman olmanın yansımasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR