Düğünlerimiz

Yaz ayları düğün aylarıdır. Düğün salonlarında yer bulmak zordur. Davetten davete, düğünden düğüne koşar dururuz yaz boyu. Hafta sonlarına sığmayan düğünler artık hafta içlerinde yapılıyor. Bir salonu bir düğün sahibi boşaltınca diğeri dolduruveriyor.

   Salon düğünlerinden bahsederken içim cız ediyor aslında. Köy ve kır düğünlerini hatırlıyorum. Derinden iç geçiriyorum. Salonlardaki sözüm ona şarkıcıları hatırladıkça daha bir tuhaf oluyorum. Salonlarda yüksek sese mahkûm olan, teneke sesli, kaba saba bir adamın naralarını dinlemeye mecbur kalanlara acıyorum. Dostlar için bile bu çileye zor katlanılır.

   Evliliğe dönüyorum. Evlilik güzel bir birlikteliktir. İki farklı karakterde insanın bir araya gelmesi, birleşmesidir. Ayrı duran iki elma yarısının birleşmesidir. Farklı kutupların birbirini çekmesi, birbirinde sakinleşmesidir. Namusun, neslin, ailenin korunmasıdır. Gürül gürül çağlayan iki çılgın nehrin denizde buluşmasıdır. Aşk ve sevgi denizinde. Hızlı koşucuların bitiş çizgisini geçmesidir. Çölde susuzluktan yananların suya kanmasıdır. Güneşte gölge, soğukta sıcaklık, karanlıkta aydınlık, gurbette vuslattır evlilik. Evliliğin tanımlarını daha da uzatabilirim. Gerek yok buna. Evlenecek gençler bunlardan hangisini severse alsın.

   Evlenecekler apayrı dünyaların insanları olsa da nikâh onları bir noktada eritir. Nikâhta keramet vardır. Kendilerinde keramet olmayanları nikâh bile kurtaramıyor. Bu ayrı bir konu. Bunu da acı acı izliyoruz.

   Mutlu bir toplum için direkten dönmeyen sevdalıklara ihtiyaç vardır. Sanal âlem aşkları insanları yanıltıyor. Leyla ile Mecnun"u, Ferhat ile Şirin"i, Kerem ile Aslı"yı… okumalarını tavsiye ederim gençlere evlenmeden önce. Biraz aşkı tanırlar böylece. Fuzuli"yi de okusunlar. Sevdiklerini öyle sevsinler ki akan dereler dursun. Öyle bir aşkla bağlansınlar ki sevdalarına gözleri başka hiçbir kimseyi görmesin. Karşı cinsten tabii. İsimleri yüzüklerine yazmadan önce kalplerine yazsınlar. Birbirine öylesine bağlı eşler olsunlar ki görenler gıptayla baksın. İnsanı ipten alan aşkları tavsiye ediyorum gençlere. Ateşten kurtaran aşklar. Hayvanları, bitkileri, insanları ve tüm mahlûkatı sevmeliyiz. Sonra bir insanı. Büyük aşk için küçük aşklar önemlidir. Tüm güzellikler bir sevgiyle başlar. Sevgi pek çok şeye kadirdir. Sevelim ki sevilelim. Bu dünya kimseye kalmıyor. Sevilmek kadar güzel ne var! Allah önce eşlere ve sonra herkese önce sevebilmek sonra sevilmek nasip etsin!

   Yuvayı dişi kuş yapar demişler. Ancak dişi kuş başka işlerde o kadar yoruluyor ki yuva yapmaya dermanı kalmıyor. Bu durumda hâlâ dişi kuştan yuva yapmasını falan beklemeyin. Erkek kuş da erkekliğini göstersin. Dallarda tüneyip durmasın. Bülbüller gibi öterek rakip dişilere kur yapmasın. Evliliklerin anlamını bulabilmesi için anlatıyorum bunları. Bugünler, düğün günleri en mutlu günlerdir. Cicim ayları kısa sürer. Mutluluğun ve yuvanın uzun soluklu, ölesiye kadar sürmesi için gereken bazı önemli hasletler vardır. Bunlar her iki yarım taraf için de geçerlidir. Sabır, sebat, bağlılık, sevgi…

   Evlilik yarımları birleştirir. Eşler birbirlerinin ayıplarını ve eksikliklerini tamamlarlar. Birbirlerine örtü olurlar.

   Yeni evleneceklere tecrübeli ve akıllı evlilerin edecekleri çok nasihatler vardır. Evleneceğiniz kişide ilk önce güzellik/yakışıklılık aramayınız. Gözlere, saçlara vurulmayınız. Boylara, endamlara meyletmeyiniz. Bunlar da vardır elbet ancak bunlar karın doyurmuyor. Yuva kurtarmıyor. İnce beller, siyah saçlar, servi boylar, güzel yüzler zamana yenik düşüyor. Zenginlik, mal, mülk de öyle. Ancak ahlak gittikçe daha da gelişiyor. Soy ve huy güzelliği her zaman ve her devirde değerini koruyor. Somut özelliklerden ötede soyut güzellikler arayanlar doğru adım atmış olurlar.

   Temmuzda evlenecek yiyenim Mehmet ve eylülde evlenecek yiyenim Reyhan"a, sonra teyzemin oğlu Yakup"a, eşimin yiyenleri İlhami"ye ve sırada bekleyen Nazlı"ya hayırlı, güzel evlilikler diliyorum. Ömür boyu mutlu olsunlar. Dünya vuslatları ahiret mutlulukları olsun!

   [email protected] 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR