TC Devletimize yönelik saldırılarla 1973-1985 yılları arasında kendisinden en çok söz ettiren Ermeni terör örgütü ASALA"dan sonra 25 yıldır devam eden PKK terör örgütüne baktığımızda;

Osmanlı devletinin yıkılışından sonra TC Devletimizin kurtuluş savaşından beridir devam eden ve ülkemiz üzerine oynanan haçlı zihniyet ve oyunlarının, ne denli büyük bir organizasyon halinde olduklarını görürüz. TC Devletinin her türlü askeri lojistik silah ve mühimmatına rağmen 25 yıldır bir türlü bitirilemeyen uyuşturucu ve silah kaçakçılığından beslenen terör örgütü PKK

Çeşitli eylem ve saldırılarla Kürt Türk kadın erkek, genç, yaşlı ihtiyar, bebek demeden vur kaç taktiği ile 40 bin insanımızın ölümüne sebep olmuş, komşu topraklarda barınarak ülkemize karşı düşmanca yürütülen faaliyetler içinde olan PKK"ya İran, Irak, Suriye ve Rusya"nın destekleri görülmektedir.

İnsan hakları ve özgürlükleri kullanan batılı sömürgeci devletlerin başında İngiltere Fransa Almanya Danimarka Norveç Yunanistan İtalya v.s olmak üzere birçok batılı ülkeler ile sözde stratejik ülke süper güç ABD için hakkında yazılı ve görsel medyada çıkan haber ve yorumlardan şöyle bir hafızalarımızı yoklayarak yola çıktığımızda,

Yenidünya düzeni ve büyük Ortadoğu projesi (BOP)kapsamında yürüttüğü politika gereği Afganistan, Irak işgal edilmiş“parçala, böl, yönet” taktiği kuzeyde peyk Kürdistan devleti kurdurularak Irak devleti üçe dörde bölünmenin eşiğine gelmiştir.

Asya ve Avrupa"yı birbirine bağlayan, zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarıyla çağımızda petrolden daha çok hayati önem taşıyan su ve enerji nakil hatlarıyla jeolojik ve jeopolitik konumdaki ülkemizi zayıf ve güçsüz bir devlet haline sokmaya çalışan bu güçler;

ASALA"dan sonra   PKK"yı, ayrışmayı sağlayacak bir baskı aracı olarak kullanmakta ve PKK"nın neden desteklendiği, Kuzey Irak örneğiyle apaçık ortadadır!!!

Bu güne geldiğimizde,  PKK"nın meclisteki sivil uzantısı olan DTP, AB eşliğinde barış ve kardeşlik duygularını kullanarak içeriden ve dışarıdan sözde ateşkes ilanı ve terörün bitmesi, akan kanın durması, şehit anaların gözyaşlarının dinmesi gibi kutsallarımızı seslendirenler,

Sözde “Kürt sorunu” Açılım veya Demokratik açılım sözleriyle PKK"yı öne çıkararak onun çete başına özgürlük istemekte, bir adım ilerisinde de federatif yönetim, Kürtçe eğitim gibi haklar ile Dağda beceri ve kabiliyetini yitiren PKK"nın masada savunuculuğunu yaparak Türkiye Cumhuriyeti devletini, terör örgütüyle masaya oturtmaya zorlamaktadırlar.

İktidar ve muhalefet liderlerinin ve parti yetkililerinin, sözlü sataşma ve hakaretlerinin toplumumuzu gerdiği bir ortamda, sayın genelkurmay başkanı İlker BAŞBUĞ"un sözleri gerginliğin tırmanışını durdurmuş, halkta oluşan şüphe ve tedirginlikler giderilmiştir.

Demokrasi ve insan haklarının insan onuruna yakışır bir biçimde yeniden oluşması ve tüm ayrışmaların giderilmesi için toplumsal uzlaşı ve barışın yeniden insana hizmet odaklı hale getirilerek tüm toplumumuzu kucaklayıcı bir anayasanın yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır.

Hedefimiz; Kavgasız çatışmasız güçlü bir Türkiye için olmalıdır.