DEĞERLER VE MENFAATLER

 Her toplumun kendine ait değer yargıları vardır. Bu değer yargıları ya inancın ya da geleneğin ürünüdür. İnancın ürünü olan değer yargıları dini kaynaklardan, geleneğin ürünü olan değer yargıları milli hassasiyetlerden beslenir. Dinî ve milli değerler, o toplumun genlerini oluşturur. Genel ifade ile bu toplumsal genlere de "Değerler" denir. 
      İnsanı ve oluşturduğu toplumu ya değerleri ya da menfaatleri yönlendirir. İnsan ya değerleriyle ya da menfaatleriyle yaşar. Değerleriyle yaşayan insan ve oluşturduğu toplum rahat ve huzurlu olur. O toplum mutlu ve kavgasızdır, göz yaşı ve kan o toplumda ol(a)maz. İnandığı dinin oluşturduğu değerler, söz konusu olumsuzluklara engeldir.  
      Eğer, değerler belirleyici ve yönlendirici değilse o toplumda hâkim güç; menfaatler ve menfaat şebekeleridir. Menfaat şebekeleri, her türlü değeri yozlaştırarak, kendi menfaatlerinin sermayesi olarak kullanırlar. Ağızlarında değer yargıları sakız haline gelir, onları çiğnedikçe oluşturduğu tükrükten istifade etmeye çalışırlar. Helal ve haram;, başkalarının yolunması ve soyulmasında enstürmandır onlar için. 
      Herkes bir ölçüde menfaatini ister, bu yaratılışın gereği, fıtratın sonucu ortaya çıkan bir duygudur. Bu zaafiyet ancak imanla aşılır. İman; menfaatin yerine değerleri ikâme eder. Değerleri ezip, menfaatin peşine koşanların imani zaafiyetleri söz konusudur. Zira iman; sahip olmak için her şeyi mübah görme yerine, sahip olunanların paylaşılmasını sağlar. 
     Kendimizi ve çevremizi test ederken, değerler ve menfaatlerle olan ilişkileri dikkate almak yeterlidir. Dost edinmede ve  arkadaşlık oluşturmada da manfaatler değil değerler etkili olmalıdır. Menfaatlerin oluşturduğu yakınlık dostluk değil hinliktir. Katkı sağlamaya yönelik değil istifade etmeye dönük ilişkidir. Oysa ! Değerler; bütün menfaatleri ortadan kaldırır, yardımı, desteği ve dostluğu inşaa eder. 
     Kendimizle ilgili mutlaka bir öz eleştiri yapmalıyız. Gönül dünyamızdaki etkili gücün, menfaatler mi yoksa değerler mi olduğunu belirlemeliyiz. Bu durum bizim için, toplumsal itibar olarak insani ve islami sermayeye dönüşecektir. Bir müslüman için de en büyük sermaye, itibardır. Mal-mülk geçici ama itibar; ölüm sonrası bile insanın övüneceği güzel güzelliğidir. 
     Ülkemizde, muhafazakâr insanların sınavdan geçtiği bir dönem yaşıyoruz. İddiaları olan insanların beşerî zaaflarına şahit oluyoruz. Değerlerle beslenen ve büyüyen insanların menfaatlerle nasıl tanınmaz hale geldiğini görüyoruz. Yalanın, talanın, dolanın, haramın nasıl meşruiyet bulduğunu hayretlerle izliyoruz. Toplumda bu tür algıların oluşmasına neden olan menfaat çetelerinin olduğunu yine toplumun her kademesindeki değer sahibi insanlardan duyuyoruz. 
     İmtihan için yaratıldığı Yüce Yaratıcı tarafından bildirilen insanın, en önemli imtihan alanı; menfaatlerle olan ilişkileridir. Menfaatlerini, inançlarının önünde bulunduran hiçbir kul, dünya imtihanını başaramamıştır. Değerlerini yaşamak için yokluğu ve yoksulluğu tercih edenle, değerlerini satıp menfaati için her yolu mübah gören insan; aynı kulluk derecesinde değildir. 
    Sahip olunan tüm nimetler emanettir ve dünya imtihanı için ayrı ayrı konu başlıklarıdır. Makam, mekân, imkân, ünvan gibi; şöhreti, serveti ve şehveti tetikleyecek her şey nimettir ve de emanettir. Bu emanetler insanlara hizmet için kullanıldığı ölçüde değerlidir. Bunlarla kişisel  menfaate sermaye oluşturulduğunda,  kaybeden kazandığını zanneden olacaktır.  
      Hümeze suresinin özetle ilahi mesajı, insanların menfaatleri peşinde koşacağı ama yığıp biriktirdiklerinin, yani menfaat için yapılan tasarrufların kendisine fayda sağlamayacağıdır. Menfaatler, değerlerin önüne geçtiğinde, kazanmanın sevinci değil kaybetmenin üzüntüsü yaşanmalıdır. Günümüzde muhafazakar kitlenin imtihan konu başlığı tek kelimeyle manfaatler ve değerler arasındaki tercih ve yöneliştir. Maalesef, hasretle ve özlemle beklenen böylesi bir dönemi Allah toplumumuza lütfetmiş ama lütfün muhatabı olan insan nankörlük yaparak, değerlerini unutup menfaatlerinin peşine koşmayı tercih etmiştir. 
     Allah c.c. kuluna verdiği nimetinin izlerini kulunun üzerinde görmek ister aksi hâlde o nimet o toplumu terk eder. 
     

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR