Değer mi?

 

   Sonunda dünya saltanatı olsa bile bir insanın kalbi kırılmamalıdır. Mezbele olarak adlandırılan geçici dünya yok olacaktır. Kırılan kalbin faturası ağır ceza olarak mutlaka insanın karşısına çıkacaktır.

   Başkalarını kötüleyerek taht mücadelesine girmek yanlış bir davranıştır. Onlar çok çok kötü insanlar. Bizler iyiyiz. Bizimle olun, bizi destekleyin. Muhatapların takdiri kazanılırken insan başkalarını mı kötülemelidir? Yoksa kendini ve projelerini mi anlatmalıdır? Hangi durumda değerini daha çok artırır? Bu sorunun cevabı muhataplardadır.

   Ey seçilmek isteyenler! Sizlerle konuşup dertleşmek isteriz. Seçildikten sonra; “Biz seçilmişleriz. Atanmışlardan üstünüz. Bizi halk seçti halk!” diye böbürlenmeyesiniz. Altına gireceğiniz toprağın üstünde kasıla kasıla ve gerile gerile yürümeyesiniz. Size oy verenlere büyük haksızlık yapmış olursunuz. Onları hayal kırıklıklarına düşürmüş olursunuz. Size oy veren bir çoban da olabilir. Çok zengin bir insan da olabilir. Cahil veya bilgin birisi de olabilir. Hiç fark etmez. Kim olursa olsun, kimden gelirse gelsin bir oy, bir oydur ve oldukça değerlidir. Birer birer binlere ulaşılır.

   Seçilmişlik unvanını size kazandıran oyların her biri aynı değerdedir. Oy verenler çok seyrek de olsa kendilerine değer verildiğini ve ihtiyaç duyulduğunu görürler. Bu bile onları mutlu eder. Bu seçim olayı; kadın-erkek, fakir-zengin, âlim-cahil, şişman-zayıf, güçlü-güçsüz, Fenerli-Cimbomlu herkesi eşitlemektedir. Tüm zıtlıkları bu seçim, bir potada eritmektedir. Bu durum; seçmeni heyecanlandırmakta, mutlu etmektedir. Seçilenleri de herkesin kapısına gitmeye zorlamaktadır. Hatta beş yıl içerisinde bir daha, bırakın oturup konuşmayı, yemek yemeyi; görmeye bile tahammül edemediklerine seçim zamanı kur yapanlara tanıklık ediyoruz. 

   Seçilenler sadece sevenlerinin oylarını değil, rakiplerinin de oylarını almayı hedeflemektedirler. Bu esnada yapılan bazı hareketler o kadar sırıtıyor ki anlatamam.

   Rakiplerinin dahi gönüllerinde yer edinebilenlere alkış tutarız. Bunu nasıl yaparlar. “Bu bize yakın değil ama başarılı. Haksızlık yapmaz. Hizmeti adaletli dağıtır. Şehrimin gelişmesi için gecesini gündüzüne katar. Kaybedildiğinde arkasından ağlanacak birisi. Gitmesi veya gönderilmesi zarar getirecek birisi.” Haklarında bu tarz kelamlar edilenler gerçek başarılı olanlardır. Böyle insanların yakışıklı veya çirkin olması, zengin veya fakir olması bizi ilgilendirmez. Bizden olmaması da bizi ilgilendirmemelidir. Hem bizden olmak ne demektir? Bize faydalı oluyorsa o, bizdendir. Şehrimizde taş taş üstüne koyabiliyorsa o, bizdendir. Efendimiz değil de hizmetçimiz olacaksa o, bizdendir. Daha bir sürü özellik insanların takdirini kazanmasına katkı sağlar.

   Sonuç: Eğer başarılı olunmayacaksa, beddualar alınacaksa, yükseklerde gelinip sürünülerek gidilecekse, kötü sözlerle anılacaksa, selam bile verilmeyecekse yarın; bu kadar mücadeleye, masrafa, emeğe, gayrete değer mi? Değer mi bilmem.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR