Çıkış yolu; Halkın özgür iradesidir(II)

Ülkemizde yaşadığımız son günler oldukça karmaşık bir hal almış durumda.

Olaylar ve yaşananlar, yanlış ve hatalı bir bulmaca gibi.

Kavram ve kuralların bozulduğu geri dönüş ve çıkışı olmayan sonsuz bir labirent sanki.

Agustus 2007"de 11.Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde başlayan gelişmeler,

Yargı süreci Anayasal engeller, Genelkurmay"ın E bildirgesi(ETÖ)”Ergenekon terör örgütü" ve yıllardır bitirilemeyen PKK terörü.

Cumhuriyet tarihinden bu yana yaşanan andaçlar, darbe ve darbe günlükleri,

En son çıkan Kafes ve BALYOZ darbe planları, bir türlü bitmeyen ıslak İMZA tartışmaları, yaşanan intiharlar, şaibeli ölümler ve suikastlar kafa karıştırmakta.

AB üyelik sürecinde dayatılan Kopenhag kriterlerini istismar eden yüce mecliste PKK'nın siyasi sözcülüğünü yapan Kürtçü milletvekillerinin “gerçekte PKK"nın dış güçler tarafından Türkiye"nin siyasi ve ekonomik yönden zayıflatılması amacıyla kurdurulduğu unutturularak” İnsan hakları Barış Demokrasi ve Özgürlük gibi insan varlık ve onuruna yakışan çağdaş terimlerin arkasına sığınanlar,“İmralı sakini PKK lideri Apo canisinin” yerim dar şikâyetleriyle tırmandırılan terör olaylarıyla yakılan yıkılan baş kaldırma provaları ve her şeyin arkasında aranan (ETÖ) karanlık ve derin güç çabaları bizi nereye götürmekte!?

Geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanının "İyi şeyler olacak" mesajlarının ardından "KÜRT AÇILIMI, DEMOKRATİK AÇILIM" sözleriyle, Barış, Kardeşlik, Anaların gözyaşına son" sloganlarına eşlik Habur"da yaşananlar yenilir yutulur bir şey değil.

İktidarını şiddet ve gerilim politikalarıyla dinçlendiren Sayın Recep Tayyip Erdoğan;

AKP Genel Başkanı ve Başbakan sıfatıyla muhalefet parti ve milletvekillerine karşı sert, hakir ve küçük görücü tavırlarına karşı, muhalefet liderlerinin de aynı oranda uzlaşıdan uzak meclis kavgaları ve sokağa yansıyan sürtüşmelerin sonu nereye varacaktır?

Her yıla bir darbe planlarının uçuştuğu, gömülü silah ve mühimmatın TSK "ya ve dolayısı ile ETÖ" ne ait söylentileri, Erzincan ve Erzurum savcılıklarında yaşanan Asker Polis, Mit sürtüşmeleri, HSYK ve Adalet bakanlığı ile kurumlar arası yetki karmaşalarının birbirine girdiği bir dönemde PKK unutturulurken,

2010 kış tatbikatını gerçekleştiren 3.ordu komutanı Sardıray BERK" in, ETÖ nün I.numaralı sanığı, ifade vermiyor gibi TSK"ni yıpratan haberler ülke gündemini işgal ederken, AKP"nin ikinci adamı olarak bilinen Sayın Abdullah GÜL" ün meclis çoğunluğunun gücüyle Cumhurbaşkanı seçilmesiyle bugün tarafsızlığının tartışıldığı bir ortamda,

“Anayasa mahkemesi üyelerini meclis seçsin” “Hâkimler ve savcılar yüksek kurulu üyelerini meclis seçsin”!? Ne demek oluyor?

“Yargıcı da savcıyı da hâkimi de meclis seçsin”

Demek değil midir?

Bugün meclis çoğunluğuna güvenerek yasama ve yargıyı kontrol altına almayı planlayan bir parti, nasıl bir demokrasi ve insan haklarından söz etmektedir?

Bu durum, iktidarı eline geçiren her siyasi partiye kendi özgürlük anlayışına göre bir demokrasi anlayış ve tanımı getirmez mi?

Halk, ekonomik krizle geçim derdine düşmüş, canına tak eden hırsızlık, yolsuzluk kapkaç, yankesicilik ve terör olaylarıyla boğuşurken, yakasına yapışan işsizlik ve yoksulluğu kader olmaktan çıkartacak icraat beklemektedir.

Bu milletin her ferdi, Anayasa değişikliği nedeniyle Referandum tartışmalarının hız kazandığı günümüzde,

Hak ve sorumluluğunun bilincinde ülke ve geleceğini düşünerek hareket etmelidir.

Bu durumdan nasıl ve ne şekilde çıkılacağı konusunda kendi özgür fikir ve düşüncesiyle ülke siyasetini yeniden yargılayacak ve sorgulayacak olan halkımız;

Her zaman olduğu gibi, yine çıkış yolunu kendi özgür iradesiyle gerçekleştirecektir.

Not:

Yazılarıma fikir ve düşünceleriyle katkıda bulunan başta eş dost arkadaş ve çözüm dershanesinin müdürü Sayın Aziz YILMAZ Bey olmak üzere, bir kez daha sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İhsan İde Arşivi
SON YAZILAR