Bu gün yaşadığımız dünyada insanların büyük bir çoğunluğu siyasetten ekonomiye alışverişten ticarete akraba ve komşuluk ilişkilerinde yaşanan davranışlar, ancak kanun ve yasalar çerçevesinde yürütebilmektedir.

Geçmişte atalarımızın yaşam sürdüğü bu topraklarda toplum içinde ticaret akraba ve komşuluk ilişkilerinde verilen sözler bir akde, yani yazılı bir belgeye dayanmaksızın sürdürülürken, bu gün geri dönen ödenmeyen çek ve senetleri nasıl açıklayacağız. Hz peygamberimiz Muhammet Mustafa a.v dediği gibi, 

"Aldatan bizden değildir".

 Halkımızın  %99 Müslüman olduğu ülkemizde kendilerine toz kondurmayan kimi siyasetçi ve idarecilerin kimi din adamları ve tarikat ehli insanların fikir ve yaşantılarından yola çıktığımızda;

Özellikle oruç tuttuğumuz Yüce rabbimizin oruç ayı, Ramazan ayında yaşanan aldatmalar kandırmalar ve hileli alışverişler, hırsızlık gasp dolandırıcılık, kumar ve cinsel suçlarda yaşanan artış, insanların inandıkları gibi yaşamadıklarını göstermektedir.

Allah c.c dinimizin temeli Kuran"ı Kerim"de, söz verip de yerine getirmeyenleri, emanete hıyanet edenleri ve konuştuklarında yalan konuşanları, münafık olarak tarif etmiştir.

Ülkemizde Münafıklık alametleri taşıyan insan sayısının gün geçtikçe çoğalarak artmasında polisiye önlemlerin yanı sıra diyanet işleri başkanlığınca yönetilen ve topluma karşı sorumluluk alan din adamlarımıza karşı halk nezdinde peygamberimizin varisi ”güzel ahlâk ve örnek” insan beklentisi, diyanet işleri başkanlığının sorumluluğunu ve önemini bir kat daha artırmaktadır.

Geçmişten bu güne, yaşadığımız günümüze baktığımızda;

Çağın derinliklerinden bu yana çeşitli buluşlara imza atan teknolojik girişimler sonucu dünyanın gidişatına yön verenler, neden bugün İslam âleminde yoklar?

Oysa güzel dinimiz İslamiyet bize, ilme bilime ve teknolojiye karşı, "Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz"

“İlim Çin"de de olsa alınız” Hadislerinde olduğu gibi eğitimin öğrenmenin ve çalışmanın yolunu açarken günümüz sahabe ve Osmanlı dönemi ile karşılaştırıldığında,

Ülkemiz ve tüm dünyada neden Müslümanlar ezilmekte ve soykırıma uğramaktadır?

Her namaz ve ibadetin ardından dua için Allah"a açılan ellere rağmen Tüm dünyada bir türlü dinmeyen kan ve gözyaşı,

Dualarımızın samimiyetini ortaya koymuş olmuyor mu?

Kısacası bugün birçok televizyon kanallarında her ramazan ayında olduğu gibi boy gösteren ve reklam kokan kimi dini programlar ve bazı hocalarımız din ve güzel ahlâk adına konuşurken halkımızı ve insanlarımızı yargılayanlar;

Güzel ahlâk ve örnek insan konusunda öncelikle kendi vicdanları önünde, (dürüst ve samimi hocalarımızı tenzih ederim)

Ben ne kadar samimiyim? Sorusunun da cevabını vermelidirler.