Siyaset her yönüyle bir sanat olduğu kadar içinde birçok şeyi barındıran bir kurum...
Bu ülke çok enteresan liderler gördü ve o liderler görselliklerinden, hatipliklerine, söyledikleri sözlerden yaptıkları icraatlara kadar Türk halkının belleğinde farklı farklı yerlerini aldılar.
Kim hayatta olan liderlerden Süleyman Demirel'in "Dün dündür, bugünde bugün. Benzin vardı da biz mi içtik" sözlerini unutabildi ki?. 
Rahmetli Necmettin Erbakan'ın, "Hadi ordan, hadi ordan. Kadayıfın altı kızardı mı?" sözleri daha hafızalarımızda değil mi?
Yine rahmetli Bülent Ecevit'in "Karaoğlan" olarak halkın diline pelesenk olduğu herkes tarafından  bilinmiyor mu?
Bu ülkede hem başbakanlık hem de cumhurbaşkanlığı yapan rahmetli Özal'ın "Benim memurum işini bilir." sözü insanımızın hafızasına kazınmadı mı?
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün elbette...
Ama bugünkü asıl konumuz bu değil.
Konumuz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Samsun'da yaptığı konuşma ve halkın üzerindeki etkisi...
Kim ne derse desin şu anda Türk siyasetine halka onun kadar etki eden bir lider gelmedi.
Gerek görselliği, gerekse hitabetiyle halkı bu kadar etkileyen bir liderin neden bu ülkede yüzde elli oy aldığını Cumartesi günkü  mitingde daha iyi anladım.
Biz gazeteciler görevimiz icabı her lideri takip etmek zorundayız. Bu ülkeyi idare eden başbakan olunca her kelimesi ve hareketi bizim için önemli...
"Ben bu ülkede gündemi belirleyemezsem başbakan olamam" demesinin arkasında yatan gerçeği şimdi daha iyi anlıyorum.
Geçen gün bir yazımda "Bu ülkede ne zaman gerilim olsa AK Parti oyları yükseliyor" demiştim.
Bunun cevabını kendi içinde aramaya çalıştım.
...Ve cevabını buldum.
Başbakan bu toplumun beklentilerini, özlemlerini ve halkın neyi isteyip, neyi istemediğini o kadar iyi biliyor ki, bunu gerek vücut diliyle, gerekse hitabetiyle "tereyağından kıl çeker gibi" yapıyor.
Besmele'yi de, le havle'yi de nerede kullanacağını çok iyi biliyor.
Bu mitingleri düzenlemesinin arkasında yatan gerçeği de bir sözünde aslında ifade etmeye çalıştı.
Taksim gerçeğinin arkasında "BU HÜKÜMETİ ŞİMDİ DÜŞÜREMEZSEK BİR DAHA ASLA DÜŞÜREMEYİZ" mantığının yattığını söyledi.
Yani Sayın Başbakan kendisine oynanan bu oyunu çok çabuk gördü ve hemen halkına koşup "Bu ülkenin en güçlü adamı benim. Ben istemedikçe beni buradan gönderemezsiniz. AK Parti'yi de yıkamazsınız" mesajı verdi.
CHP lideri Sayın Kemal Kılıçtaroğlu'na yönelik söylediği her söz parti tabanında büyük yankı bulurken, Samsun'daki hasletleri tek tek söylemesi de miting öncesinde çok iyi bir şekilde bilgilendirildiğinin açık bir göstergesiydi.
Seveniyle, sevmeyeniyle bu ülkede her iki kişiden birinin oyunu almayı başaran bir lideri Samsunlular öyle karşıladı ki, onun Türk siyasetindeki yerinin çok farklı olduğunu topluma bir kez daha hatırlatmış oldular.
Ayrıca Kurtuluş Savaşı'nın başlamış olduğu Samsun'da, Erdoğan'ın BESMELE ve LE HAVLE sözleri de tarihe geçen sözler olarak yerini almış oldu.