“Ahmet Yeni” Neredeeen nereye?

İlk köşemi geçen hafta Salı günü yazmıştım. Artık her Salı buradan okuyucularıma sesleneceğim. Geçen haftaki köşe yazımda kendimi tanıttım, ideallerimi, duruşumu anlatmıştım. Çok güzel tepkiler aldım. Bu durum beni çok memnun etti. Bu yüzden bu haftaki köşemde, meslekte 'Neredeeen nereye?' dedirttirecek, başımdan geçen  olaylar dan bir tanesini  kısaca anlatacağım.

Mesleğe ilk başladığımda Denge Gazetesinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Miraç Öztürk'tü. Mesleği usta çırak ilişkisi ile öğrendiğimizden, kendisi ustalarımdan biridir… Miraç müdürüm işe ilk başladığım dönemlerde Türkiye gündemi ile ilgili bir konuyu bana söylemiş, ve bu konuyu Samsun milletvekillerinden birini arayıp değerlendirmesini almamı istemişti. İşe yeni başladığımızda ne bürokrasiden nede siyasilerden pek tanıdığım yoktu.  Miraç müdürümde bunu bildiğinden Ak Parti Milletvekili Ahmet Yeni'yi aramamı söyleyip, vekilin numarasını verdi… Hayatımda o ana kadar bir vekille konuşmadığımdan çok  heyecanlandım. Fakat  Ahmet Yeni'ni telefona cevap vermedi.  Başka bir Samsunlu vekili  arayacaktım ki; telefonum çaldı, açtım. Olayın devamı aynen şöyle; telefonun öbür uçundaki kişi bana “Az önce beni aramışsınız, müsait olamadığımdan açamadım. Hayırdır” dedi. Buna karşılık bende “kimle görüşüyorum, bir kendini tanıt, kimsin” dedim. Telefonda ki kişi “Ben Ahmet Yeni” dedi. Az öncede söylediğim gibi bir vekil ile konuşmadığımdan heyecanlıydım. O heyecanın etkisi ile “Ahmet Yeni kim, tanıyormuyum sizi” dedim.  Miraç Müdürüm o sözlerimi duymuş olmalı ki “Ahmet Yeni Milletvekili” dedi. Dedi ama benim başımdan aşağıya sanki kaynar sular dökülmüş gibi oldu.

Her şeyin anlık geliştiği bu durumdan nasıl çıkacağımı düşünürken telefonun öbür ucundaki vekil Ahmet Yeni  “Canım kardeşim ben Milletvekili Ahmet Yeni, siz kimsiniz ve niye aradınız” dedi. Durumu açıkça izah edip sıyrılmak istedim ve “Efendim ben Denge Gazetesi muhabiri Anıl, bu gün çok yoğun bir gündü, bu yüzden bir an sizi tanıyamadım. Maruz görün. Bir konu hakkında görüşünüzü alacaktım, müsait misin?” deyip durumu oldu bittiye getirip  toparlamaya çalıştım. Ama hiçte öyle olmadı. Vekil biraz sinirlenmişti, ses  tonundan belliyi. Vekil  bana aynen şunları söyledi “Canım kardeşim, görüş almak için beni aradığınız için teşekkür ederim.Lakin ben bir milletvekiliyim ve siz bana 'Sen kimsin' diyerek tanımadığını göstermiş oldun. Anlaşılan işe yeni başlamışsınız, burası çok bariz şekilde ortada. Ben bu durumu anlayışla karşılıyorum. Gelelim konu ile ilgili görüşlerime. İşe yeni başladığın için sana bir açıklama yapmak istemiyorum. Sana şimdi bir açıklama yaparsam tecrübesiz olduğundan dediklerimi algılayamazsın ve görüşümü çarptırabilirsin. Bu hatayı yaparsan eğer ben zor durumda kalırım, sende zor durumda kalırsın. Sen en iyisi bu işi biraz daha öğren, kendini geliştir, ondan sonra ben sana her konuda açıklama yaparım. Olur mu?” dedi.

Böyle bir cevap almam için karşımdakinin ancak Milletvekili olması lazımdı. Benim kalbimi kırmadan, durumu daha da zora sokmadan, en önemlisi riya ve gurur yapmadan bana iyi niyetli şekilde olabilecek en iyi cevabı vermişti. “Peki efendim” deyip kapattım. Aradan yıllar geçti ama ben o konuşmadan sonra Ahmet Yeni'ye hiçbir konu hakkında soru soramadım… Çünkü vekile karşı içimde her zaman hem utancım, hem de bir korkum kalmıştır. Böyle küçük düşürücü olaylar genelde gizli kalır. Ama ben bunu açığa vurarak, hakkımda 'köşe yazmaya başladı, dünkü çömez, iki günde havalara girmiş, kendisini neredeyse mesleğin idolü ilan edecek' diyerek havalara girdiğimi söyleyenlere cevap olsun dedim. Kim ne kadar olumsuz eleştiri yaparsa yapsın, her türlü eleştiriye açığım, her eleştiri bir cevap hakkı doğurur. Bu köşe yazımda eleştirilere cevap olsun. Anlattığım olaydan, bu güne çok zaman geçti, çok dediğimde beş yıl. Bu zamana kadar bir çok habere, röportajlara, projelere imza attım.  Çalıştığım Gazete'de Haber Müdürü, köşe yazarı, ve gazetemiz bünyesinde kurulan, yakın zamanda da sizlerle buluşacak olan wep tv'nin sunuculuğunu ve yayın yönetmenliğini yapacağım. Neredeeen nereye?. Heyecandan aradığı vekilin ismini unutan o çömez , şimdi bu ülkenin Başbakan'ı Recep Tayyip Erdoğan ile röportaj yapabilmek için günleri sayıyor. Evet yanlış değil, cümleyi baştan okumanıza gerek yok, doğru okudunuz… Bu çalışma benim içinde beklenmedik oldu… Bu fırsatı bana sağlayacak olan üstat, bir kısım ödevler verdi. O ödevler biter bitmez Ankara yolcusuyum… Samsun'da ki yerel basın mensuplarını her türlü şekilde  eleştirenlere, Samsun yerel basın mensubunun  Başbakan ile röportaj yapabileceğini göstermek için kollarımı sıvamış durumdayım. Bunu, buradan sizlerle paylaşarak birilerine mesaj vermek istedim. İnşallah mesaj yerine ulaşır…  Allah hakkınızda hayırlısını versin.  Allaha emanet olun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR