Öz Türkçe, Türkçe düşüncedir. Nice yüzyıllar, gökle yer arasında çağlarının en ileri el ulaklarını kullanarak doğudan batıya, batıdan doğuya koşup akan Türk Ulusu'nun kafası durgun olabilir miydi? Kafa dur mayın işleyince onun verimi de düşünceden başka ne olabilirdi?

Bence Atatürk dil değişiminin anlattığı en büyük gerçeklik işte budur: Kafayı işletmek, düşünmek.

 Anlaşmamızı; anlamamızı ve anlatmamızı,  
yaşadıklarımızı, "yaşıyor olduklarımızı", ileriye dönük planlarımızı anlatmamızı ve daha bunların çok ötesini mümkün kılan dilimizi sahiplenmek toplumsal sorumluluğumuzdur.
Hayatımıza birdenbire girip, kendini vazgeçilmezlerimiz
arasına sokan cep telefonu ve Internet"le  dilimiz tanınmayacak hale geldi. Kontur den tasarruf, zamandan tasarruf derken, düşünceden de tasarruf eder hale geldik.
 Dil düşüncenin alt yapısını oluşturur. Günümüz Türkiyesi'nin en önemli sorunlarından birisi de Türkçe'nin yanlış kullanımı.Dilimizden uzaklaştırılmaya çalışılmamız. günlük yaşamda özellikle msn de genç nesilin Türkçe'yi katlederek kullandığını üzülerek görüyoruz.Hepimizin hataları var hiç birimiz dilimizi gerektiği gibi kullanamıyoruz, bilmiyoruz. Günümüzün gençleri Avrupalılaşmaya çalıştıkça kendi öz benliklerini yitirdiklerinin farkın da bile degil. Özgürce yaşamak isterken kendi dilini, dinini, örf adetini farkına varmadan silip atıyor ve ilerde anne baba olduklarında çocuklarına öğretecekleri hiçbir şeyi hatırlamayacaklar ve çocuklarını içi boş bir çuval gibi yetiştirecekler.     Yaşlandıklarında saygı görmek istediği dönemlerde yetiştirdikleri  evlatlarından "" merhaba annecim"" yada "" merhaba babacığım"" yerine duyacakları en doğal kelime "" selam moruk"" olacaktır.

Türkçe harfleri ingilizce kullanıyoruz ''ç'' yerine ''ch'' , ''ş'' yerine ''sh'' kullanıyoruz , ''glyrum'' diyerek ''geliyorum'' kelimesini katlediyoruz, ''yok'' yerine ''yhock'' diyerek Türkçe-İngilizce arası komik kelimeler üretiyoruz. bütün bunlar dilimizin yok olmasına neden oluyor, dilimizden uzaklaşmamız demek benliğimizden uzaklaşmamız demek istemeyerek yapıyoruz , hatanın büyüklüğünün farkında olmadan yapıyoruz belki ama ikinci vatanımız Türkçe'yi yok ediyoruz. Lütfen güzel dilimizi katletmeyelim. Bu anlamsız kelimelerin insanlara değer katmadığının farkına varmalı ve sıradanlıktan kurtulmalı.

 Umarız başlığımız Türkçe'yi doğru kullanmamız, bilmediğimiz dilimizi öğrenmemiz adına faydalı olur.

Yazımı Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözüyle bitiriyorum:

“Türk demek Türkçe demektir; ne mutlu Türküm diyene.""