Tek aşktı

 

 Aşk, dünya üzerinde mevcut olan en üstün duygu kabul edilmektedir. Bulması zor, unutması ise imkansıza yakındır. Aynı kategoride yalnızca bir şeye hissedebilir bu duyguyu insanoğlu, hiç değilse budur olması gereken. İnsani ilişkilere girmeyeceğim tabii ki, bizler için en kıymetli olanlarından birini anlatacağım, niye sadece Samsunspor dediğimizi ve neden böyle olması gerektiğini.
 Endüstriyel futbolun gittikçe güç kazandığı bugünlerde, eskiye nazaran parmakla sayılabilecek kadar kaldı futbol romantikleri. Hele de Samsunspor aşıkları olarak azalma göstermesek bile yeteri kadar çoğalamıyoruz maalesef. Yetişen nesil başarıya endekslenmiş durumda ve endüstriyelleşmeyle dayatılan renklere sevdalanmakta. Doğumları 70"lerden başlayıp 80"lerin ortalarına kadar kadar gelen bir nesil, o gençlik çağlarında televizyonlarda izledikleri efsane Samsunspor"un başarılarıyla tutuldu bu sevdaya. 90"lardan sonrası ise kendilerini bildiklerinde efsanenin ne durumda olduğunu zaten biliyoruz hepimiz. İşte bu yüzden yol göstermek, doğruyu buldurmak zorundayız genç kardeşlerimize. Doğru yolu bulmalılar ki, 20 sene sonra da Samsunspor her düştüğünde tutup kaldıracak bir jenerasyonun olduğundan emin olalım biz de.
 Öncelikle, en önemlisinden yani "çift takımlılık" hastalığından kurtarmak lazım onları. Başlarken de dediğim gibi, tek bir şeye aşık olabilir insan. "Ben İstanbul"un şu takımını tutuyorum ama Samsunspor"u da destekliyorum" tarzı bir mantık, hem doğduğun şehrin asil takımına hem de ben ve benim gibi binlerce "Sadece Samsunsporluya" bir hakarettir. Nasıl ki aynı anda iki İstanbul takımını tutmuyorsanız, onların birinin yanında bir de Samsunspor"u tutamazsınız. Çünkü bir kalbe iki sevda sığmaz! Bizim Samsunsporumuz da medya da yer alan takımlar kadar büyük bir camiadır. Evet, eksiğimiz olduğunu ben de kabul ediyorum. O eksiğin de şehir yönetimi ve lobicilik bazında olduğu zaten aşikardır. Eğer şehir milliyetçiliğimiz gelişmiş olsa idi, 80"li yıllarda şampiyonluk kupasının Samsun"a geleceğini tüm Samsun halkının bildiğinden şüphem yok. İşte bu yüzden, tekrar aynı fırsatı yakaladığımızda- ki bir gün tekrar olacağına tüm kalbimle inanıyorum- aynı duruma düşmemek için şimdiden kenetlenmeli ve yeni nesile de bu inancı aşılamak zorundayız.
 Bir nokta daha var vurgulamak istediğim. Samsunspor"u büyük yapan, üstad Mehmet Yılmaz"ın Kırmızı-Beyaz-Siyah kitabında belirttiği gibi bir "direniş takımı" olmasıdır. Tarihi boyunca bir çok kez zor durumlara düşen,  şehitler veren, her küme düştüğünde tekrar ayağa kalkmasını bilen bir takım olmuştur Samsunspor. İçinde bulunduğumuz karanlık günlerden kurtulacağımıza olan inancım, bu takımın köklü tarihinden ileri gelmektedir. Yeter ki inanalım, yeter ki birlik olmayı, tek bir sesle sadece Samsunspor diye haykırmayı başaralım.
 Şunu da söyleyeyim İstanbul takımı sempazitanlarına; aldığınız hiçbir puan, kazandığınız hiçbir kupa, verdiğimiz tek bir şehit kadar değerli olmadı, olamayacak.
  Son sözü ise bize Samsunsporluluğun ne olduğunu öğreten, Samsunspor"u nasıl tutmamız gerektiğini gösteren, ancak şu anda Samsunsporunu cennetten izleyen rahmetli M.Teoman Taş"a veriyorum: Başka ? diye soranlara inat, sadece Samsunspor!!!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mustafa KAR Arşivi
SON YAZILAR