Televizyonda öyle diziler oynuyor ki ,konusu  kahramanları,tipleri sanki bugünü gösteriyor.Pargalı İbrahim,bunlardan biri.Bir balıkçının oğlu,asıl adı Teo.Devşirme. Muhteşem yüzyıl'ın Muhteşem Padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın Vezir-i Azam'ı; yani,bugünün Başvekili.Son bölümde “içinde yıllardır biriktirdiği kini,kişiliğini  kemiren aşağılık kompleksi nasıl su yüzüne çıkıverdi.Veli nimeti Kanuni'nin “kardeşim” (!)diye onurlandırdığı, kız kardeşine eş yaptığı,Damat  İbrahim Paşa'ya söyledikleri bütün zamanlara örnek bir baş kaldırıdır.Öfke patlamasıdır.”Pargalı ,seni böyle kibir ve gururlu yapan nedir?İstanbulun yedi tepesine dikeceğin büstünün önünden geçecek kulların kim?

Günümüz devlet adamlarına; devletin ve milletin  gücünü kullanarak,etrafında çöreklenen menfaat şebekelerine “geçmişle hesaplaşmaya yeltenen“ gurur ve kibir”abidesi zavallılara ders verir gibi...
Atatürk düşmanlığı da böyle.Başka diğer tarihi şahsiyetlerimize,devlet adamlarımıza,yapılanları itibarsızlaştırarak kabirlerinde azaba duçar edenlere nefis bir uyarı!
27.07.1937 tarihli TBMM'de yaptığı bir konuşmasında Büyük Atatürk :”..İslamiyetin mukaddes yerlerinin Musevilerin(Henüz tarihlerde İsrail devleti kurulmamıştır.)ve Hırıstiyanların nüfusunun altına girmesine mani olacağı!.Binanaleyh şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahasına müsaade etmeyeceğiz.Edildi mi/edilmedi mi? “Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyete lakayt olmakla itham edildik.Fakat bu ithamlara rağmen Peygamberin son arzusunu,yani mukaddes toprakların daima islam hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız.”diyor.Ya bugünkiler!!.Nerden nereye?
Konumuza dönersek..Sn.Başbakan geçen Salı günü ,Grup toplantısında;On yıla yaklaşan  İktidar dönemindeki başarılı hizmetlerini sayıp döktü.Sözü yine döndürdü dolaştırdı.Muhalefete,80 yıllık Cumhuriyet Hükümetlerinin icraatlarına ,özellikle 57.Koalisyon Hükümeti'nin ”ekonomik politikalarına yüklendi.son yıllardaki gelişmeleri rakamlarla kıyasladı.Nereden nereye ,diye ekledi...
istatistikleri ,anket sonuçlarını,olasılık hesaplarını siyasetten ciddiye almam,Sayılara/rakamlara giydirilmiş politik söylemleri doğru bulmam.Neyin doğru,neyin yalan olduğu; hükmünü tarih verecektir.Bu tür eleştirler,kıyaslamalar türbinleri coşturur,fanatikleri motive eder; ama gerçekleri gizleyemez.Bardağın dolu tarafını gösterip, boş tarafını yok saymak siyaseten doğru olabilir,ama kamu vicdanını yanıltmak,halk dalkavukluğudur.Popülist yaklaşımlardır.2011 yılında ihracaatımızın ,132 milyar dolara ulaştığı doğrudur.2002'de40.1 milyar olduğu da gerçektir.Gel gelelim ithalat rakamları ,es geçilirse bazı doğrular havada kalır.Peki niçin söylenmez. Söylenemez çünkü,ithalat ile ihracaat arasındaki farka”Dış ticaret açığı “denir.Yani sattığınızdan  çok, dışarıdan/yurtdışından döviz ödeyerek, mal almışsınız, demektir.
Bu hükümet döneminde 2002/2006 yılları arasında  toplam İhracat; 306.6 milyar dolardır. İthalat ise 420.3 milyar dolar.Aradaki fark “Cari açık”..Türkçesi cepken delik! İthalat azgınlığına çarpıcı bir örnek, Bakan Zafer Cağlayan'dan geldi.:2011 yılında sadece cep telefonlarını değiştiren vatandaşların harcamalarına(savurganlıklarına ) 2 milyar TL ödenmiş. Bu ne demek?Bir karşılaştırma yapalım.Gençlik Ve Spor Bakanı sn.Suat Kılıç'ın “girişimleri ile(!)”Samsun'a 70 milyon lira (eski para ile trilyonluk)eğitim yatırımı yapılacağının AMAÇLANDIĞI haberi gazete manşetlerine düştü.Henüz fol yok yumurta yok ,ama olsun.Hayali bile güzel!Şu cep telefonlarına ödenen paralardan Samsun'a üç kat fazla eğitim yatırımı  yapılabilirdi.Yani 2012 yi beklemeye gerek kalmazdı!Adam sen de diyen çıkabilir.Nasılsa Hazine para dolu.Sn Başbakan söylüyor:”2002'de Merkez bankası rezervi 27 Milyar dolar.Şimdi 89 milyar dolar.Nereden nereye!...İMF'yi kovduk.Seninle anlaşma yapmıyoruz, dedik,Hem de hissedar olduğumuz bir finas kuruluşuna kapıyı gösterdik-ANAP'dışarıda bırakarak MHP/DSP koalisyonuna yükleniyor.”23.5 milyar dolarlık İMF borcunu 2.800 milyar dolara biz indirdik “ diye,övünüyor.Doğru mu dersiniz? Bardağın dolu tarafından bakarsan doğru ,boş tarafından bakarsak.Sormak lazım bu borçuı kimler ödedi?Paralar kimin cebinden çıktı? 2011 yılı Aralık ayı  itibarıyla BMVDB(Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı)bültenine göre ; Çalışanların bordrolarından yapılan gelir vergisi kesinti tutarı : 44.3 milyar TL. İmiş!. Bir gelir kalemi de bizden olsun .2003 yılında yürülüğe giren Yabancılara Mülk Satışı'ndan elde edilen (4 yıllık ),toplam gelir tutarı: 7.2 milyar dolar.Son beş yıla ait kayıtlara bakamadım. İsterseniz Güngör Uras'ın Milliyet.com.tr sitesine girebilirsiniz....İthalatı ihracaatından fazla  olan,cari açığı yüksek , üretmeyen bir ülke borcunu nasıl ödeyebilir?.İki seçenek var.Yüksek Faize dayalı sıcak para veya  devlet yatırımlarını satmak,kibarcası özelleştirmek...Türkiye on yılda her ikisini de tercih etmiştir.El emeği,göz nuru Cumhuriyet hükümetlerinin dev yatırımları,haraç mezat satıldı.Tam 35 milyar dolarlık satış yapılmıştır.Bu parayı düşün İMF borcundan ,kalan Paralar nerede gitti ?Şimdiki durum Osmanlı Duyun-u umumiyesinden ne farkı var? Tarihi ,takvim yapraklarının arkasında yazılı fıkralardan ibaret sanan dar kafalara Duyun-uUmumiye'nin,Kapitilasyonların,Demiryollarının,Madenlerin,limanların ve dış ticaret üzerindeki yabancı tekellerin,yabancı şirketlerin nasıl/kim tarafından kovulduğunu sorsak kaç kişi bilebilir? Bin defa sorsak bilemezler.Beyinleri çamaşır makinasında yıkanmış devşirmelerin söylemeye dilleri dönmez.Ama tarih ergeç hükmünü verecektir.