Susmak değil... Artık konuşmak Zamanı

Bizde konuşmak hamaset yapmak ,karşısındakini “mat etmek” anlamında kullanılır.Hele süslü,cafcaflı,kinayeli,hakaretamiz üsluba bayılırız.Doğruluğuna ,gerçekliliğine, zamanlamasına aldırmayız.

Kadını koruyamıyoruz.Canını,evlilikleri kurtaramıyoruz.Söz sırası “Kadınlar günü”,Anneler günü”ne dönüp dolaşınca bir araba dolusu laf üretiriz..

Daha dün ,yurdun dört bir yanında başlayan orman yangınları,milli serveti yakıp kül ederken ” ciğerlerimiz yanıyor!” diyen kaç babayiğit çıktı.

Koruyamama ayıbı yetmezmiş gibi,Bakanın ağzından 74 milyonun gözünün içine baka baka ,kamu vicdanı ile alay edercesine “sabotaj ihtimalinin olmadığı” gafı,sorumsuzluğu yapılabiliyor!.

Kimi kimden ,neyi neden saklanıyor acaba?

Medyada ses kaydı yayınlandı.Bölücü hainin sesinden“iki kişi gönderin ormanları yakın!” emrini duyunca ,Bakan beyin yüzünün rengini görmek isterdim.

er yalan yanlış, çalakalem,ayıp gizleme adına, kendisine yanıltıcı bilgi ve rapor sunanlar varsa onlara hadlerini bildirmek,görevlerine son vermek gerekmez mi?

Öyle ya,sınırları koruyamıyorsak..Terörle mücadelede yürütülen politikalarda başarı olamıyorsak kurumların başındakiler ne işe yararlar.Ya da son nefeste Kelime-yi şahadet getirir gibi görevden ayrıldıktan sonra kamuoyuna açıklama yapmaları kendilerini kurtarma çabalarındır.

Ama,can alıcı sorular kamu vicdanında açtığı yaralar deva bulmaz.Hele “mezara kadar suskunluk” devlet adamlığına yakışmaz.Törenlerde ,özel günlerde serdedilen akıl hocalıkları, toplum mühendislikleri,karşılığı olmayan hesaplaşmalar kara mizahtan başka bir anlamı yoktur.

En sonki Yaş Toplantıları öncesi Gen.Kurmay Baş.görevini bırakan Org. Işık Koşaner' ın olduğu iddia edilen ses kayıtlarındaki konuşmalar-ki İktidar ve Muhalefet temsilcileri -olayın fecaatini ve hukuksuzluğunu dile getirdiler.Bu ülkede bu tarz kaset/ses yayınları ilk defa olmuyor..Bu tarz bilgi,belge ve ses kasetlerinin medyaya servis edilmesi,olayların iç yüzünü halkı bilgilendirmek adına yapıldığı mazeretine sığınıldığını da biliniyor..

Nedense bu tarz “müesses nizamı” sarsıcı iddiaların muhatapları konuşmuyor. Susuyor.. Görevdeyken susuyor,görevden ayrıldıktan sonra susuyor..Garip değil mi?Masuniyet karinesi ihlal edilirmiş,hukuk çiğnenirmiş.İyi de ,yargısız infaza boyun eğmek niye!!

Hata ise hatayı ,görev ihmali ise ihmali;sorumluların bir bedel ödemesi gerekmez mi?İş işten geçtikten sonra,olayın üzeri küllendikten sonra ,mağduriyetler ,acılar çekilip unutulduktan sonra birinci dereceden sorumlular ,ya bir gazete manşetinde /şesinde üç beş satırlık yazı,ya bir TV kanalında faili meçhul, keşkeleri çok ,bir diziye malzeme olması düşündürücüdür.

Türkiye'de herkesin her gerekçe ile dinlendiği,ne için dinlendiği ,kimlerin dinlediği Devletin en yetkili ağzından,'Siz de konuşmayın” denildiği biliniyor.Özal hayatın,hukuka aykırı izleme ve dinleme yapılarak magazin konusu edildiği biliniyor.Siz istediğiniz kadar İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden,Uluslar arası Medeni ve Sosyal Haklar Sözleşmesi'nden Anayasa'nın İnsan Temel Hak ve Özgürlüklerinden bahsediniz ,bunu ihlal edenlerin tek amacı vardır.Bu amaç AKP Grup başkan Vekili Nurettin Canikli,son ,Org Işık Koşaner 'in olduğu iddia edilen ses kayıtları münasebetiyle kamuoyuna ekran önünde açıklamıştır. “yabancı servislerin yapılabileceği” kuşkusunu dile getirmiştir.Peki neden?Kimdir bu yabancı servisler?Neden devlet ve Hükümet bu odaklarla mücadelede yetersiz kalıyor?

Ayrıca tam da “nır ötesi operasyonlara denk getirilmesi, İmralı Canisinin avukatları ile görüşmesinin kesilmesine rastlaması tesadüfi olabilir mi?

Haydi bunları geçtik.Cevapları da sonraki gelişmelere bırakk,diyelim. Asıl, İnternet ortamınaşen konuşmaların içeriğine bakalım...

Muhatap suskun, konuşmuyor, ilgisinin olmadığını beyan edemiyor..

İddiaları “Skandal”,”Vahim” “Rezalet !” kelimeleri ile tanımlamak kamu vicdanı azaptan kurtarmaya yetmez..

-Terörle mücadele adına yapılanların nasıl bir acizlik, zafiyet içinde yürütüldüğü anlatılıyor.Ve iki kelime ile özetleniyor.”Hata yaptık”

Daha neler..”Kontrolsüz döşenen mayınlar..Baskınlara uğrayan karakolların koordinasyonsuzlukları,teknolojiden yararlanamama beceriksizliği,silahını bırakarak kaçan tim komutanı,kendi arkadaşını vuran ,”ailesini kahreden yalancılık!”.Balyoz davası esastan etkileyecek belgelerin imha edildiğini itiraf eden ses (!),”çalınmış,yetkisiz kişilere ulaştırılmış,konuşulanlar kayıt edilmiş” Ne acı!.

Benim hayretime giden , şu sözlerHep böyle olacak zannettik.”.Polisle /asker ilişkisinde hukukun üstünlüğü değil,üstünlerin hukukunun gözetilmesinden yana tavır alınmasını,Şehit yakınlarına karşı samimiyetsiz davranılması öğütleniyor...

Bu iddialar TSK'nin hedefinin 30 Ağustoslarda mücadelesildız savaşları mı ,yoksa ülkenin birlik ve beraberliğini hedef alan terör belası ile mücadelesi mi daha önemlidir,ikilemine verilecek cevapta aranmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR