Okulda öğretmen öğrencilerine dört işlem problemi sorar.

Herkes cevaplar için kan ter içinde kalırken,

Öğrencilerden bir tanesi kocaman sayfaya tek bir satırlık cevap yazar.

0-9 arası rakamları yazar ve önüne derki; herkes yerli yerine.

Siyasette biraz dört işlem problemlerine benzemiyor mu?

Bir bakıyorsunuz olmaz dedikleriniz olabiliyor,

Bir bakıyorsunuz bugün sizinle omuz omuza mücadele eden birinin yarın karşı saflarda yer tuttuğunu görüyorsunuz.

Bunlar siyasette zaman zaman gördüğümüz ve yaşadığımız olaylardır.

Ancak bunlar genelde konjonktürel olaylardır.

Zamanı ve zemini geldiği zaman herkes tekrar yuvalarına dönerler.

O nedenle dereler ne kadar kıvrım kıvrım kıvrılsalar da sonuçta nehirlere, nehirlerde denize akmak durumundadırlar.

Aslında bu tür insanlara da kızmıyorum, kızamıyorum.

Geçmişte yaşadığımız, gördüğümüz ve edindiğimiz tecrübeler ışığında bu tür olaylara hoşgörü ile bakabiliyorum.

Bazılarının hemen o arkadaşlarımızı hain ilan etmelerini de anlamıyorum.

O arkadaşımızı o zemine iten sebeplere bakmak lazımdır.

Bu bağlamda Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a gıpta ediyorum.

2011 seçimlerinde yanılmıyorsam 170'e yakın milletvekilini devre dışı bıraktı.

Hiçbirinin gıkı dahi çıkmadı. Bu güne kadar tek bir fire dahi vermedi.

Neden?

Neden olacak. RTE siyaseti iyi biliyor ve oyunu kurallarına göre oynuyor.

Devre dışı bıraktığı arkadaşlarını bir yerlere getiriyor ve açıkta bırakmıyor.

Konuyu dağıtmadan demek istiyorum ki;

MHP'de görev yapmış, gönül vermiş, çilesini çekmiş arkadaşlarımızdan her ne sebeple olursa olsun

Başka partilere gidenlere buradan çağrı yapıyorum.

Artık birlik zamanıdır.

Herkes yuvasına dönmelidir.

Öğrencinin rakamlara verdiği talimat gibi diyorum ki herkes yerli yerine.

Çünkü zaman daralıyor.

Çünkü Türkiye uçuruma doğru hızla ilerliyor.

Bugün değilse ne zaman?

Önümüzde 6 ay sonra yerel seçimler var,

Yerel seçimlerde akp iktidarına artık Türkiye'nin sahipsiz olmadığını,

Tek başına da iktidara gelseniz her şeyi ben istediğim gibi yaparım zihniyetinin artık sona erdiğini görmesi açısından yerel seçimlerde bir ders verilmelidir.

Bu ülkede yaşayan insanların kahir ekseriyetinin Müslüman ve Türk olduğu bir daha hatırlatılmalıdır.

Birinci Cihan Harbinde, Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşlarındaki ruh artık tekrar şahlanmalıdır.

Eskiden olduğu gibi bu ülkede herkesin eşit ve hür yaşadığı,

Yine eskiden olduğu gibi göğsünü gere gere ben Türküm ve Müslümanım diyebileceğimiz,

Ülkemizin her yöresinde rahatlıkla seyahat ve ticaret yapabileceğimiz bir ortamın yaratılması,

Adaletsizliklerin olmadığı,

Vurgun ve soygun düzeninin sona erdiği,

Herkesin hak ettiği oranda Milli hasıladan payını aldığı bir ülkede yaşamak istiyorsak

Bu yerel seçimler milad olmalıdır.

Yerel seçimlerin hemen ardından Genel seçim takvimi devreye girecektir.

Genel seçimlerin kaderini önümüzdeki yerel seçimler belirleyecektir.

Her ne kadar bu yerel seçimdir.

Partiler değil kişiler ön plandadır denilse de kazın ayağı öyle değildir.

2009 Samsun Yerel seçimlerinde akp'ye oy verenlere soruyorduk.

Adaylardan kime oy vereceksiniz diye. El Cevap;

Tayyibe veya akp'ye oy vereceğim diyorlardı.

Kimse Yusuf Ziya Yılmaz'a vereceğim demiyordu.

Veya biz karşılaşmadık. Her neyse.

Netice olarak diyorum ki; suların yönünü ne kadar değiştirirseniz değiştirin artık sular mecraına akacaktır.

Akmalıdır.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE