Sevinç ve hüzün ayı Eylül'ler

İnsan ve toplum hayatında bazı ayların özel bir yeri vardır. Her yılın Eylül'ünde hem sevinç ,hem derin üzüntüler duyarım.
4 Eylül tarihi,Genç Türkiye'nin kaderinde özel bir yeri vardır. 19 Mayıs Samsunlular için ne anlam ifade ediyorsa ;4 Eylül de Sivas ve Sivaslılar için aynı değeri ifade ediyordur.Her iki tarih ve şehir ortak paydada gurur ve sevinç abidemizdir..
Sivas kongresi, Kurtuluş savaşımızın önemli yapı taşlarından biridir.Amasya genelgesi ile Sivas'ta toplanılmasına karar veren “Milli irade” eski bir Lise binasının mütevazı salonunda yüzyıllara ışık tutacak bir vizyonu müjdeliyordu.
Kongreye Erzurum'da seçilen üyeler dışında Orta ve Batı Anadolu'nun vatanperver temsilcileri Sivas'ta buluşuyordu.
Katılımcılar/temsilciler arasında bir Askeri Tıp öğrencisi vardı.Adı Hikmet Boran'dı.Bu genç tıbbiyeli bugün herkesin yakından tanıdığı Orhan Boran'ın babasıydı.Heyet-i Temsiliye arasından,sıyrılıp “Mandacılık “tartışmalarının yapıldığı 9 Eylül tarihli oturumda yaptığı konuşma dikkate şayandır.Mustafa Kemal Paşa'nın huzurunda yaptığı tarihi konuşmada şunları söylemektedir.
“Paşam,üyesi bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya,istiklal davamızı başarmak yolundakimücadeleye katılmak üzere gönderdiler.Mandayı kabul edemem.Eğer kabul edecek olanlar varsa ,bunlar her kim olursa olsun şiddetle red ve takbih ederiz.Farz-ı muhal manda fikrini siz kabul ederseniz,siz de red eder Mustafa Kemal'i vatan kurtarıcısı değil,vatan batırıcı olarak adlandırır ve tel'in ederiz.Lanetleriz !demiştir.
Mustafa Kemal Paşa'nın zihninde kuracağı Devleti,”Cumhuriyeti” kimlere emanet edeceği daha o zaman kalbine ilham vermiş olabilir mi?
Kongrede,bugün bile  hala geçerliliğini koruyan en önemli 3 kararı ,bugünlerde  tekrar hatırlatmakta yarar vardır.
• Milli sınırlar içinde “vatan bölünmez bir bütündür”, parçalanamaz!
• Kuvva-yı Milliyeyi tek kuvvet tanımak ve “Milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.”
• Manda ve himaye kabul olunamaz!..
Yoruma gerek var mı?Gayet açık ve net değil mi? Sevrcilere,Mandacılara,Devşirme ve işbirlikçi hainlere 92 yıl öncesinden tarihe düşen bu Milli iradeye ne kadar ihtiyacımız var!
Bir başka tarih.9 Eylül'dür.Milli vicdanlarda  karşılık bulan ,ayrı bir gurur vesilesidir bu tarih. İzmir 'e dökülen ,Avrupalının şımarık çocukları , ardına bakmadan ,bir daha Anadolu'ya yan gözle bakmamak üzere defolup gittiler.
Güzel İzmir'imizi 22 Ağustos'ta başlayan “arzın merkezini patlatıp çıkan” bu necip Millet,milli ordu ,-bir günlük yanılgı ile-on dört günde Başkumandanını yanıltan, düşmanlarını kahreden bir hızla “İlk Hedef Akdeniz”' emrini yerine getirmiştir. Sanki,Malazgirt, Niğbolu, Mohaç, Preveze  zaferleri yeniden yazılıyordu.Bu zaferin adı Sakarya yazılmaya başlandı,,Dumlupınar'da vücut buldu…Başkumandanın  adını  ”Mareşal” unvanı ile yüceltiyordu.
Eylüller içinde iki Eylül daha var ki ,biri  11 Eylül ,diğeri 12 Eylül'dür.Her ikisi de unutulur gibi değildir..
Amerikadaki İkiz Kulelere yapılan ve 3 bin üzerinde insanın ölümü ile sonuçlanan 11 Eylül terör saldırısı ,dünyadaki terör ve tedhiş algısını değiştirmiştir.Soğuk savaş stratejilerinin kökten değişmesine sebep olmuştur.”Yeni Dünya Düzeni” adı altında iki eski dünya üzerinde yeni bir yapılanmaya gidilmiştir.NATO'nun konsepti eksen değiştirmiş,düşman algısı yeniden tanımlanmış,İslam coğrafyasında BOP adıyla genişleyerek GOP adı verilerek projelendirilmiş,Afganistan ve Irak işgalleri ile yeni bir paylaşıma zemin oluşturulmuş,,milli devletler ,ABD emperyalizminin yoğun saldırısına uğramıştır.
11 Eylül siyasi literatüre yeni kavramlar katmıştır. Kullanılan kavramlar sahte ,kaypak ve kullananın niyetine göre anlam yüklüdür..
İslami terör,Ilımlı İslam,Demokratikleşme,Özgürleşme,Kadife devrimi,Değişim,Statükocu, Yeni düzen,Sivilleşme,Vesayet,Milliyetçilik/Ulusalcılık,Calvenist/Lüterist /Muhafazakarlık, Muhafazakar Demokratlık, Neo-Conlar(Yeni Muhafazakarlar), Kabalistler,Neo-liberallik vs..vs..
12 Eylül milli bir travmadır. Karşılıksız seven cesur yürekli fidanlara yapılan işkencenin, zulmün “olgunlaşması için beklenen” kara bir tarihin adıdır.
Fişlenme, sürgün edilme,yıllarca taş medresede çile doldurma,her türlü işkencenin denendiği, zevk aracı yapıldığı Metris'in,Mamak'ın,Diyarbakır'ın özel adıdır.
Hani derler ya “Çeken bilir ayrılığın derdini” diye ..İşte o hesap…12 Eylül'ü yaşayanlar bilir.O yüzden mağdurların hep bir yanı eksik,bir yanı yarım kalmıştır..
Dar ağacında “bir sağdan,bir soldan “diye ahkam kesip denge kuran dengesizler! Körpecik gençlere kıyanlar,.Muhsin Başkan'ın neden/niçin üşüdüğünü anlayamazlar.
Türk tarihinde nesil üzerinde üç büyük kırılma yaşamıştır..Bugünkü Türkiye'nin genç nüfus olmasının alt yapısı bu kırılmalardır/kıyımlardır.
İlki Çanakkale'de yaşandı..Ömrünün baharında,Doğu ve Batı kültürü ile mücehhez ,yaşları 15/25 yaş aralığında 250 bin memleket evladı Dönmeyi Düşünmedikleri  Çanakkale'de kıyıma uğradılar…
İkincisi,Sakarya'dır.Boynuna Türk tarihi vurulmuş, Samsun'dan İzmir'e kadar süren 4 yıllık kutlu yürüyüşte yaşananlar ikinci kıyımdır.
Sonuncusu, 12 Eylül öncesi ve sonrası yapılanlar, kıyımlar..Fetret  tanımı bile tarifte aciz kalır.
Uyduruk ayrımcılıklar…Sağ/sol,Komünist/Ülkücü ,Doğulu/Batılı,Alevi/Sunni.Türkü /Kürdü,Kurtarılmış bölgesi, Mahallesi,kamplaşmalar,Sendikalar,Grevler,Boykotlar çatışmanın ilk örnekleri ile tanışıyoruz..
Şimdi yeni oyunlar,yeni planlar,yeni projeler sahneleniyor.Senaryo aynı,yazanlar belli,   aktörler değişik,figüranlar değişik..
Eylüller hep sevinci ve hüznü hatırlatır bana..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR