ŞAİRLER VE AŞIKLAR ŞÖLENİ’ NDEN

İlkadım Belediyesi' nce kültür ve san'at etkinlikleri çerçevesinde 3 Kasım tarihinde AKM'de Samsunlu Şair ve Halk Aşıkları'nın katılımı ile bir şölen düzenlendi.

Önde gelen isim: Cemal Safi.Pek çok şiiri besteciler tarafından kapışılan,aşk üzerine yazılmış nice şiirleri ünlü yorumcular tarafından TV ve Radyo programlarında,festivallerde ,konserlerde zevkle icra edildiği biliniyor..

Programı iki bölümde ele alıp yorumlamak istiyorum.Eleştirilerimi sona saklıyorum.

BİR.Cemal Safi ismi,sanatı,şiirlerindeki imge ve söz oyunları,üslupta mecaz ve icaz sanatının eşsiz güzelliklerini buluruz.Okuduğu iki şiiri beni mest etti.Göz yaşlarıma hakim olamadım.Naat ve Münacaatı  mükemmeldi.Fuzuli'nin “Su Kasidesi”nin bugünkü söylemi desem abartmış olmam. Saf,duru ve lirik. Samimi anlatımı ve hitabeti eşsizdi.Konuşur gibi.İçini döken derviş misali,Yunusça idi.Yüreğine sağlık  aşk  Ustası!!.Aşıkların çağdaş rehberi…Bir de Çanakkale ile ilgili şiirindeki bir ifadesi beynime kıymık gibi battı.Sanki Sakarya şiirinin şairi Necip fazıl'ın Türk tarihi için yaptığı tespiti Cemal Safi  Çanakkale için yapıyordu.”Çanakkale bir Çavuşun omzuna yüklenmesi'”bir anlamda Çılgın Türk'ün gücünü haykırıyordu.

Şiirlerinden örnekler verilmesine imkan verilmedi.Enstrümental çalınan müziklerin algılamada etkili olduğunu  söylemek güç.Pop tarzında bestelenen şiirin müzikalitesi tartışılır.Diğer şiirlerine Fransız kalmış.

Cemal Safi,büyük bir sanatçı.Yüreği büyük.Tutkusunu anlatmak “İmkansız.”Sözü ilmik ilmik işlese de,kalplere nakşetse de,namelerde aşk olup söylense de.Değil mi ki bölücü,hain,iki yüzlü,milletine yabancı ve devletine  isyankar,müfteri ve özel hayatı ile magazin sayfaların baş rol oyuncusu değil;sittin sene  Devlet sanatçısı,Çankaya yalakası olamaz..Olsa olsa Arif Nihat'ın,Tarık Buğra'nın, Sezai Karakoç'un,Yavuz Bülent'in ve Turgut Özakman 'ın yol arkadaşı olabilir.Asla İktidarların, Akılsızların “Akıli”  “Yal arkadaşı” olamaz..

Cemal Safi ,sen, şiir dostlarının gönül Sultanısın.Süleymanların Sümbül Ağası olmayı boş ver.istesen de olamazsın.Çünkü sen Karadeniz'in hırçın dalgalarında ninnilerle büyümüş gönül erisin.Sen Aşk “Od”unda yananların tercümanısın.Sana bu yakışır..Sana uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum.

3 Kasım çok önemli bir tarih!?… Türk siyasetinin yeniden tanzim edildiği  İKİNCİ TANZİMAT'tır.. Şölende Aşık Sancak'ın “Aşk olsun !” la başlayan ironik taşlaması.Kara mizah şaheseriydi.Hiciv bir şaire bu kadar mı yakışır.Neyzen misin?Eşref misin?Sen nesin?İmgeler bu kadar mı cuk oturur. Telmihler, mürseller,mecaz ve söz oyunları şiire bu kadar mı yakışır?Tüm okunan şiirleri avuçları patlayıncaya kadar alkışlayan eller, bir den iki yana düştü.Yüzler buruştu.Kafa omuza yaslandı.Göz diz üstü çöktü..Alın yere çakıldı..Yalan diye haykıramadı.Dil lal kesildi.Sanatın ve sanatçının etkisinin farkına varıldı.Adaşım yüreğine sağlık…

Obalı' nın yöresel,otantik kıyafeti Karadeniz kültürünün izlerini taşıyordu.Koçaklama ve atışmadaki başarısı güzeldi.Anadolu'nun ruhunu içimize çektik.Milli bir iklimde buluştuk.Yitirmek üzere olduğumuz değerleri yeniden hatırladık.Teşekkürler.

Aşık Yavuz' a en önemli dileğim kendine olan öz güvenini geliştirmesi.Sazı biraz daha sevmesi ve onunla bütünleşmesi gerek..

Eleştirilerime gelince:Bizde geleneksel bir  hastalık var.Hiçbir program saatinde başlatılmaz.Bunda da yarım saatlik gecikme oldu.Sahnede haylaz çocukların okul dönüşü çantayı,kıyafeti bir yana atması gibi yerlere atılmış müzik aletlerinin ne işi var.Sandalye konulabilirdi.Madem keman,gitar sanatçıları vardı.seyirciye bir resital veremez miydi?Yeteneklerini Cemal Safi'ye mi göstereceklerdi? Aşık Yavuz'un başındakine bir anlam veremedim.Rambo türü baş bağlamanın aşıklık geleneğinde hiçbir örneğini görmedim. Olmamış,yakışmamış.Aşık Sancak  gibi sivil çıkabilirdi.Sunucu'yu da bir iki sözüm var.Kendimi Müsamerede hissettim.Cemal Safi'yi koskoca sahnede karar verip oturtacak bir yer bulunamadı.Bazen sandalyesi,bazen mikrofonu,bazen ayaklı mikrofonu gezdirildi.Ne gerek vardı.Planlamadığı eksikliği her haliyle belli oluyordu.Sunucu sanki ev sahibi,açıklama yapıyor, anekdot anlatıyor,tanıtım yapıyor,enstrüman çalıyor,sahneye geleni kucaklıyor,hülasa sanatçıların zamanını alıyor.Rol çalıyor.Bu konuklara saygısızlıktır.Bilerek yapıldığı kanaatinde değilim. Olmaması gerekirdi.

Belediye Başkanı Necaattin  Demirtaş,bu tür etkinliklerde zamanı ustaca  kullanmayı öğrenmiş, “Espri ile  işi“erbabına “  bırakmayı becerdi.Şölene siyaset bulaştırmadı .Doç. Dr. Şahin Göktürk'ün  sunumu güzeldi,yeterliydi.Olayı ders havasına sokmadı.

Ne varki,onca çaba ve uğraşı,emek bir tanıtım broşürü ile okunacak şiirleri gelenler o günün anısını anımsatacak bir imkan verilebilirdi.Tiyatro etkinliklerinde bu tür tanıtım ve program bültenleri yapılmaktadır.ve nihayet soru-cevap karşılığı verilecek kitabın Kemali Bülbül'den seçilmiş olması bir vefa örneği idi.Bir de rahmetlinin bir şiirinin Şerif Mırık' ın davudi sesinden okunması şölene ayrı bir heyecan kattı.Emeği geçenlere binlerce kez teşekkürler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR