Sağlıklı beslenme ve hafıza

Zihinsel ve bedensel enerjimizi etkileyen en önemli etken beslenme alışkanlığıdır. Yanlış beslenme alışkanlığı kavrama, öğrenme yani hafızamızı olumsuz yönde etkilemektedir. İsimleri hatırlayamıyorsanız, telefon numaralarını hafızaya almakta güçlük çekiyorsanız, hafızanızda tutmanız gereken bilgileri unutuyorsanız belki de ilk bakmanız gereken beslenme alışkanlığınızdır.

Hafıza gücünüzü, beyinsel performansınızı, öğrenme kapasitenizi artırmak istiyorsanız şu beslenme alışkanlıklarına dikkat etmeniz gerekir;

ü      Çok yeyip midenizi aşırı doldurmayın. Eğer yemeği çok kaçırıp, midenizi tıka basa doldurursanız damarlarda dolaşan kanın önemli bir kısmı midedeki yiyecekleri sindirmekle görevlendirilecektir. Böylece beyni beslemekte olan kan miktarında önemli bir oranda azalma olacaktır. Beyni besleyen kan miktarındaki azlık ise beynin önemli bir yakıtı olan oksijenin azalmasına neden olacaktır. Oksijen azlığı ise beyin faaliyetlerini önemli ölçüde azaltacak, gerginlik, stres, hafıza gücünde zayıflama, zihin faaliyetlerinde yavaşlamaya neden olur.

ü      Sürekli katı yiyecekleri tüketmekten beslenin.  Katı yiyeceklerin midede sindirimi oldukça zor ve geç olur. Bu da insanın sindirim sistemini oldukça yorar. Yiyeceklerin önemli bir kısmı da vücutta enerjiye dönüşmeden dışarıya atılır. Bu da bir nevi boşa kürek çekmek olmaz mı ?

ü      Uyku saatine yakın zamanlarda çok yemek yemeyin. Vücut sağlığı açısından uyku oldukça önemli bir yere sahiptir. Köpekler üzerinde yapılan bir deneyde, uykusuz bırakılan köpeklerin 12-17 günde öldükleri görülmüştür. Özellikle uyumaya yakın saatlerde mide tıka basa doldurulursa, uyku üzerine düşen görevi yerine getiremez ? Uyku, beynin, vücudun, duyguların ve düşüncelerin düzenlenmesini, dinlenmesini sağlar. uyku saatine yakın, mide tıka basa doldurulursa beyin başta olmak üzere vücudun büyük bir kısmı bu yemekleri sindirmekle meşgul olacaktır. Uyku yerine getirmesi gereken faaliyetleri yapamayacak buda stres, kaygı ve hafıza gücünün azalmasına neden olacaktır.

ü      Mümkün olduğunca az yeyin ve bir çeşit yerine daha fazla çeşit besin tüketin. Yani sadece patates kızartması yemeyin. Et, sebze, meyve v.b. çeşitli besinler tüketin. Aynı özelliğe sahip yiyecekleri aynı öğünde değil de ayrı ayrı öğünlerde tüketin. Alkali ve asitli yiyecekleri bir arada tüketmekten sakının. Yani et ile su böreğini bir arada yemeyin. Bu durum sindirim sistemini daha fazla yorar. Aldığımız enerjinin büyük bir kısmı da bu sindirim işine gider. Bu da beynin ihtiyaç duyduğu enerjiden, mahrum kalmasına neden olur.

ü      Yemeği dişlerinizle iyice parçalayarak ve çiğneyerek yeyin. Böylece sindirim sisteminin parçalama ve sindirme görevini az da olsa azaltmış olursunuz. Böylece de beyin ve vücudun diğer organları sindirim işiyle daha az uğraşır. Beyin öğrenme ve hatırlama yönünde daha fazla çalışabilir.

ü      Kendinize mutlaka yemek saatleri belirleyin. Mümkün olduğunca bu saatlerde yemek yeyin. Böylece midenizi ve beyninizi programlamış olursunuz. Mide ve beyin bu saatlerde sindirim işiyle meşgul olur. Eğer düzensiz bir yemek yeme alışkanlığına sahipseniz, birde atıştırmayı seviyorsanız beyniniz sürekli sindirim işiyle meşgul olacağı için zihinsel faaliyetlere zaman ayırmada güçlük çekecektir.

ü      Beyin enerji için glikoz kullanır. Beynimiz için gerekli olan enerjinin en önemli kaynağı hiç kuşkusuz meyvelerdir. Glikoz şeker olarak değil de  meyvelerdeki doğal glikoz olarak alınırsa daha etkili olacaktır. Çünkü beynin asıl yakıtı suni glikoz değil, doğal glikozdur. Doğal glikozda meyvelerde bulunur. Beyin günde ortalama 120 gram glikoz tüketir ve bu glikozu hiç depolayamaz. Bu nedenle sık ama bilinçli meyve tüketmeye çalışın. Meyveler aç karnına yenmelidir. Eğer tok karna meyve yenirse onun enerjisinden beyin ve vücut faydalanamaz. Çünkü mide yenen yemeği enerjiye çevirene kadar yenen meyve midede bekleyecektir. Bu bekleme esnasında enerjisini kaybedecektir.

ü      Özellikle üniversitelerde okuyan öğrenciler çay ile kahve ile ders çalışmanın hafıza gücünü artırdığı kanısı vardır. Ancak bu olaya bilimsel açıdan bakıldığında hiç de bu şekilde değildir. Kafein içeren içecekler bilgilerin kavranmasında başlangıçta fayda sağlayabilir. Ancak zamanla özellikle kafein içeren bir içecek olmadan çalışamama düşüncesine kapılıp, psikolojik bir bağımlılık düzeyine ulaştığınız zaman bir de buna kafeinin fizyolojik etkisi de katıldığında yüksek stres düzeyine neden olabilir. Stres ise hafızayı bloke etmekte düşünmeyi, kavramayı, anlamayı olumsuz yönde etkilemektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Ahmet Yıldız Arşivi
SON YAZILAR