RAMAZAN VE KURAN

Kur’an-ı Kerim ayetleri geldikçe  Resülullah efendimiz ve Ashabı ayetleri hemen ezberliyor ve va’az ettiği emirlerini uygulamaya çalışıyorlardı.

Kur’an-ın indiği coğrafyada yaşayanların Kur’an dili olan Arapçayı bilmeleri, inen sürelerin anlaşılmasını kolaylaştırıyordu.

Ayrıca süreler namazlarda, mescid ve sokakta okunuyor, değerlendiriliyordu.

İlk inen ayetlerden son inen ayetlere doğru tedrici bir eğitim sürecinin bulunduğunu görebiliriz.

Yüce Allah’ın Kur’anda emrettiği hükümler insanların gücü  nispetindedir.

Hiçkimseden Allah gücünün üstünde bir kulluk istememiştir.

Kur’an-ı Kerimin bir çok yerinde, “Allah hiç kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemez” mealinde ayetler bulunmaktadır.

Ayrıca Yüce Allah, “insanlara kolaylık murad ettiğini, zorluk murad etmediğini” Kur’an-ı Kerimde buyurarak, kolaylığın temel prensip olduğunu bildirmiştir.

Kur’an ayetlerinin bölüm bölüm inmesi hem ezberlenmesini, hem de sunduğu mesajın hayata yansımasını kolaylaştırmıştır.

Ayetlerin bir kısmı olaylar üzerine inmiştir.

Bunlara nüzul sebebi denmektedir.

Kur’an-ı Kerim Arap edebiyatının en zirvede olduğu dönemde inmesine rağmen, dönemin edebiyatçılarını şaşırtacak bir edebi üsluba sahiptir.

Bakara süresinin 23. ayetinde Yüce Allah, Kur’an-ı Kerimin benzerinin getirilemeyeceğini, hatta benzer bir süre veya ayet bile yazılamayacağını bildirmiştir.

Kur’an Allah kelamıdır ve  Onun mesajları evrenseldir.

Yeryüzündeki tüm insanları mutluluğa ve huzura ulaştırmak için gelmiştir.

Herkesin istifade edeceği bir husus mutlaka Kur’anda vardır.

Kur’an; rahmettir, nurdur, aydınlıktır, ışıktır.

Kur’anın evrensel mesajı doğru anlaşılmalı ve Yüce Allahın istediği şekilde okunmalıdır.

Okurken mesajı anlaşılmaya çalışılmalıdır.

Metni okunmalı, anlamı üzerinde düşünülmelidir. Her müslüman Kur’anın temel mesajlarını bilmek zorundadır.

Öyle olursa, Kur’an rahmet, aydınlık ve ışık olur. Ramazan ayı, Kur’anı anlamak için çok önemli bir fırsattır.

Ramazan ayında Peygamberimizin, Cebrail (a.s) la karşılıklı olarak Kur’an okuma uygulamasının bugün de devam ettiğini görmekteyiz.

Peygamber sünneti olması bakımından bu uygulamayı devam ettirenleri tebrik ediyoruz.

Mukabele adı altında devam eden bu güzel uygulamanın biraz format değiştirerek mesajının da kavranmasını sağlayacak şekilde anlamı ile birlikte okunduğunu müşahede etmekteyiz.

Her gün okunan cüz’un anlamının da okunması, okunan cüz’da sunulan temel mesajların da hatırlanması ve hatırlatılması mukabele ruhuna ve “Kur’an Okuma” esprisine daha uygundur.

Bu uygulamanın bir yansıması ve geleneğimizin bir sonucu olarak, neredeyse herkes Kur’anla bir defa daha buluşup, kucaklaşarak, anlamını da okuyup, mesajından istifadeye çalışmaktadır.

Kur’anı baş ucumuzdan ayırmamalıyız.

Ramazanda kazandığımız Kur’an kültürünü hayatımıza yansıtmalıyız.

Yaşadığımız ramazanı ve okuduğumuz Kur’anı bizden memnun ve razı etmek istiyorsak, bu alışkanlıklarımızı ramazan sonrasında da devam ettirmeliyiz.

Zira ramazan bir sonraki ramazana kadar bize gerekli olan düzeni ve disiplini sağlamaktadır.

Düzenimizi bozmadan her günümüzü ramazan ve her gecemizi Kadir gecesi yaparak hayatımızı devam ettirmeliyiz. Ramazan'la Kur'an birbirinden ayrılmaz iki kutsaldır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR