“Prematüre doğum…”

Geçtiğimiz günlerde Samsun"daydım…

Keşke evden dışarı adım atmasaydım!…

Şöyle bir dolaşayım dedim Çarşı-Pazar…

***

Bir sohbetin konusunun eninde sonunda dolaşıp geldiği yeri anlamak ne zordur bir düşünün!...

Karşılaştığım her tanıdık “yüz”, “yüzlerce” şey söyledi!…

“Prematüre doğum” diyorlar mesela!...

Neler söylemiyorlar ki!…

Neler demiyorlar ki!…

Acı ve sabırla dinledim!...

Üzüldüm…

Gerçekten üzüldüm!…

***

Başından beri bu “prematüre doğuma” şahit olup, bu “hayırsız” “doğumu” başından beri izleyenler anlatıyor…

Diyorlar ki, “akıl küpü ile dolu, dev gibi bir zeka” ve “misyon adamı” beklerken,  kucağımızda bula bula bir “hilkat garibesi” bulduk!...

Diyorlar ki, bu “hilkat-i garip”, “ilk adımını atıyor amma hep ikinci adımda düşüyor”!...

Diyorlar ki, “daha cin olmadan vatandaşı çarpmaya kalkıyor”!...

Diyorlar ki, “oyuncak olarak dostlarının gururlarıyla oynamasını seviyor, gururuyla oynatmayanlar olunca da basıyor cayırtıyı”!...

Diyorlar ki, “bu elbise ona bol geldi, içinde kayboluyor”!...

Diyorlar ki, “kerameti kendinden menkul amma kerameti kendinden biliyor”!...

Diyorlar ki, “bir dediği bir dediğini tutmuyor, ne söylediğini, ne yaptığını “bilmiyor”, işin daha da vahimi “bilmediğini” de bilmiyor. Anlayacağınız “Sap yiyip saman çıkarıyor!”…

Diyorlar ki, “emeği ekmeğe dönüştüremez bu yaban, emeklere yazık, gelecek adına yeşerttiğimiz umutlarımız ziyan oldu!...

Diyorlar ki, “dünyayı verselerdi peşindeki insanların yarınlarına böyle bir kötülüğü kimseye yaptıramazlardı!...

Diyorlar ki, “iş bilmezliğini ağlayarak örtmeye çalışıyor, olduğu yeri ağlama duvarı zannederek, ağzından emziği düşen bebekler gibi hep ağlıyor!”...

***

Diyorlar ki,  “Aptal"ın arkadaşlığı yol görününceye kadardır!”

Diyorlar ki,  “Adam, adam denmekle adam olmaz!”…

Diyorlar ki,  “Adamın iyisi iş başlında belli olur!”…

Diyorlar ki, “Ahmağa yüz, aptala söz, çingene makam vermeye gelmez!”…

Diyorlar ki, “At yedi günde, it yediği günde belli olur!”…

Diyorlar ki, “Eşek ölür semeri kalır, insan ölür eseri kalır!”…

Diyorlar ki, “Ayağı yürüten baştır!”…

Diyorlar ki, “Yarın öpeceğin yüze bugün tükürme!”…

Diyorlar ki, “Baş dille tartılır!”…

Diyorlar ki, “Besledik büyüttük danayı, tanımaz oldu anayı babayı!”…

Diyorlar ki, “Başını acemi berbere teslim eden, cebinde pamuk eksik etmesin!”…

Diyorlar ki, “Bir insanı tanımak için ya alış-veriş etmeli, ya yola gitmeli!”…

Diyorlar ki, “Çingenenin ipini kendisine çektirirler!”…

Diyorlar ki, “Gitti ağalar paşalar, kellere kaldı köşeler!”…

Diyorlar ki, “İnsan sözünden, hayvan yularından tutulur!”…

Diyorlar ki, “Mahkeme kadıya mülk değil!”…

Diyorlar ki, “Rüzgara karşı tüküren, kendi yüzüne tükürür!”…

Diyorlar ki, “Sevda geçer yalan olur, sonra sokar yılan olur!”…

Diyorlar ki, “Söz ağızdan çıkar!”…

Diyorlar ki, “Şeytanla kabak ekenin, kabak başına patlar!”…

Diyorlar ki, “Terazi var, tartı var; her şeyin bir vakti var!”…

Diyorlar ki, “Yumurtasına hor bakan, civcivini cılk eder!”…

Diyorlar ki, “Duvar yapıldıktan sonra duvarcı unutulur!”…

Diyorlar ki, “Ağızla göz yüreğin aynasıdır!

Diyorlar ki, “Abanın kadri yağmurda bilinir!

Diyorlar ki, “Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır!

Diyorlar ki, “Cahil kral taç giydirilmiş eşektir!

Diyorlar ki, “Kör ata ha göz kırpmışsın, ha başını sallamışsın!

Diyorlar ki, “ Ağaçtan maşa, aptaldan paşa olmaz!”….

***

!...

“Arkadan vurulanlar”, “atasözlerin limanına sığınarak” işte böyle dile getiriyorlar “meramlarını!”…

Bu arada;

“Özü başka, sözü başka” olan “omurgasızlara!”…

“Kemiği kapana kadar” “havlayanlara” da var sözleri!…

Onlar içinde neler diyorlar, bilseniz!...

***

Madem ki bizim görevimiz “ahalinin nabzını tutmak”, madem ki bizim görevimiz ahalinin duygu ve düşüncelerini sayfalara taşımak onlar için söylenenleri de yazacağız kuşkunuz olmasın!...

***

“Sözleri ağızlarından çıkmayan!”, “yağ yedikleri tüylerinden belli olan” “pekmezciyi tanıyan sineklere” bu kırlarda özgürce “kanat temizlemek” yok öyle!...

“Hem kel, hem fodul” “yerden bitmeleri” “yerin dibine sokup çıkarmak” da boynumuzun borcudur!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Hamit Seven Arşivi
SON YAZILAR