PAPAZA KIZIP KİLİSE YAKMAK

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Hazreti Âdem peygamberden Hazreti Muhammed’e dek gelen peygamberlerin tamamı hak ve gerçektirler. Getirdikleri dinlerin tamamı tevhid esasına dayalı, Allah’ın birliğine, varlığına, peygamberlerin de onun elçisi olduğuna iman edilen dinlerdir. Bazı peygamberlere kitap, bazı peygamberlere suhuf dediğimiz sahifeler verilmiştir. Bu kitapların ve sahifelerin hiçbiri diğerini yalanlamaz tam aksine tamamlayıcı mahiyettedir. Kuran-ı Kerim’de 25 peygamberin adı geçmektedir. Üç tane de peygamber mi yoksa Allah dostu mu oldukları ihtilaflı olan isim geçmektedir. Diğer ismi zikredilmeyen peygamberlere veya nebilere kitap verilmemiş, kendilerinden önce inen kitapların veya kendi dönemlerinde başka peygamberlere inen kitapların hükümlerini uygulamışlardır. Hazreti İbrahim’e kadar inen sahifelere iman edenlere ne denilmekteydi bilemiyoruz ama Hazreti Âdemden sonraki tüm dinlerin ortak özelliği Hanif dinidir. Gerek Yahudilikte, gerek Hıristiyanlıkta, gerekse Müslümanlıkta inanılan şeylerin tümüne Hanif denilmektedir, Yüce Rabbimiz, Hazreti Muhammed’e Hanif Dini üzere olduğunu söylemesi emri ilahisini vermiştir. 

Bu konuyu çok daha uzatmadan konu başlığımıza gelmek gerekirse iki tür insana çok kızarım. Birincisi, inancını siyasi kimliklerin veya siyasi liderlerin yanlışları veya doğruları üzere oturtmaya çalışan insanlardır. İkincisi de Atatürk’ü işine geldiği zaman kullanmak isteyen insanlardır. Müslümanlığın en önemli ölçülerinden birisi kalü belada müslüman oluşumuzdur. Yani Cenab-ı Hak, ruhlar âleminde, ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ diye sorduğunda, ‘Evet ya Rab sen bizim Rabbimizsin.’ dediğimizde iman etmiş bir akidenin mensuplarıyız. Falanca siyasi lider dedi diye Allah’a iman etmedik, falanca kişi müslüman olun dedi diye müslüman olmadık. İnancımızın gereği neyse onu yaptık. Siyaset veya politika yapan insanların inançları şudur veya budur diye onların inançlarına göre iman etmiş insanlar olmadık. Siyasetçilerin inançlarına göre onlara kızarak ben artık onların dininden değilim demek insanı dinden çıkarır. Din kimsenin değil Allah’ındır, falanca lider o dine mensup olduğundan ona kızıp ben onun olduğu dine inanmıyorum demek papaza kızıp kiliseyi yakmak gibi bir şeydir. 

Bu detayı neden verdiğime gelince; son zamanlarda sürekli olarak bazı insanların iktidarı eleştirirken din konusunu gündeme getirip yok bunlara kızdım daha namaz kılmıyorum, daha oruç tutmuyorum, daha hacca gitmem, zekât vermem gibi saçma sapan ifadelerde bulunmaları beni bu yazıyı yazmaya mecbur bıraktı. Ben ne cennetin bekçisiyim, ne de cehennemin davetçisi ama Allah’a ve ahiret gününe iman eden insanların yapmakla yükümlü oldukları şeyleri bilmem hangi siyasetçi yanlış yaptı diye yapmamaya kalkmak tamamen art niyettir, bunun dışında bir şey olmadığı da açık ve net ortadadır. Liderlerin işi ülkeyi yönetmektir, dini yönetmek değildir. Dini peygamberler anlatırlar, ahirete irtihal ettikten sonra da onların varisi hükmünde olan âlimler toplumu onların yaşamları ve anlatımları üzerinden aydınlatmaya devam ederler. Siyaset yapan insanların inançlarına bakarak bir din hakkında hüküm sahibi olmak o dine çok büyük haksızlık olur.  İnsanların suçu dine yüklenemez, bu saçmalıktır. Tarihin hiçbir devrinde böyle bir saçmalığa izin verilmemiştir, bugün de verilemez.

Diyeceksiniz ki ‘Din, insanların ahlakını, yaşam biçimini, sosyal hayatını ve uhrevi görevlerini belirler. Bu ölçülere uymayanlara ne yapmak lazım?’ Allah ve Resülü bu konuyu açıklamıştır. Kim iman ettiği şeyleri yapmaz ise günahkârdır, bu açık ve net ortada. Aynı şekilde inancının gereğini yapmayan insanların riyakâr, iki yüzlü hatta münafık olduklarını dinimiz açıkça ortaya koymaktadır. Ancak bu konuda kul olarak bizim görevimiz uyarının ötesine gidemez. Uyardığımız halde bildiklerinden şaşmayan insanlara ancak kalbimizle buğz ederiz, yapacağımız başka bir şey yoktur. Her fırsatta Siyasal İslam’ın geldiği noktayı ifade edip üzüntümü belirlememe rağmen bazı insanların ısrarla siyasetçilere kızıp dini inancımıza ters düşen söylemlerde bulunmaları inandığımız dini asla bağlamaz, sadece yanlış yapan kimse onu bağlar. Bu kadar izahtan sonra sanırım matlup hasıl olmuştur. Bir dostumun dediği gibi; lafın tamamı deliye denir diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR