Suna Taşdemir Dündar

Suna Taşdemir Dündar

MENOPOZ

Sizin de dikkatinizi çekti mi? Yaşlanan annenizde, teyzenizde ya da kayınvalidenizde gördünüz mü? Her zaman alttan alan, bağıran ya da sinirlenen erkeğe karşı cevap vermeyen, konuyu geçiştiren, ortamı sakinleştirmeye çalışan kadın değişir, erkeğe cevap vermeye başlar. Eskiden daha büyük sorunları büyütmemeye çalışırken şimdi incir çekirdeğini bile doldurmayan konularda bile ciddi tartışmalar içine girer. Neden böyle yapıyorsun, eskiden böyle değildin dediğinizde size garip garip bakar ve 'yeter artık, yıllardır sustum, sabrım kalmadı artık' der. Kadın beynindeki elindeki mevcut ilişkiyi kaybetmekten kaynaklanan muazzam çatışmadan kaçınma devresi yavaş yavaş ortadan kalkmaktadır. Kadın beyninde öfke ve çatışmadan kaçınmak için duyguyu evirip çeviren ve sindirmeyi sağlayan beynin prefrontal bölgesi devreden yavaş yavaş çıkar, kadın beyninin öfkeye verdiği yanıt artık daha fazla erkek beynine benzemeye başlar. İşte bunun nedenidir menopoz.

Menopoz aslında son adete verilen isimdir. Son adet kanamasının üzerinden bir yıl geçtiğinde kadın hala adet kanaması görmemişse artık menopoz dönemine girmiştir. Ergenlikle beraber hayatını kuşatan annelik, eşlik, arkadaşlık ilişkilerini yönlendiren hormonlar yavaş yavaş kadının hayatından çekilmeye başlar. Değişen ve azalan hormonlara karşı kadının sıcağa verdiği yanıt dahil her şey değişir, her şey!

Bizim bildiğimiz ve şartlandığımız kadın yaşlanır, kilo alır, kocası genç ve doğurgan kadınlara yönelir, kadın terkedilir. Oysa ABD de yapılan çalışmalar menopoz sonrası yaşanan boşanmaların %65 inin kadının isteği ile olduğunu gösteriyor. Menopoz dönemi ile birlikte kadını kuşatan sis perdesi ortadan kalkıyor, kadın neyi isteyip neyi istemediğine daha kolay karar veriyor ve yıllardır toplumsal baskı ve çocukların huzurlu bir yuvada büyümesi şartları çocukların evden ayrılmasıyla ortadan kalktığında artık kocalarıyla yaşamak istemediklerine karar veriyorlar. Erkekler aman dikkat diyorum! Bizim toplumumuzda kadının ekonomik hayata geçişindeki geç kalınmışlık düşünüldüğünde önümüzdeki yıllarda yaşlanan eşlerinizin elinde boşanma dilekçesi soluğu avukat bürosunda almasını istemiyorsanız, eşlerinize karşı daha sevecen ve daha saygılı olun diye öneririm sizlere.

Kadınlarda hormonal değişim menopozdan yıllar öncesinde başlar. Beyin östrojene daha az hassas hale gelmesiyle başlayarak, aydan aya ve yıldan yıla değişen, sıcak basmasından acıya, endişeden depresyona çeşitli semptomlar ortaya çıkar. Azalan östrojen testesteronu (erkeklik hormonu, cinsel isteği sağlar) da azaltır. Kadında cinsel istek günden güne azalır. 42 ve 52 yaş aralığındaki kadınlarn %50 si cinselliğe ilgilerini kaybeder, tahrik edilmeleri zorlaşır ve daha zor orgazm olurlar. Ama kadınların tümü bu isteksizliği yaşamaz. Bir kısmı adet döngüsünün psikolojik ve fiziksel etkilerinden kurtulamanın verdiği rahatlığı, çocuk büyütmek, kariyer problemleri gibi sıkıntıları hallettikleri bu dönemi güzel yaşayarak 'perimenopoz hazzı' adı verilen bir dönem olarak yaşarlar.

Her kadının beyni ve vücudu menopozdan sonraki yıllarda farklı tepkiler gösterse de çoğu kadın için bu dönem artan özgürlükler ve hayatlarının kontrolünü ele alma dönemidir. Bakma ve besleme dürtüleri azalır. Bu dönem aynı zamanda büyükanneliğin de hayatımıza girdiği bir dönem olup yepyeni keyifler eklenebilir. Hayatın bu döneminde aileye katılan bir bebek kadında küçülen annelik merkezinin tozlanmış yollarını yeniden aktifleyerek, ışıklandırabilir. Belki de hayat en güzel keyiflerden bazılarını en sona saklamıştır. Özellikle ilkel toplumlarda büyükanneler (bana göre ise özellikle çalışan annelerin çoğaldığı günümüzde) hayatta kalmanın ve büyümenin anahtarıdır.

Menopozun etkilerinden kurtulmak için östrojen, testesteron bantları ve hapları gibi hormonlar ve anti depresanlar kullanılabilir. Sıcak basmaları, uyku kaçmaları, yeni hormonal profile uyum sağlama dönemleri bittiğinde; şu farkedilmelidir. Menopozdan sonra yaşanacak uzun bir hayat var ve ne olursa olsun (bebek bakımından, bir yardım derneğinde çalışmaktan, bahçe uğraşısına kadar) bir işe tutkuyla sarılmak kadınların kendilerini yeniden enerji dolu hissetmelerine neden olur.

Not: Bilgiler Prof. Dr. Louann Brizendine 'nin Say Yayınları'ndan çıkan 'Kadın Beyni' isimli kitabından alınmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Suna Taşdemir Dündar Arşivi
SON YAZILAR