KORONAVİRÜS VE MAHŞERİ PROVA

Abese süresi 33-42.ayetlerde mahşeri tablolardan birisi, dünya değerleriyle anlatılmakta, bu ayetlerde mahşerde karşılaşacak önemli bir hakkatın altı çizilmektedir. Kıyametin; birinci defa sur'a üflenmesiyle kopacağı, ikinci üflemeyle de yargılamalar yapılmak üzere yeniden dirilişin olacağına inanılmaktadır. Bu inanış; ehli sünnet itikadına dayanmaktadır. Ehli sünnet; Kur'ani ve Sünneti naslarla şekillenmektedir. 

Dini delil olarak kabul edilen ve adına "Şer'i Deliller" denen; Kitap, Sünnet, İcma ve Kıyas, ehli sünnet anlayışının dayanağını teşkil etmektedir. İtikadi ve âmeli konularda ehl-i sünnet ulemâsının görüşlerine itibar edilmelidir. Kur'an ayetlerinin tefsirlerini takip ederken de, bu anlayışı dikkate almak ve bu anlayış üzerine inşa edilmiş tefsirlerden istifade etmek en doğru değerlendirmeyi sağlayacaktır.

Abese suresinin 33-42.ayetlerinde yüce Allah; "Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,
İşte o gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. O gün her kişinin işi başından aşkındır. O gün birtakım yüzler ışık saçar; Güleçtir, müjde almıştır. Birtakım yüzler de o gün toza toprağa bürünmüş; Kapkara kesilmiştir" buyurarak, dünyadayken ahiretle ilgili olarak kullarını bilgilerdirmekte ve uyarmaktadır.  Güncel, küresel bir sorun hâline gelen Koronavirüs tedbirlerinin ortaya çıkardığı tedbirlerin, abese suresinde kullara sunulmuş ilahi mesajlarla örtüşmesi kayda değer bir tefekkürü gerektirmektedir. Ayet mesajlarıyla günlük tedbirleri karşılaştırdığımızda, mahşeri bir prova'ya hazırlık olduğu kanati oluşmaktadır. 

Mahşerde, herkesin kendini kurtarmak ve korumak için, başta aile bireyleri olmak üzere tüm sevdiklerinden kaçacaktır. Koronavirüsten kurtulmak ve korunmak için de aynı tedbirlere başvurulmaktadır. Artık, sokakta bir araya gelinemediği gibi, evlerde de aile bireyleri birbirlerinden en az bir buçuk metre mesafe kuralını uygulamaktadırlar. Aynı yatağı paylaşan eşler, aynı odayı paylaşan kardeşler kendilerini korumak için yıllarca kucak kucağa olduğu bu sevdiklerinden kaçmaktadırlar. Bu kaçış her ne kadar kamu otoritesinin aldığı bir karar olsa da, bireyler bu davranışı kendi sağlıkları, yani menfaatleri için kendi iradeleriyle yapmaktadır. Bu uygulamayla, tam bir mahşeri prova yapılmaktadır.

Yazımıza konu olan ayetlerin tefsirinde, DİB yetkilileri aşagıdaki değerlendirmelerde bulunmaktadır. "İşte bunlar inkârcılardır, günahkârlardır. Kıyamet ve âhiretten bir kesitin son derece canlı bir tasvirini veren sûrenin bu son âyetleri, dünya hayatının geçici zevk ve tasalarını aşıp varlığının anlamı, değeri, amacı ve âkıbeti üzerine düşünebilme seviyesine ulaşmış her insanı sarsıcı gerçeklerle yüzyüze getirmektedir. Kıyamet gününde evrende meydana gelecek olan olaylar korkunç sesler çıkaracağı için ona 33. âyette “sâhha” adı verilmiştir. 

O gün geldiğinde aralarında akrabalık bağı bulunanların birbirinden kaçışının sebebi çeşitli şekillerde izah edilmiştir: a) Kıyamet olayları herkesi dehşete düşüreceği için o ortamda insanların birbirini düşünmeleri mümkün değildir; herkes kendi başının derdine düşer; b) Akrabalıktan doğan haklarını isteyecekleri endişesiyle insanlar birbirinden kaçarlar; c) Kişi, akrabaları onun içinde bulunduğu sıkıntılı durumu görmesin diye onlardan kaçar; d) İnsan, akrabasının içinde bulunduğu kötü durumu görmesine rağmen onlara yardım edemeyeceğini ve başlarına gelenlere engel olamayacağını bildiği için kaçar. Bir önceki sûrede (Nâziât 79/8-9) kıyamet ve mahşerin dehşetinden dolayı bütün kalplerin korkudan neredeyse yerinden oynayacağı, gözleri korku bürüyeceği bildirilmişti. Abese sûresinin bu son âyetlerinden anlıyoruz ki inkârcı ve isyankârların korku, kaygı ve perişanlıkları devam ederken, müminlerin, durumları aydınlanınca kalplerindeki korku ve kaygının yerini ferahlık ve sevinç alacak, bu sevinç yüzlerine yansıyacaktır."

Koronavirüs salgınından en çok korkanlar âsiler, hainler, zâlimler ve kâfirlerdir. Mazlum ve masum insanların yüzleri gülmüş, çünkü onlar zâlimlerin zulmünden kurtulmuştur. Evet ! Bu bir mahşeri prova ve karşılaşılacak muhtemel tabloları göz önüne sunmaktır. Bunu ifade ederken, elbette kamu otoritesinin aldığı tedbirlere itibar edilmesinin gereğini de ısrarlı hatırlatıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR