Suna Taşdemir Dündar

Suna Taşdemir Dündar

KORKUYORUM

 




Ben çok korkuyorum. Geleceğin getirebileceği karanlık gölgeler kanımı donduruyor. Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur diyen atalarımız haklı çıkacak diye ödüm kopuyor.


Birileri cumhuriyet ve onun kazanımları ile savaşıyor. Savaşırken hiç adil davranmıyor. Dini, Allah'ı, Kur'an'ı kendine kalkan yapıyor. Kendisine ya da düşünce dünyasına muhalif pek çok kişi kampı andıran ceza evlerinde henüz hüküm giyemeden kesinleşmiş bir mahkeme kararı yokken yıllardır ceza çekiyor.

Atatürk'e saldırmanın, hakaret etmenin, onu despotlukla, diktatörlükle suçlamanın, dönemin siyasi ve ekonomik şartları düşünülmeksizin tek parti döneminde yapılan hemen hemen her şeyi acımasızca eleştirmenin moda olduğu günlerden geçiyoruz.

Rövanş alınıyor. İmam Hatip Liselerinin orta kısımlarının kapatılması için çıkarılan kesintisiz 8 yıllık eğitimin karşısına 4+4+4 sistemi getiriliyor. Herkesin kafasında 'acaba bu yasa kız çocukların eğitiminin engellenmesi için mi çıkarılıyor?' sorusu şekillenirken başbakan ve cumhurbaşkanının kız çocuklarınızı okutun minvalinde kamu spotları televizyonda dönüyor. Bak adamlar hiç ard niyetli değilmiş diye daha düşünemeden liseli öğrencilerin evlenmeleri takdirde okuldan atılmamaları yönünde açıklamalar yapılıyor. Yani bir nevi lisede okuyan çocuklara evlenme izni çıkıyor.

Samsun sahillerinde yürüyüş yaparken bırakın 12-13 yaşındaki kızları daha 6-7 yaşında başı kapatılmış oyun oynayan çocuklar görüyorum.

Başbakan herkese parmak sallayarak 'Sen de kim oluyorsun!' diye haddini bildiriyor. Askerler, heykeltraşlar, karikatürcüler, aydınlar, doktorlar, tiyatro oyuncuları, ressamlar, müzisyenler, yazarlar, çizerler, bazı gazeteler ve gazeteciler…herkes bu tavırdan nasibini alıyor.

Sanat kimsenin tekelinde değil, Atatürk kimsenin tekelinde değil, vatanseverlik kimsenin tekelinde değil, sağlık kimsenin tekelinde değil, eğitim kimsenin tekelinde değil… diye herkes susturulmak istenirken aslında sanat muhafazakarlaştırılmak isteniyor. Sağlık sistemi içinden çıkılmaz sorunlara gömülüyor ve bunun tek sorumlusu olarak parmaklar hekimi işaret ediyor. Cumhuriyetin kuruluşundaki önemli mihenk taşı olan günlerin kutlamaları yavaş yavaş gözler önünden okul duvarlarının arkasına çekiliyor. Eğitim sistemimiz dindar ve de kindar (Necip Fazıl Kısakürek'in gençliğe hitabesi) nesiller yetiştirsin diye bir sürü revizyona uğruyor.

'Geçen Hafta Neler Oldu?' isimli yazım için bir okurum "Dilerim, daha çocuk denecek yaştaki kızlarımızın hayatları ve kafaları, bazı siyasi ayak oyunları uğruna okuldan kopartılıp, örtülmesin..." diye yazdığım cümleye karşılık; içi boş, bir vehmin, istisnayı abartıp genelleme havasında, gerçeklikle ilgisi olmayan bir kurgunun gerçek diye sunulma niyetinin eseri cümleler.. açılmaya ve açıklanmaya muhtaç, somut örnekleriyle... özellikle "bazı siyasi ayak oyunlarıyla" cümlesinin içi doldurulmalı, yoksa muhatabı nesnel olarak karşımızda değil diye ince bir niyetle sallanmış kolay salvolar bunlar. Daha objektif, duygusal irtibat ve angajmanlardan arınmış yazılar bekliyoruz. Saygılar' diye bir yorum yazıyor.

Sevgili okurum, çok açık yüreklilikle söylüyorum. Ben uygar, her yönüyle açık ve medeni bir Türkiye'ye inanan Atatürk Milliyetçiliği'ni savunan bir Türk kadını olarak söylüyorum; Korkuyorum. Allah'tan korkmuyorum. Zira onun ne kadar affedici, her şeyi gören ve bilen olduğunu biliyorum. Ama kendini bu dünyada Allah'ın elçisi yerine koyup insanları inançlarından dolayı mahkum edip zulme uğratan zihniyetten korkuyorum. Çünkü bu zihniyetin neler yapabileceğini Maraş'ta, Çorum'da ve son olarak Sivas'ta gördük. Allah'ın adını kullanarak kul hakkı yiyenlerden, yardım paralarını başka yollarda kullananlardan, her şeyin doğrusunun kendi yaşama biçimi gibi olduğunu düşünüp ötekileri kaba kuvvetle bastırmaya çalışanlardan korkuyorum. Okuyucuma bir noktada katılıyorum. Evet korku son derece sübjektif bir duygu, bunun objektifi olmaz. Ama korkumu oluşturan nedenlerin hepsi son derece objektif ve ortada olan somut şeyler ve bir kısmı yukarıdaki satırlarda yazılı. Diliyorum bunlar sadece benim basit, genel geçer, vehimlerimdir, vesveselerimdir. Yoksa?





Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Suna Taşdemir Dündar Arşivi
SON YAZILAR