“Korku nefesi” diye bir şey duydunuz mu?

Artık Herkes Konuşuyor...

Yıllardır sağlık üzerine yazılar yazdım. Aklımın bir tarafından hep duruyordu. Kekemelik ile ilgil bir yazı yazarak kekeme yurttaşlarımızın sorunlarına ilişkin konuşma uzmanlarından ve yetkililerden bilgi  almalıyım ve yazmalıyım diye düşünüp dururken  AKEM'den  Ankara Konuşma Eğitim Merkezinden Konuşma Uzmanı Selami Üstubi,  tarafından bir mail aldım. Kendisine bu konuyla ilgili olarak bir yazı yazmayı düşündüğüüümü ilettiğimde tabiki de ben size bir uzaman olarak gerekli tüm bilgileri veririm dedi. Bende Samsun'da yaşayan ve bir türlü bu lanet sorundan “KEKEMELİKTEN” kurtulmaları için Samsun'da da artık Konuşma uzmanları eşliğinde “Ankara Konuşma Eğitim Merkezinin” (AKEM'in) açıldığını duyurmak istedim. Selami Üstubi'ye kekemelikten kurtulma sürecini sorduğumda eğer kekeme olan kişi terapiye süresinde gelirse ve en önemnliside bunu isterse yürekle be beyinle isterse çok ısa zaman da çözüme ulaşabiliyoruz dedi. Çok öneml bir ayrıntıyıda size verdiğim billgilerde de göreceksiniz “Kimseye Garanti Vermiyoruz, Vermeyiz de!” Bu sözüne dayanarak bende yazımı siz okurlarımla paylaşmak istedim. Şimdi AKEM (Ankara  Konuşma Eğitim Merkezi) Konuşma  Uzmanı Selami Üstubi'nin, teknik söylemierini hep birlikte okuyalım...    

 “Korku nefesi” diye bir şey duydunuz mu?

Çocuğunuz büyürken yaşadığı korkular, nefesinin düzensizleşmesine ve hatta oksijeni sağlıklı alamamasına sebep oluyor. Nefesini düzenli kullanamayışı konuşmasını etkiliyor. Gittikçe ifade zorluğu yaşayan çocuk “damak sesleri”yle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak, keserek konuşuyor. Adına “kekemelik” dediğimiz bir konuşma kusuru başlıyor.

Evet, bu bir konuşma kusuru ve bundan kurtulmak mümkün. Bunu başardığınız anda doğru nefes eğitimiyle aynı zamanda sağlıklı bir hayat sizi bekliyor. Bir eğitim gönüllüsü tarafından kurulan Ankara Konuşma Eğitim Merkezi (AKEM) kısa zamanda büyük başarılara imza attı. Ankara dışında Kayseri ve İstanbul'da da şubeleri olan kurum verdiği eğitimle iki hafta gibi kısa bir zamanda kusurlu konuşmayı düzene sokuyor.

Ankara Konuşma Eğitim Merkezi Genel Koordinatörü Sema Sakin sorularımızı cevapladı.

Vermiş olduğunuz eğitim sabır ve fedakârlık gerektiren bir iştir

Kekemelik korku ve özenti ile şuuraltına yer edinen bir alışkanlık türüdür.

Evet, hiç şüphesiz, bu iş sabır gerektiren bir iştir. Öğrencilerimizin psikolojileri zaten iyi hâlde değil. Sıkıntılar birbirine benzese de asla aynı noktada birleşmiyor. Eğer işimizi severek yapmazsak asla başarılı olamayız. Bu iş, büyük bir sabır, fedakârlık, dikkat ve itina gerektirmektedir.

Eğitimimizde yaş sınırlamamız yoktur. Kendisini ifade edebilecek her yaştaki insan için geçerlidir. Yani 3 yaşından 70 yaşına kadar herkes eğitim alabilir. Sadece eğitim şeklinde değişiklikler oluyor.

Yaklaşık üç yılda 800 öğrencinin konuşma bozukluğunu bu eğitimle düzelttik. Hem kişilerin kendisini hem ailelerini hem de sevdiklerini mutlu etmenin gururunu yaşamak bütün yorgunluğumuzu almaktadır.

Kekemeliğin bir alışkanlıktır

İnsanlar bu sorunlarına çare arıyor. Hâliyle ilk gidilecek yer - şüphesiz ki - sağlık kurumlarıdır. Her kekemelik ya da konuşma bozukluğu eğitimle düzelmiyor. Anlamada problem yaşayanlar ya da ağız ve boyun bölgesinde fizyolojik bir rahatsızlığı olan insanların tedavi adresi hiç şüphesiz ki hekimlerimizdir. Zaten bizim işimiz “tedavi” değil “eğitim”dir.

Genellikle bu tür öğrencilerimizin doktorlara gitmesi durumunda rahatlamaları ve sakinleşmeleri için antidepresyon ilacı verilmektedir. Bu da öğrencinin içe kapanmasına, beyninin uyuşmasına yol açıyor.

Eğitim Süresi 12 Gündür

İki basamaklı olan eğitimimizin toplam süresi ortalama 12 gündür. İlk hafta bilgisayar destekli, ikinci hafta ise bire bir konuşmalardan meydana gelen bir eğitim... Bilgisayar destekli eğitimde, kişinin nefes kontrolünün sağlanması ve konuşmasının yavaşlatılması sağlanmaktadır. İkinci haftaya girdiğimizde ise sesli kitap okumaları, hece çalışmaları ve sohbetler başlıyor. Öğrencinin uyumuna bağlı bir şekilde adım atıyoruz. Yetişkin bir kişinin şuuraltı olumsuzluklarla doludur; küçük bir çocuğun şuuraltı ise temizdir. Bu yüzden sonuç alabilmek daha kolay oluyor.

Aynı zamanda okuma yazma bilmeyen kişilere de eğitim veriyoruz. Ancak okuma yazması olmayan fertlerin eğitim süreleri kısmen uzayabiliyor.

Eğitim merkezlerimiz Ankara, İstanbul ve Kayseri'de bulunmaktadır. Koordineli bir şekilde ailelerle iletişim hâlinde çalışıyoruz. Zaman zaman merkezlerimizde eğitim almış, yaş sınırı olmayan öğrencilerimizi yeni eğitime başlayacak öğrencilere örnek teşkil etsinler diye aramıza alıyoruz. Hâliyle onların ne kadar zor bir safhayı kısa zamanda atlattıklarını ilk ağızdan dinliyorlar.

Bu etkileşim, hayalleri yıkılmış insanlarda âdeta "kader" gibi görülen sıkıntılardan kolay bir şekilde kurtulma etkisi yaratıyor.

İletişimi Olumsuz Etkiliyor

Günlük hayatta insanın kendini ifade edememesi kadar büyük bir dert yoktur. Burada onları anlayan kişiler var ancak dışarıda hayat çok acımasız... Kişi takıldığı zaman gülüyorlar, dalga geçiyorlar… Derslerinde bile bildikleri bir konu hakkında yorum yapamıyorlar. Bu da onları topluma karşı kapalı bir fert hâline getiriyor.

Konuşma güçlüğü çektikleri için ilköğretim ya da lise eğitimini yarıda bırakan birçok insanla karşılaştık. Bu sorunu biz yaşamıyoruz diye pek önemsemeyebiliriz ancak bu sorunu yaşayanlar için aynı şeyi düşünmek ise imkânsızdır.

Kekemelik korku ya da özentiyle oluşur

Kekemelik çok defa korkuyla başlar. Bu şok edici korku ile nefes akışı bozulur ve devamında kişinin konuşmasında farklı aksaklıklar görülür. Bunlar kelime tekrarlama, eksik harf söyleme, yanlış telaffuzlar, tutukluk ve kesik kesik konuşmadır.
Diğer bir faktör ise aile… Ailede anne, baba, kardeş ya da yakınlardan birinde kekemelik varsa kişi taklit yoluyla kekelemeye başlar.

Kekemelik irsî değildir, bir alışkanlıktır.

Aile Etkisi Çok Önemlidir

Kişi, merkezimizde aldığı eğitimi evde uygulayacaktır. Aile, bu çalışmaları çocuklarına mutlaka yaptırmalıdır. Yapılan egzersizler evde yapıldığı zaman sonuç inanılmaz güzel oluyor. Aile ile işbirliği çok önemlidir. Bu eğitim doğru… Çünkü kekemelik bir hastalık değil alışkanlıktır; alışkanlığı yenmek için de egzersizlerin tekrarı yapılmalıdır. Kişi kendi isteğiyle bu çalışmayı yaparsa sonuç çok daha kısa zamanda alınır ama başkası tarafından zoraki yaptırılırsa hâliyle uzar.

Gayret Gerekiyor

İki haftalık bir eğitimden sonra öğrencinin konuşması normale dönüyor. Ancak burada almış olduğu egzersizleri ortalama bir yıl tekrarlamalıdır. Bunları yapmaması hâlinde kekemeliğinin nüksetme ihtimali vardır. Biz verdiğimiz eğitimlerden sonra öğrenci ve velilerimizle olan temasımızı devam ettiriyoruz. Aylık kontrollerimiz oluyor. Herhangi bir ihmalkârlık olmasın diye, eğitim alan kişiyi bu zaman zarfında mutlaka takip edyoruz.

“Artikülasyon” sorunu olan kişilerin eğitim süresi aylarca sürebiliyor. Mesela iki ile altı ay arasında değişmektedir.

Mutsuz Geliyorlar Mutlu Ayrılıyorlar

Öğrenciler, ilk geldiklerinde kendilerine güvenemiyor. Daha önce eğitim aldıkları hâlde konuşmaları düzelmemişse haklı olarak şüphe ve endişeleri olacaktır. Yani burada da bir sonuç alamayacaklarına dair ciddi ve haklı bir düşünce taşırlar.

Öğrencilerimizin konuşması düzeldiğinde kendilerine olan güvenleri artar. Hayata daha pozitif bakarlar. Yüzlerindeki mimikleri bile çok değişir. Bu mutluluklarını biz de yaşıyoruz. Öğrencilerimizin bizimle – tabiri caizse – yeniden doğduklarını söyleyebiliriz.

Kimseye Garanti Vermiyoruz, Vermeyiz de!    

Dürüstlük her zaman ve işte şarttır. Kişi üzerinde hiçbirimiz garanti veremeyiz. Çünkü burada bir ürün alım satımı değil insan eğitimi var. Kişi istemezse, gayret etmezse bunu başaramaz. Bunları açık bir şekilde kendileriyle paylaşıyoruz. Hem öğrencinin hem de ailenin üzerine düşenleri çok net ifade ediyoruz. Aksi hâlde zaman kaybına sebep olacaklarını, yok yere ödeme yapacaklarını söylüyoruz. Hem zamanınıza yazık diyoruz hem de paranıza…  Eğitim alan eski öğrencilerimizin telefonlarını veriyoruz, görüşün diye. Çünkü kalitemizi en iyi, eğitim alan öğrencilerimizle velilerimiz anlatır. Yoksa herkes kendisini en güzel yakıştırmalarla ne kadar mükemmel olduklarını anlatır durur.

Kekemelik Kimsenin Kaderi Değildir

Kekemelikten asla utanmasınlar. “Kekemelik benim kaderim…” diyerek bunu kabullenmesinler. Bunun artık çaresinin olduğunu bilsinler.  İsteyen herkesin bu dertten çok rahatlıkla ve kısa bir zamanda kurtulacağını bilmelerini istiyorum.

AKEM olarak diyoruz ki: “Ke-ke-me-lik ka-de-ri-niz de-ğil!..”  Umarım Samsun'da ayaşayan kekeme yurttaşlarımıza bebelerimize ve gençlerimize bu konua yardımcı olabilmişizdir. Umarım hepiniz bülbül gibi şakıyarak konuşursunuz. Özlediğiniz yaşama kavuşursunuz. Sağlıkla kalın....

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR