Biri  AK Parti'nin, diğeri CHP'nin il başkanı..

Her ikisini de yakından tanır ve bilirim.

Sayın Köktaş'la başlayan dostluğumuz aslında kavgalarla gürültülerle olmuştur. O kendine göre dik bir siyasetçi, ben de kendime göre burnundan kıl aldırmayan bir gazeteciydim.

Kavgalarımızda her ikimizde dik durduk...

Yıllar bizi farklı karelerde buluşturduğu gibi çeşitli ortamlarda görüştük, sohbet ettik. Daha doğrusu birbirimizi anlamaya çalıştık. Benim kendisinde dikkat ettiğim en önemli olgu, çalışan ve üreten insana Sayın Köktaş'ın katkı  vermesidir..

Örneğin partiyle ilgili çalışmalarda bazı gazetecilerle veya gazete sahipleriyle kavgalı olduğu halde ayrımcılık yapmamış ve AK Parti'nin tüm çalışmalarını, reklamlarını, duyurularını ve haberlerini gazetelere eşit mesafede vermiştir.

Yani, hırsı aklının önüne geçmemiştir. Siyasetçinin hırsı olur ama eğer aklın önüne geçerse o siyasetçiden birşey beklemek mümkün değildir.

Geçenler de yeni iş kurmuş genç bir atölye sahibinin Gümüşhane'nin köklü bir firmasının çanta işlerini almak için sayın Köktaş'ı aradım.

 Sohbet ettik, konuyu anlattım...

Gümüşhane AK Parti il başkanını arayarak bizlere yardımcı olmasını istedi. Atölye sahibini  Gümüşhane'ye gönderdim. İlgilenmişler, işlerini de almışlar. Şimdi o atölye de 10 insan ekmek yiyor.

Bunların çoğu da ev hanımlarından oluşan bayan grubu. Evlerine çoluk çocuklarına aldıkları paralarla katkı yapıyorlar.

Ben böyle adama, böyle siyasetçiye kurban olurum.

Bu sayın Köktaş değil, 7 kat düşmanım olsa fikrim değişmez...

 Zaten bir siyasetçi seçimlere 1 hafta kala hiçbir çalışma yapmadan, adaylığını koyup bütün dengeleri değiştiriyor ve seçimi  kazanıyorsa bükemediğin bileği öpecek, oturacaksın oturduğun yerde...

Gelelim Sayın Mehmet Atalay'a ...

Kendisiyle samimiyetim sayın Fuat Köktaş'tan daha yakındır.

Çok severim sayın Atalay'ı.

Azot genel müdürlüğünden tanışırız. Başarılı, kariyerli, dürüst ve adam gibi adamdır.

Ne yazık ki onun talihsizliği CHP'de siyaset yapmasıdır.

CHP Samsun il başkanlığında görev yapıp, bozulmayan, dengesini yitirmeyen bir il başkanı görmedim ben...

Görev yapan il başkanlarının çoğu dostumdur ya da ağabeyimdir. Hatta ortak işlere imza attığımız il başkanı bile olmuştur.

Amacım burada CHP'yi küçültmek, ya da kötülemek değildir. Bu benim haddime de düşmez...

Anlatmak istediğim, CHP ideolojisine inanmış, partisine katkı vermek isteyen değerli insanlar bu partide kaybolup gitmişlerdir.

Sayın Mehmet Atalay'da bu yolda harcanıp gitmeye aday bir siyasetçidir.

Bakın son 15 yılda büyükşehir ve çoğu ilçe belediye başkanlıkları genelde sağ partilerin elindedir.

Son 15 yılda CHP koca Samsun'dan 2 milletvekili çıkarabilmiştir. Son seçimlere bakıldığında 2. milletvekilini de zor çıkarmıştır. Bu gelecek seçimlerde 1 milletvekiline düşebilir demektir.

Takke düşmüş, kel görünmüştür.

Tablo böyle iken, başkan Mehmet Atalay ne yapar bilemem ama CHP'nin Samsun'daki hizipçi kadrolarıyla işinin zor olduğunu en iyi bilenlerdenim.

Ne diyelim, Allah yardımcısı olsun...