Gazetelerde her gün bir haber okursunuz; Kimliğini kaybetti, hayatı karardı v.s. diye…
Yani vatandaş nüfus cüzdanını kaybeder, bu kimliği bulanlar hemen o adam adına şirketler kurar, bankalardan çek koçanları alır, krediler kullanır ve kabak da kimliğini kaybedenin başına patlar ne âlâ memleket değil mi?  Sanki yuttuk…
Ben bir koçan çek almak veya kredi kullanmak için onlarca evrak götürürüm bankayada yine de zor alırım veya alamam…
Peki, bu sahtekârlar nasıl kolayca alırlar?
O bankanın yani görevlisinin bu sahtekârlıkta ortaklığı yok mu?
İş yargıya intikal eder, vatandaş mahkemelerde boğuşur, mal varlıkları gider ve sonra pardon denir ama bayram geçmiştir, kına gerekmez!
Sonuç mu?
Maalesef, Milletimiz kimliğini kaybetmeye başladı, çürüme her yerde var…
Danıştay saldırısı sonrası tüm medya, muhalefet hatta zamanın cumhurbaşkanı ne demişti?
Şimdi de Danıştay davası, Ergenekon davasıyla birleşti, kimseden tısss yok…
Demek ki, Dava dosyaları değil ama hafızalar çürümüş.
Çorum, Maraş, Sivas olayları kimin eseriydi, kimlere yıkıldı, hatırlayan var mı?
Sahi, Turan Dursun, Bahriye Üçok, A.Taner Kışlalı, Uğur Mumcu, Eşref Bitlis v.b. cinayetleri kimlere yıkıldı, gerçek katiller kimdi bilen var mı?
Demek ki bilgi toplayamayan beyinler de çürümüş…
Bir milyon Dolar rüşvet alıp, çete reislerini beraat ettiren Hâkim hangi ilimizdeydi, duyan var mı?
Demek ki kulaklar da çürümüş?
Sahte doktorlar, sahte polisler, sahte jandarmalar, sahte avukatlar hatta sahte emekliler sayısını bilen, arşivini tutan var mı? Yani sayılar ve arşivlerde çürümüş…
Vay be!
Çürüme taa nerelere varmış gördünüz mü?
Sahte mezarlar da var deniyor, Kızmayın ama galiba mezarlıklar da çürümüş!
Ama siz yine de moralinizi bozmayın, gelecekten umudunuzu kesmeyin.
Bu asil millet çürümeyen insanlar da yetiştiriyor, yetiştirecekte…
İşte o çürümeyenler, devletimizi ayakta tutacak, çürüklerden hesap soracak…
Benim umutlarım hiç çürümedi, çürümeyecekte…
Umutlarımızın gerçeğe döndüğü günleri görmemiz dileğiyle…

Adem Alan