KAYNAMA NOKTASI

     İnsanın kendini kontrol edemediği, bazen sözlerle bazen ise vurup kırarak dışarı yansıttığı bir olgudur öfke. Herhangi bir olay karşısında istediği hazzı alamayan insan, karşılaştığı durum karşısında bir an olsun gözlerini kapar ve kontrolden çıkar. İşte o sinir harbi anıdır.

     Dünyada milyarlarca insan yaşamaktadır ve hiçbirinin birbirleri ile ilgisi yoktur.Hem fiziksel hem de huy olarak.İnsan onu kızdıracak bir olay karşısında kendini bir anda saran o duyguya kapılır.Aniden yükselen tansiyon,hızlanan kalp atışları.Doruğa ulaşan adrenalin.Demiri kırmak istercesine sıkılan yumruklar,sertleşen boyun, sıkılan dişler,kızaran yüz…

      İşte o an biz biz olmaktan çıkıyoruz. Ne kendimiz nede bir başkasını görmüyor gözümüz. Adeta gözümüz kararıyor. Feriştahı gelse de tanımaz oluruz kimseyi. Dış dünya ile tüm ilişkimizi kapatıyoruz. Sadece o an bizi yerle bir eden olaya odaklanırız.

     Öfke; sanırım bulaşıcı bir olgudur. Karşımızdaki insanın öfkeli olması bizi bir kat daha güçlendirir. Çünkü  kendimizin  de korunmaya ihtiyacı vardır.Düşünsenize;öfkesinden kudurmuş bir insanın size doğru yürüdüğünü ve yumruğunu sıkıp yönelttiğini.Tabii ki” benim elim armut toplamıyor,bende vuracağım”düşüncesine kapılırdınız değil mi ?

      “Öfkenin ateşi önce sahibini yakar, sonra kıvılcımı düşmanına ya varır, ya varmaz”

Öfke nasıl kontrol edilir, nasıl yenilir bir bakalım.

     Kişi önce kendini bilmeli. Evet bunun zor olduğunu biliyoruz o an diyoruz ya kendimizden geçiyoruz. Öncelikle tepkilerimizi biraz azaltmak gerekir değil mi? Saldırmak,vurmak,kırmak yerine söz ile öfkemizi dile getirmeyi kendimize ilke edinmeliyiz.Bizi dizginleyecek olan kendimiz olmalıyız.Olaya sadece kendi çatımızdan değil,karşı taraftan  da bakmalıyız.Aklımıza o an bizi mutlu eden,bize huzur veren harikaları düşünmeliyiz.Nefes terapileri yapıp,herkesinde bildiği gibi içimizden sayı saymalıyız.Bu etkili bir yöntemdir.

    Kişi öfkesi ile tam anlamıyla baş edemiyorsa, mutlaka bir uzmana danışmalıdır. Çünkü; Eğer bu şekilde gidecek olursak bırakın çevremizi,en büyük zararı kendimize yapmış olacağız.Öfkenin altında yatan bir sürü nedenler vardır.Bunların acil bir şekilde ortaya çıkarmak bize artı bir puan olacaktır.

    “Öfkenin en iyi ilacı onu geciktirmektir”sizce de böyle mi? Bence değil. Çünkü böyle olması bastırılmış duygularımızı daha da bastıracak ve sonuçları hiç de iyi olmayacak.Kişi daha da saldırgan hale gelecek.Sonuçları kimseyi memnun etmeyecektir.Her öfkenin başı kızgınlıkla başlar,pişmanlık ile sona ermektedir.Öfkenin neden oldukları sonuçlarından daha hafiftir,bunu aklımızdan çıkarmayalım.

      Unutmayalım ki; öfke ile kabaran düşünceler ile akılda kabarır uçar gider. Önemli olan aklımızı başımızda tutabilmektir. Herkesin kaynama noktası farklıdır. Ilık bir öfke önlemini alan beyin. Asıl olan bu…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gamze AYDIN Arşivi
SON YAZILAR