İnsanın Tekamülü

İnsanın tekâmülü, His ve duygularının meşru dairede gelişmesi, Düşünce boyutlarının, sonsuzluk dairesine erişebilmesi ile orantılıdır. Zaman mefhumum gelişen tekâmül karşısındaki değişkenliği, İnsanın maddi bağımlılığı ile Fikri gelişmesi arasındaki Enginliğin, erişilebilme noktalarının ufku kadar geniştir.

  El, ayak, göz, kulak ve ağız gibi maddi unsurların, İnsanın iç dünyasına, Akıl, his, duygu, düşünce ve maddi kalbin yanı sıra, Manevi KALB diye tarif edilen, Makam"ın kapılarının açılarak, Olgunluğa, dolgunluğa erişebilmesi, Gözün görülenlerden çok öteleri, görmesine, Kulağın duyulanlardan duyulamayanlara, Ellerin erişilemeyenlerin erişilmesine, Ağız"ın gerçek tatlara ulaşmasına ve Kalbin her atıştaki nağmenin” ALLAH-ALLAH” deme zikrine erişebilmesi, O kışının zamanlar ve mekânlar içindeki en sur"atli şekilde hareket serbestliğine erebileceğinin delilidir.

  Yeme, içme, uyku, barınma ve hayvani arzuların izale edildiği, Düşünce boyutunda, İNKİŞAFIN LAHUTİ boyutlarda olgunluğa erdiği, Safilik ve Berraklığın içten, dışı vurduğu, insanlara İlahi müjdenin  “İleride ise iyilikte ileri olanlar, İste o ileri de olanlar, Onlar ALLAH"A yakın olanlardır. Naim Cennetlerindedirler. Çoğu evvelkilerden, Biraz da sonradakilerden Mücevherlerle işlemeli tahtlar üstündedirler, Karşı karşıya kurulmuşlar, Çevrelerinde daima aynı halde kalan genç hizmetçiler dolaşır. Cennet şerbeti ile doldurulmuş küpler, ibrikler ve kadehlerle. Ondan dolayı ne başları ağrır ve de akılları başlarından gider. Beğendikleri meyveler. İstedikleri kuş eti. İri gözlü huriler, Saklı inci emsali gibi. Yaptıkları işlere mükâfat olarak, Orada ne bir boş laf işitirler, ne de günaha sokacak bir söz, İşittikleri söz sadece –Selam, Selam – SAĞCILAR ne mutlu, o defteri SAĞDAN alanlara, Dal bastı kirazlar, Salkım, salkım muzlar içinde, uzanmış bir gölge, Çağlayan bir su, Birçok meyveler, Ne eksilir, ne de yasaklanır. Yüksek döşekler, Biz onları yeniden inşa etmişizdir. Onları bakire yapmışızdır, Kocalarına  AŞIK hep aynı yaşta.; SAĞCILAR amel defterini sağdan alan için, Bir çoğu evvelkilerden bir çoğu,da sonradakilerden  VAKİA SURESİ 10-40 .ile müjdeler verdiğidir.

  Dünyanın yükü altında ezilmiş, Maddi unsurlarına rağmen, Huzuru bulamamış, kayğı ve tedirginlikler içindeki hayatın, Olumsuzluklarını, Bir anda ters yüz edip, İnsan" a NAİM Cennetlerinin kapısını açan, Gençlikten Kocamışlığı, Güzellikten, Çirkinliğe, Güçlülükten güçsüzlüğe, Sağlıktan hastalıklara, İktidardan iktidarsızlığa MAHKÛM olmuş olan insan" a ne oluyor"ki Rabbi"nin bunca nimetlerini isteyemiyor.?

  Zamanın tantanasına kapılarak, Evlerden sokaklara taşan İNSAN görüntüleri, Ne yaptığını bilmez bir halde, Özenti ve İlle, de başkaları gibi olma yanlışlığı içinde, Kendi benliğinden, İnandım dediği değerlerden yoksun bir şekilde, görüntüler sergilemesi, Eyvahlar, Yazıklar !
Feryatlarının yankılarını duyanlar için, Kötü bir hali haber veren SİREN sesleri gibi, dalga, dalga kulakları tırmalamaktadır.
.
  Yazımı “Vel"asr, innelinsâne lefi husr, ilellezîne âmenû ve"amilüs sâlihati vetevâsav bil hakkı ve tevâsav bis sabr. “ Asr"a yemin olsun ki, İnsan,mutlak bir hüsrandadır. Ancak iman edip yararlı işler yapanlar,birbirlerine hep hakkı vasiyetleşen ve sabrı tavsiye eden kimseler başka ASR-1-2-3–Süresi ile bitirirken Hoşta kalın diyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR