Hatayı Kabul Etmek Erdemdir!!!

Son günlerde Üniversite öğrencilerinin “protestolu eylemleri” ne yönelik güvenlik güçlerinin göstermiş olduğu -sıfır tolerans- orantısız güç sergilemesi toplumun infialine sebep oluyor mu, derseniz pek sayılmaz.

Nedenine gelince ,siyasi iktidar ,bu eylemli protestoları “provokatif ” eylemler olarak tanımlamadı.Muhalefetin belli odakları ile ilişkilendirmedi.Bu olumlu bir gelişmedir.

Onun yerine , Sn. Başbakan,“Üniversiteli gençlerin” ellerindeki pankartları ,palalı, bıçaklı, kesici ve delici,özel yapılmış sopalarla eşleştirip(!) ”Beşiktaş/Bursa olaylarına sebebiyet veren magandalara” benzetiyor.Resmen çarpıtıyor.Politik kurnazlık yapıyor.

Öte yandan ,Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesindeki “Kolektif yumurta şenliğine “katılan Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ile Ana Muhalefet Partisi Genel Sekreteri Süheyl Batur"a yapılan protestoyu tasvip etmek mümkün değildir.

Ancak,Sn. Burhan Kuzu "nun olaylara ilişkin  söyledikleri bizce çok çok önemlidir.

Yumurta yağmurundan kaçarken :“Ank.Ün.Rektörü ile Fakülte Dekanı"nın derhal istifa etmesi gereklidir.” Açıklaması , zihnimizde bazı soru işaretleri uyandırdı.

En yetkili ağızdan ,sorumlu birisini hedef alarak “istifaya davet etmek” ne kadar doğru ise ,ilgilinin de kendiliğinden istifa etmesi, istifa etmediği taktirde yönetimin onu görevden alması siyasi erdemliliktir.

Türkiye"de maalesef bu demokratik tavır ve idari işlem kişiye /partiye ,Lidere, konjonktüre, özel çıkara,akraba/hısım ilişkilerine dayanınca işlemiyor.

Hem eğri oturmayalım.Hem doğru söyleyelim.Bu iktidar zamanında parti il başkanı gibi davranan bir Vali görevden alındı mı?Ama,hakkını arayan üreticilere karşı hükümet yanlısı tutum sergilemeyen, görevini yapan Emniyet görevlisi görevinden alındı/sürüldü.

KPSS sınavlarında “sahtecilik/soru hırsızlığı/maddi çıkar/görevi kötüye kullanma/görevi ihmal “gibi suç işlendiği iddiasıyla bir sınavın iptaline neden olan,Kurumu şaibe altına sokan  YÖK Başkanı"na ,443 gün önce “Sözleşmeli öğretmenlere kadro sözü veren” ve bu sözü yerine getirmeyen bir Milli Eğitim Bakanı"na ,“istifa et “ çağrısı yapıldığına tanık oldunuz mu ? Görevden alındı mı? Aksine..

Başarısız ,beceriksiz,yönetim zafiyeti gösteren kamu yöneticisini görevden almak idari tasarrufun yetkisindedir;ki öyle olmalıdır.Görevde tutmak,olanlara göz yummak,Muhalefetin ekmeğine yağ sürülür korkusu ile istifasını istememek ,dürüst ve ilkeli yönetim anlayışıyla  bağdaşmaz.

Bu Hükümetin ,Kerem"in Aslı"ya sevdası gibi umut bağladığı “Demokratik Açılım”ın  Güneydoğu"da,güvenlik güçlerimize yaptıkları ekranlara yansıyor.Yerel yöneticilerin hezeyanları yalanıp yutuluyor,hiç kimsenin aklına görevden almak,istifa et çığlığı,tehdidi çıkmıyor.İstanbul ve Ankara"daki olaylar karşısındaki hırçınlığı,sertliği,olayları kavrama yorumlama tavrını göremiyoruz.Açıkça iki türlü hukuk uygulamasına tanık oluyoruz.

Bu son “İstanbul/Ankara"da yaşananlar  masum ,demokratik hak talebini yansıtan eylemlerdir.” Öyle ,1980 öncesi,”İşçi ve Öğrenci olayları” ile benzer yorumlar yapmak hatalıdır..

Biz o /yangın günlerinin tanığıyız.Allah ,o günleri bir daha göstermesin/yaşatmasın.

“Yollar yürümekle aşınmaz,””Demokrasilerde biraz da anarşi vardır.”,”Toprak işleyenin su kullananın” ,”Hak verilmez alınır.Tek yol devrim”…gibi  kulağa hoş gelen sloganlar üzerine türküler yakılmıştı.O günlerin  eylemler ile bugünkü pankartlı/yumurtalı protestolar bir tutulmamalıdır.O zamanlar eylemlerde yer gök inlerdi.İktidarların dizleri titrerdi.Ama ömründe bu olayların kıyısında çember çevirirken/yangından kaçar gibi sinerken,suya sabuna dokunmayıp eyyamcıkla geçinirken,ne sağcıyım,ne solcu,futbolcuyum deyip devran sürerken bugün avantacılıkla geçinen hercailer , bu olanları kavrayamaz,yorumlayamaz.

Ancak,elindeki gücü orantısız kullanıp işin içinden sıyrılmayı siyasi kurnazlık sayarlar.

8 yıllık AKP İktidarı,hep Lale devri,Saadet devri yaşadı.Bir gün olsun, muhalefetin eleştirilerinde haklı olacağı ihtimalini düşünmedi.Muhalefetin gerek halk/vatandaş,gerekse siyasi Partilerin söylediklerini hafife aldı.Küçümsedi.Burun kıvırdı.Siyasi kibirliliği gözünü kamaştırdı ,gerçeklerle yüzleştikçe çaresizliği, hırçınlaşacağı arttı,bu denli orantısız güç gösterilerinin seçim sürecinde daha şiddetlisine şahit olursak şaşmamak gerekir.

Halkı ,Medyanın susturduğu gibi susturmak zordur.Çünkü halkın ,besleme /yandaş basın gibi göbekten bağı yoktur.Yıllarca sırtında,başında taşıdığı iktidarları sırtından atmasını bilmiştir.O irfan ve sezgidedir.Aldatıldığını anladığı taktirde yıkılmaz denen erkler yıkılır. Tabular devrilir.Ezberler bozulur.Besleme basın gün gelir başka gıcırdayan kağnıya biner.

Hükümet içindeki bazı tanıdık sözcülerin bu eylemlere ılımlı  yaklaşım göstermesi , dikkat çekici olmakla birlikte oluşacak tepkilerin gazını almaya yetmez.

Bu olaylardan yine İktidar kendine pay çıkarabilir..Çünkü ,İsviçre hesapları,Wikileaks belgeleri üzerindeki tartışmalar etkisini kaybedebilir.Benzin 4 lira olmuş..Varsın olsun, diyen çıkabilir.Zenginin arabası var.Hafif Raylıya binsin.diyen olabilir.Zaten memur %4 zam alacak,vur simit hesabına yine karlı diyen yandaş çıkabilir.Muhalefete “Sizi de gördük”  diyecek simsarlara gün doğmuş olabilir.Onun için bu saatten sonra kimse istifa etmez.Kimse koltuğundan edilmez.Ne Göçük altında 2 maden işçisinin hala soğuk bedenine ulaşamayan , “Maden kazasını eksantrik nedene bağlayan” Devlet bakanını,Vergi affından başka mali önlem bilmeyen Maliye Bakanı,terörist başı ile müzakereyi “demokratikleşme/demokratik özerklik safsatasına” sessiz ve duyarsız  kalan  Milli Savunma ile İçişleri Bakanı"nı  zerrece etkilemezler…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR