HAKSIZ KAZANÇ ARZUSU…

Servetin helal ve meşru yollardan olması, toplumun güven ve huzuru için çok önem arz eder. Kul ve kamu haklarına saygı gösterilmesi, suç işleyenlerin cezalandırılması İslamın temel ilkelerindendir. Nisa suresi 29 ve 30. Ayetlerde Yüce Allah; “ Ey İman edenler ! mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaret müstesna” buyurmuştur.

Batıl yollarla servet sahibi olmak haramdır. Bu yolla kazanılan servet aslında kaybedilen ahiret demektir. Alın teri ve meşru kazanç dışında elde edilen hiçbir şey kazanılmış kabul edilemez. Hile ve yalanla elde edilenler de, dolaylı olarak haramdır. Hırsızlık, nasıl bir kişinin malını gasp etmek, ondan habersiz almak ise; yalan söylemek suretiyle de birinin elindeki malını almak aynı derecede, hatta daha vahim bir günahtır.

“Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin” buyuran Yüce Allah; meşru olmayan kazanç yollarını ve servetin harcanamayacağı yerleri bildirmiştir. Müşteriye hileli mal satmak, kalitesiz malı kaliteli diye hem de yemin ederek vermek, kullanılmış malı yeni diye tanıtmak, eksik tartıp ölçmek, vitrine iyisini koyup arkadan çürük sebze ve meyveleri  karıştırmak, çeşitli yöntemler kullanarak devlet malını  kendi zimmetine geçirmek, hak etmeden ücret almak için gayret içinde olmak; batıl yollarla servet elde etmektir.

İdareci ve yöneticilerin çalışanlara zulmetmesi ve ücretlerini vermemesi, çok çalıştırıp az ödeme yapması, devlete vergisini vermemesi, malının zekatını vermemek için hülle yollarına başvurması, kalitesiz iş ve mal üreterek toplumu yanıltması batıl kazanç yollarıdır ki haksızlıktır, dolayısıyla haramdır.

Devletten alınan kredinin, tüketilen suyun ve harcanan elektrik ile doğal gaz parasının  zamanında  ilgili kurumlara ödenmeyerek, elde edilen kazanç gayri meşrudur,  haramdır. Sahip olunan serveti meşru olmayan yerlerde harcamak da haramdır. Zina, içki, kumar, uyuşturucu gibi yerlere yapılan harcamalarla, gereksiz tüketim ve israf haramdır.

Bakara suresi 188.ayette; “Aranızda mallarınızı batıl yollarla yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için rüşvet vermeyin” buyuran Yüce Allah, başkasının malını elde etmek için hileli yollara başvurmanın yanlışlığını bildirmiştir.

Bir malın haram olması, ya direk Allah tarafından yasaklanmış olmasıyla bilinir ki, domuz eti çalıntı mal  ve sağlığa zararlı yiyecek ve içecekler gibi. Ya da, gayri meşru yollarla edinilenlerdir ki, bunlar da dolaylı yoldan haksız kazançlar olarak bilinir.  İslama göre can, mal, nesil, akıl ve din kutsaldır. Başkasının malını hileli yollarla elde ederek mal sahibi olmanın vebali büyüktür. Hem kutsal olan bir değere ihanet edilmiş, hem de hileli yollar kullanılarak elde edilmiştir.

Haksız olan her kazanç, gayri meşrudur. Gayri meşru her kazanç da haramdır. Haram olan her şey aklı ve dini, malı ve kanı bozar, bereketi kaldırır, dünya ve ahiret cezalarının gelmesine neden olur. Hiçbir Müslüman haksız kazanç hesabı yapamaz, bu tür yollara tevessül edemez, söz konusu yöntemlerle geldiğini gördüğü tüm kazançları iade eder veya hepsini fakirlere verir. Bu, Müslüman kimliğinin ve aidiyetinin gereğidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR