Derelerin kardeşliği…

Tamam, panik yapmayın…

Geldim…

Dün telefonumdaki 70"ten fazla cevapsız çağrıyı görünce…

Yalnız olmadığımı fark ettim…

Güzel bir duygu…

***

Son 4-5 günden beri bu köşede yazımı göremeyen pek çok dostum aramış…

Yol yorgunluğuyla kütük gibi yatmışım…

Üç gündür Rize"deydim…

Derelerin Kardeşliği çağırdı…

Gittim…

Güzel bir etkinlik oldu…

İsmail Kahraman Kültür Merkezi"nin salonu tıklım tıklım doluydu…

***

Biliyorsunuz, Karadeniz"i Karadeniz olmaktan çıkaracak olan bir uygulama gündemde…

Karadeniz"de 700 tane elektrik santrali kurulacak…

Artık bölgede hiç bir dere akmayacak…

Şaka gibi değil mi?

Ama yöre insanları bunun bir şaka olmadığının farkında…

Derelerini korumak için seferber olmuşlar… Direniyorlar…

Önümüzdeki süreç Karadeniz insanının dereleri için vereceği mücadelelerle geçecek…

Göreceksiniz…

Bu mücadele, gelecek yeni bir hükümetin bu çılgınlığa dur demesiyle sona erecek…

***

Benim bununla ilgili bir iddiam daha var…

Derelerin Kardeşliği Platformu daha bir başlangıç…

Ve üç yılda hızla büyüdü…

Bu büyüme o kadar gelişecek ki…

Çevreye, doğaya, derelerine sahip çıkan insanlar o kadar çoğalacak ki…

İktidarı da onlar belirleyecekler…

Doğal yaşama zarar veren hiçbir hükümet yerinde duramayacak…

***

İnsanlar bilinçleniyor…

Yöresinde yıllardır gürül gürül akan deresinin kuruduğunu, artık akmadığını gören hangi yürek buna isyan etmez…

Emperyalizmin yurdunu, taşını, toprağını ele geçirdiğini anlıyor insanlar… 

Sıranın derelerine, akarsularına geldiğini görüyor…

Kim ne derse desin…

Halk uyanıyor…

Göreceksiniz, şamarı da sert olacak…

***

Daha da ilginç bir şey var…

Derelerin Kardeşliği Platformu"nun düzenlediği Suyuna Sahip Çıkan Kardeş Derelerin Buluşması"nda fark ettim…

"Vatandaş Mustafa"lar da hızla çoğalıyor…

Salonda birçok dostu bir arada görmek beni ziyadesiyle mutlu etti…

Tahmin ettiğim gibi Vatandaş Mustafa da oradaydı…

Vatandaş Mustafa, yıllar önce Fırtına Vadisi"nde o dönemin egemen güçleri tarafından yapılmak istenen HES"e karşı verilen mücadelede öne çıkan bir isim…

Eski bir imam... Yöre insanı…

Çamlıhemşin Fırtına Vadisi"nde BME Holding"e vadiyi dar eden adam…

***

12 yıl önce dönemin Başbakan"ı Mesut Yılmaz"dı…

Dünyada koruma altında tutulan 200 ekolojik bölgeden biri de bu vadidir…

Üstelik milli park ilan edilmiştir…

Burada santral yapmak akıl karı değil…

Ama sermaye doğayı, ekolojiyi takar mı?

***

Bu katliama "dur" demek için üç kafadar kurduk Bağımsız Yurttaş Girişimi"ni...

O gün Bağımsız Yurttaş Girişimi vardı…

Bugün Derelerin Kardeşliği Platformu…

Yarın başka bir şey olur…

Hiç fark etmez…

Dereler sahipsiz kalmaz…

Sermayenin sahibi varsa, derelerin de sahibi var…

***

"Vatan Millet Sakarya" nutuklarına aldırmayın…

Derelerine sahip çıkamayan vatanına da sahip çıkamaz…

***

İşte size bir örnek…

Surinam…

Yaklaşık 300 yıl boyunca Hollanda"nın sömürgesiydi…

Surinam"ın bağımsızlığını ispatlayan belgeyi dönemin Hollanda Kraliçesi Julliana 35 yıl önce imzaladı…

Belge 25 Kasım 1975"te, Surinam"a gönderildi…

Ama sivri zekalılar ne yaptı dersiniz?

Tam, ülkenin bağımsızlığının 35"inci yıldönümünü kutlamak için hazırlık yapıyorlardı ki…

Bir de ne görsünler…

Daha doğrusu ”Birden ne göremesinler”…

Bağımsızlık belgesi ortada yok…

Ara tara…

Bulamadılar…

***

Güya bağımsızlık gününü kutlarken bağımsızlık belgesini de sergileyeceklerdi…

Ancak belge, kuş olmuş uçmuştu sanki…

Her neyse…

Sonunda Surinam"a bağımsızlığını bağışlayan Hollanda"dan sevindirici bir haber geldi.

Bağımsızlık belgesinin Lahey"de saklanan kopyasının fotokopisi Surinam"a gönderildi.

Şimdi ülkenin bağımsızlığı bir fotokopi kağıdında...

***

Bu işin latifesi tabi…

Ama hiç fark etmez…

49 yıllığına derelerini satan zihniyetle, bağımsızlık belgesini kaybeden arasında ne fark var…

Dereler bizim bağımsızlık belgemiz…

Bugün deresini veren…

Yarın neresini verir?

Kim bilir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR