DEMOKRASİNİN NERESİNDEYİZ

“Demokrasinin Neresindeyiz?” Bu, son yıllarda en çok sorulan soru. Konu demokrasi olduğunda 28 Şubat'a değinmemek mümkün değil. . 28 Şubat, tarihin en zorlu ve akıl almaz eylemlerin gerçekleştiği bir dönem, bunun izlerini taşıyan bir kesim halk hala mevcut olduğundan hassas davranılması gerekiyor. Ancak her yeni bir sorun karşısında buna yoğunlaşarak bugünü konuşmamak doğru değil. Sırtımızda ki bu ağır yükten kurtulup bugünü değerlendirmek akılcı davranış biçimidir. Bu konuya bakış açımda bana mihenk taşı olan isim Aliya İzzetbegoviç olmuştur. Aliya'nın şu sözleri bizler için çok önemli: “Geçmişi unutmayın ama onunla da yaşamayın.” Bu sözleri eyleme dönüştürmesi en zor olan isimlerden biridir Aliya İzzetbegoviç. Gerçek akıl sahibi insanlar her dönemde adaleti aramalıdır.

Peki geçmiş yılların mağdur kesimi bunun üzerine niçin yoğunlaşmıyor?

Geçtiğimiz günlerde Samsun 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat fakültesinde düzenlenen “demokrasinin neresindeyiz” adlı konferansa katıldım. Konuşmacının kim olduğunun öneminden çok oradan aldığımız bilgilerin bakış açımıza etkisinin daha büyük olduğunu düşünüyorum. 35 dk süren konuşma esnasında dinlediklerimizin neredeyse hepsi 28 Şubat'ın getirdikleri oldu.Halbuki konu ismi “demokrasinin neresindeyiz” olarak seçilmişti. Yani bugünü sunan ve çözümler getirebilen bir konuşma olmalıydı. Ancak olmadı. O dönemin sessiz çığlıkları anlatıldı itinayla. Elbette biliyoruz ki konu demokrasi ise nereden geldiğimizi bilmemiz açısından geçmiş konuşulmalıdır. Fakat bugün ile kıyastan kaçınılmadan adaleti sınamalıyız.

O salonda gördüğüm gerçek şuydu: Günümüz iktidarı o dönemin mağdurlarının sesi olduğundan bugünün demokrasisini sınamaya yaklaşmayan bir kesim vardı. Halbu ki bu, “tarafa” karşı bir ihanet değildir. Konu adalet ise ortak adaletin çizgisinde olmak zorundayız! Ancak bunu yaparken önemli ayrıntı ise dengedir. Günümüz müsbet gelişmeleri dile getirmeden yapılan bir eleştiri de doğru olmayacaktır. Zaten bunun bir hata olduğunu ülkemizdeki muhalif kesimin etkisizliğinden anlayabiliriz. “Türkiye'de demokrasi kavramı mevcut mudur?” Sorusuna net ve doğru cevabın mümkün olduğunu düşünmüyorum. Herkes kendi bahçesinde ki ağaçları düşünerek cevaplıyor. Evrensel bakış açısı olmalı ki bu soruyu sormaya dahi gerek kalmasın. Olması gereken, yapılan haksızlıklara bahaneler üretmek ya da görmezden gelmek yerine karşısında durmaktır. Ancak o zaman demokrasi kavramını sorgulamayan bir toplum olabiliriz.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Şeyma Taş Arşivi
SON YAZILAR