CAMİ MERKEZLİ BİR GENÇLİK

Çocuklar doğduğunda kulaklarına ezan okunur, kamet getirilir ve isimleri söylenir. Dünya ile ilişkileri ezanlar başlar insanların. Bu usül, Peygamberi bir sünnettir. Müslümanlar arasında sürdürülen bu sünnet, ibadet kabûl edilir. 

İslamî yaşam şekliyle mesafeli olanlar bile çocuk ve torunlarına bu Peygamberi sünneti uygularlar, hatta bunu bazen merasime dönüştürenler de vardır. Çocukların kulağına okunan bu ezanla camiye davet başlamış olur. Çocuk, böylece camiden gelen ilk selamla tanışarak, dünyaya kapıyı açar. 

Çocuğun kulağına ezan okuturken, kendimiz ezan lafızlarını bilsek bile, yine de bu sünneti bu işin uzmanına yaptırırız. Takva sahibi, işin ehli olanların bu merasimi gerçekleştirmesi de kadim bir gelenek olmuştur. Hem ezanla, hem de ezanı yaşam biçimi hâline getirmiş birisiyle hayata başlamış olur  bu sayede çocuklar. 

Çocuklar büyümeye başlayıp, minareden okunan ezan seslerini duyduklarında, yabancılık çekmeden sese doğru koşmaya başlarlar. Kendisini camiye yakın, hatta ait hisseden çocuklar, kulaklarına okunan ilk ezan vesilesiyle kendilerini camide bulurlar. Böylece, doğuştan itibaren, ezan ve cami merkezli bir hayatın içinde bulurlar kendilerini. Bebeklik, çocukluk ve gençlik; ezan sesi ile cami gölgesinde geçerse, böyle bir neslin oluşturacağı toplum da cami merkezli olur. 

Cami ve cemaat sevgisi, gençlere verilecek en güzel eğitim ve kazanımdır. Cami merkezli büyüyen çocuklar, sıradan genç olmazlar. Onlar ses, nefes ve duruşlarından tanınırlar. Cami merkezli yetişen genç; hangi meslekte ve hangi sosyal katmanda olursa olsun, onun parolası ezan,  ortak paydası camidir. 

Cami merkezli yetişen gençleri, hiçbir olumsuzluk minare gölgesinden ayıramayacaktır. Nefsin "yel"i, günahların "sel"i onu merkezinden koparamayacaktır. Hiçbir menfaat ve çıkar onu Rabbından uzaklaştıramayacaktır.  Hiçbir dünyevî hesap onu ibadetinden soğutamayacaktır. Çünkü O, kulağına okunan ezanla, gölgesinde oynadığı minare ile, içinde koştuğu cami ile  büyümüş ve şekillenmiştir. Cami onun mekanı, minare koruyanı, ezan da parolasıdır. 

Günümüzün sanal âlemi ve sosyal medya unsurları çocukların ve gençlerin günlük mesai merkezi olmuştur. Camiyi tanımayan gençler, Facebook'u  sanal ibadet mekanın dönüştürmektedir. Hayatını, ibadetin şekillendirmesi gereken gençleri, sosyal medya çalıp götürmektedir. Minarenin gölgesinden nasiplenmemiş gençler, minareden okunan ezanı duyamaz olmaktadır. Camiyi tanımayan gençler, günahlara karşı refleks oluşturamamaktadır. 

Camiyle bağı olmayan insanlar, günahlara kurban olurlar. Cami, içinde kılınan ve temel ibadet olan namaz sayesinde, kişiyi günahlardan korur. Bu ilahi bir müjdedir. Namaz kılmayan camiye gitmez. Camiye gitmeyen kendine gidecek bir yer bulur ama orada da ibadet edemez. Namaz vesilesiyle günahlara karşı koruyucu özelliği olan camiler, Cuma ve bayram namazları sayesinde de cami merkezli bir cemiyetin inşasına hizmet ederler.  Namazsız bir yaşam; ömrün devam etmesi ama kişinin olduğu yerde durması demektir. Yaşamadan ömür tüketmektir. Camisiz ve namazsız bir hayat, "Yaşamıyor gibi yaşamak"tır.

Cami merkezli bir gençlik, çocukluğunda camiyi tanımaktan geçer. Çocukların sağlık açısından korunması için gerekli olan aşıların yapılması ne kadar önem arz ediyorsa, sağlıklı gönüllere sahip insanların oluşmasında da çocukların camilerle ilişkisi o kadar, hatta daha fazla önem arz eder. Gençliğin ruh ve gönül aşıları camilerde, çocukluk döneminde yapılır. Çoçukların arkadaş ortam ve çevresi de cami merkezli olmalıdır. 

Çocuklar; cami kubbesi, minare gölgesi, ezan sesi ve namaz sevdasıyla yetişmeli, camideki saflar onlara miras bırakılmalıdır. Ezanı duyan ve bu davete uyan evlatlar, Cennet sermayesi, tersi de dünya fitnesi olurlar. Torunların dualı olabilmesi için evlatların cami merkezli yetişmesi lâzımdır. 

Cami merkezli yetişen gençler; anne-babanın hizmetçisi, vatanın bekçisi, dininin nöbetçisi olurlar. Hak, halka hakim olacaksa, bunun merkez üssü cami, askeri de cami merkezli gençler olacaktır. 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR