Dünyanın hiçbir yerinde bizdeki gibi ciğerparesi evladını öpe koklaya askere göndermez. Davul zurna ile uğurlamaz.Hiçbir ebeveyn Şehit düşen evladı için tevekküle sığınıp “vatan sağ olsun ” demez.

Dünyada hiçbir millet ordusunu kendi inanç sistemi ile içselleştirerek isimlendirmez .”Peygamber ocağı” olarak tanımlamaz..

Asker, milletin kendisine duyulan güven ve itibarını siyasetin etki alanına girdiği,adeta siyasetin Muhalif kanadı olmayı yeğlediği için önce “güveni” sarsıldı,yönetime müdahaleyi “Darbe”yi asli görevine tercih ettiği için meşru gördüğünden bu durumlara düştü.

Yoksa ,YAŞ toplantılarında masanın başında ,yanı başında olmuş oturmuş,fazla bir önemi yoktur.Yaşanlar bir balans ayarı değildir.Hele istifalar hiç öyle toplumu derinden etkileyecek bir kaos nedeni olabilecek keyfiyette değildir.

Malum çevreler,siyaset üretemeyen,vatandaşın taleplerini karşılamada aciz/etkisiz kalan,kendi misyonunu Silahlı kuvvetler aracılığı ile sürdürenler kaybettiler…

Bugünlere birden gelinmedi.Sepe olanların yanlışlıkları/hataları adım adım bu sonu hazırladı.

27 Mayıs darbesinde ilk kez Demokrasi kesintiye uğradı.İlk kez Ordu/Millet,Ordu /İktidar  çekişmeleri bu dönem yaşandı.

Bir anekdot.Lisede .Motor Süleyman lakaplı bir askerlik hocamız vardı.Bir gün derste demişti ki öğrenciyken .İzmir kordon boyundan resmi geçit yaparken askeri öğrencilere apartman balkonlarından çiçekler atılmıştı..Genç kızlar, biz Harbiyeli öğrencileri görüp iç geçirirlerdi. Bu sevgi seli “60 Askeri darbesi” ile yerle bir edildi .Bir de “Bayram” yapılması işin tuzu biberi oldu.demişti.

22 Şubatçı bir öğretmen arkadaşım anlatmıştı.O gün tan ağarırken yatakhaneden bir ağabey bizi uyandırdı.”Kalkın Cemselere binin ,gidiyorsunuz”.dedi.Korkudan nedenini soramadık.Bindik Cemselere..Bizi Kızılay meydanında bıraktılar.!0 kişi kadardık.Rütbeli biri,sen sen Radyo evine marş marş! emrini verdi.Elimizde hiç tanımadığımız” Kırıkkale” çakar almazı.Doğru dürüst tutmasını bilmiyoruz.Çaylağız ,diye anlattı.Koşar adım Sıhhiye'yi geçiyorduk,yollar ıssız,Ankara derin uykuda.Koşarken elimizde çoban sopası gibi tüfekle bir yaşlı Amca'ya rast geldik.Adam camiden ya geliyor,ya dönüyordu.Merakla sordu,oğlum nereye böyle.Koşar adım cevap verdim.Amca Radyo evine,ihtilal yapıyormuşuz.Sen de evine git,dışarı çıkma…Traji- komik olay değil mi!Darbecilerden (Alb.Talat Aydemir ve Fethi Gürcan)asıldılar.Öğrenciler okullarından atıldı.

Bu ordu ,Kurtuluş savaşından sonra doğru dürüst sıcak bir çatışmaya girmedi.Taki Kıbrıs Barış Harekatına dek.Güven tazelemesi,milli iftihar vesilesi ve itibarının yükselmesine neden oldu.Geçmiş unutulmaya yüz tuttu.Sonra ,kapalı kapılar ardında,kozmik odalarda hayali ve soyut düşmanlar yaratıldı.Siyasi krizler kullanılarak,Anayasa'dan elde edilen “Koruma ve kollama” görevini “dış tehditler yerine iç tehditler üzerine” kurgulayarak her an Vesayetini kullandı.Milletten uzaklaştı.Milletin değer yargılarına yabancılaştı.Kendini Milletin asli efendisi pozisyonunda gördü.Bayramlarda , protokol sırasında “siyasi temsilciler” itilip kakıldı.Halkın seçtiklerine “sırt “dönüldü.Fişlemeler, durumdan vazife çıkararak yasadışı uygulamalara göz yumuldu..Törenlerde başörtülü veliler engellendi.Seçimlere etki edici manüplasyonlara tevessül edildi.Muhtıralar yayınlandı..Hükümeti MGK aracılığı ile yönlendirdi.28 Şubat sürek avını saymıyorum.

Ama asıl 30 yıl süren bir Terörün neden bitirilemediği kamuoyu ile açıklanamadı.Siyaset kurumu ile kendi arasındaki rol paylaşımındaki gerçekler açıklanamadı.Bir kaçı istisna.

Mesela Org.General Eşref Bitlis Paşa'nın “ABD'nin İncirlik'ten kalkan uçakları PKK'ya yardım”Lojistik destek ”sağlıyor.”beyanatı üzerinden 4 gün sonra - 60 dereceye kadar dayanıklı askeri uçağı Siirt'e giderken düşüyor.Hala kesin bir sonuç yok.

Bahtiyar Aydın Paşa ,Diyarbakır Lice'de çocuklara kırtasiye dağıtırken bir keskin nişancının hedefi oluyor.Şehit ediliyor.Paşa.:Halka hitap ederken ”Bu (Terör) dış mihrakların büyük bir oyunu,sakın inanmayın,kanmayın.Kardeşi kardeşe vurduruyorlar Licelisi ile Hanilisi,Eruh ve Edirnesi,Muş'u ile aynı ırkın evlatlarıyız.Bu Ülke kolay kazanılmadı.Bu ABD oyunu son bulacak.”dedi.Kendi hayatı son buldu.

ASELSAN 'daki mühendislerin intiharların arkasındaki sır aydınlatılamadı.

Rahmetli M.Yazıcıoğlu' nun helikopter kazası ha keza!Avuç içi kadar bir yere “dünyanın 9.Büyük ordusu”,hava muhalefetinden ulaşamadı.Birbirini tutmayan,çelişen raporlar işin daha da çetrefil hale getirdi.

Komutan eşlerine torpil için yalvaran ,tavassut dilenen Anaların feryadı ses bantlarına düştü.Çürük rapor rezaletleri sayılmaz. Komutan konuşmaları,Terörist konuşmaları, baskınlardaki askeri zafiyetler ,Darbe planları, Andıçlar,gömülü silahlar,önce yok denilip sonra gizli bölmelerden çıkan  belgeler,ıslaktı /kuru imza tartışmaları..Askeri yıprattı.

Her yıl sancılı başlayan YAŞ toplantıları artık gündemi fazla meşgul etmeyecek.Asker kışlasına çekilecek.Yurt savunmasına kafa yoracak.Kendini yenileyecek,Çağa ayak uyduracak.Siyasetin işine karışmayacak.

Terör olaylarında gerçekler toplumla paylaşılmalı..Sözgelişi ,Kuzey Irak'a neden Hava ,Kara operasyonu yapılmadığı açıklanmalı.Bizlerin bilmediği bir gizli anlaşma mı var?Kuzey Irak'taki operasyonların aniden durdurulması ve ordunun geri çekilmesini eleştiren muhalefet partileri (MHP ve CHP )kast edilerek  “Hainlerden daha çok zarar veriyor.” açıklaması,”el bombası skandalı” kamu vicdanını tatmin etmemiştir.

30 yıllık yaşanmış tecrübe soğuk savaş döneminin konsepti içinde bugünkü değişime ayak uyduramayan kurumlar,değişmedikçe başındakilerle birlikte gidecektir..Ne dünya ,ne Türkiye eskisi gibi değildir.İnsanımız da öyle.Buraya kadar..

Söz bundan sonra sivil iradenindir..Çünkü demokrasilerde sorumlu kimse,söz ve karar da onlarındır.