Dünyada bir kıtanın yarısı yangın yerine dönmüş!Ateş sadece düştüğü yerde kalmayıp, diğer ülkeler sirayet etmiş… Bizse neleri tartışıyoruz ?

İngiltere'nin İstanbul konsolosu kalkıp ülkemin hassas bölgesinde “incelemeler!” yapıyor.. Gizli görüşmelerde bulunuyor.İçişleri,Milli Savunma,güvenlik sessiz...Basın uyarınca “Suriye'deki vatandaşların güvenliği için incelemelerde bulunduğu açıklanıyor..

Biz de yedik!!…

Suriye'nin, yarın Libya'ya benzer bir manzara ile  yüzyüze gelmeyeceği garantisi var mı?İngiltere'nin bir beklentisi,öngörüsü olmasa,ta İstanbul'dan kalkıp gelmezdi.Suriye'deki İngiltere Büyük elçiliği,elçilik görevlileri ne iş yapar?

Hem Kıbrıs'ta İngiliz üssü yok mu?Var .O ne iş yapar?İşin içinde bir pislik var belli..Hem de Güneydoğu /Akdeniz illeri kavşağında…Zaten bu bölge il/ilçelerinde her olayı fırsat bilip PKK'nin KCK 'nın yönlendirdiği ”sivil itaatsizlik” eylemleri sıradanlaştı..Adeta çocukların sokak oyunları niteliği kazandı..

Biz neyi tartışıyoruz?

Geçenleri çabuk unutmak hastalığımız var.Vaktiyle ,bu İktidar döneminde Polis Okulu giriş sınavlarında hırsızlıklar yapılmıştı!.Unutuldu..

Geçen yıl KPSS sınavlarında kopya skandalı yaşandı.Unutuldu..

En son Üniversite birinci basamak sınavında “Şifre,Algoritma” derken sınavların iptali konuşulmaktadır. 1 milyon 700 öğrencinin geleceğinden söz edilmektedir.Uzmanlar ve YÖK kamuoyunu/velileri ikna edici açıklama yapmaktan kaçınmaktadır.Olay, kefil/kefalet kertesine getirilmiştir.Yani, Cumhurbaşkanının ağzından çıkan söze dayandırılmıştır.Eski Genel Kurmay Başkanı Büyükanıt' ın  Şemdinli olayları için söylediği ”iyi çocuklar” kefaletine ne kadar benziyor!.Söyleyen itibarlı olunca zamanla unutulur!!.

Biz neyi tartışıyoruz , Hükümetin gündemi başka şeyleri…

Bütün partiler Milletvekillerini yenileme telaşında ,liste hazırlıkları yapma,aday adaylarını imtihandan geçirme uğraşındalar…Yani parti iç meseleler birinci öncelikleri…

Hükümet bir sakız verdi çiğneyen çiğneyene…Bir Yeni Anayasa , bir Başkanlık sistemi… İktidar muhafızları yazarlar,Platformcular ,Çalıştaycılar  ,Raporcular ,ihale baronları ekranda  tartışıyor…,kamuoyunu bilgilendiriyor (!)Üslendikleri görevi bi-hakkın yerine getiriyor.Ama AKP'den ne seçim bildirisinde ,ne Hükümet yetkililerinden ,ne içindeki Anayasacı hukukçulardan açık ve net ,”Yeni Anayasa'da ilk 4 madde yer alacak mı/almayacak mı? Demokratik özerklik adıyla çok dilli,çok kültürlü,etnik farklıları ortaya çıkaran ve ayrışmayı hızlandıran,bölünmenin önünü açan PKK talepleri,İmralı Canisinin  istekleri kabul edilecek mi /edilmeyecek mi?Devletle yürütülen müzakerelerin içeriği açıklanacak mı/açıklanmayacak mı?Seçim öncesi bu soruların cevabı bilinmesi gerekmez mi?

Biz neyi tartışıyoruz ?Hükümetin derdi ne?

T.B.M.Meclisi' nin  son günlerinde  KHK çıkarma telaşında.9 yılda parmak çoğunluğu ile çıkardığı kanunlar ortada..Peki, bu acelecilik ve ısrar niye?Bakanlık sayısını azaltmak veya Yürütmenin etkinliği artırmaksa amaç ,bu zamana kadar neredeydiniz, demek gerekmez mi?

Bir şeyler kamuoyunun dikkatinden kaçırılıyor.Son olayları ile -Seçime giderken- “mütedeyyin insanlarımızın gönüllerini kazanmak adına” yaralı Libyalı kardeşlerimizin gemilerle getirilişini kamuoyuna gösterilerek gündem saptırılıyor.Sakın ha! Yapılanları azımsamak,görmezden gelmek mümkün değildir.Bize yakışan,devletimize yakışan yapılmıştır.Yaralı ve mazlum halkların daima yanında olunmalıdır.

Fakat ,Yardım gemimiz ,2 kruvazör eşliğinde  F16 uçaklarımızla Libya'ya yol alırken  “Mavi Marmara gemisi” için ,neredeydiler? Bugün  komutanları “tutuklu” oldukları için gözyaşları ile ekranda nutku tutulan Atila Kıyad Paşamız golf mu oynuyordu ?Aradan zaman geçti.6 şehit vatandaşımızın hesabı sorulmaz oldu.Unutuldu.”Tazminat ve özür “dile getirilmez ,oldu. İsrail'e heyheylenmek ,Van Münit! zılgıtı çekmekle iş bitti mi?Bunları artık konuşmuyoruz…   Ancak,Muhalefete laf yetiştiriyoruz..Oylar nasıl yükseltilir,muhalefeti nasıl baraja iteriz, Muhalefetin sesi nasıl kesilir,toplum içindeki farklı sesler nasıl kısılır..Tek hedef bu!İktidarın siyasi anlayışı bu…Bunun adı demokrasi değildir.Bu anlayışın, 21 yıl Tunus'u yöneten,40 küsur yıl, tek başına Libya'da hüküm süren ,48 yıl Suriye halkını sıkıyönetim cehennemine mahkum eden çoğunluk diktasından farklı olduğu izah  edilmelidir.

Halk neyi tartışıyor,halkın gündeminde neler var?Ayyuka çıkan yolsuzlukların önlenmesi var..Yapanların hukuk önüne çıkarılması var. Yoksulluğun ,iş ve aş yoksunu gençlerin bir  işi olması beklentisi var.İşi olanların da farklı adlar altında mağdur edilmelerinin ,köleleştirilmelerinin önüne geçilmesi var..Devasa Adliye sarayları yapmak iyi hoş da oraya düşmeyi önleyecek geciken adaleti hızlandıracak reformların hayata geçirilmesinin gerekliliği var.En başında kendi Devletine,Hükümetine,güven duygusunun güçlendirilmesi keyfiyeti var..

Yoksa ,önleneme skandallar,yolsuzluklar, partizanlıklar,kimlik/mezhep ayrıştırmaları,inançı sömürme ,yalan/hayali vaatler toplumu  huzursuz etmektedir.Partilerin aday seçimi,liste savaşları,ayak oyunları,siyasi simsarlıklar, küçük/basit hesaplar halkın umurunda değil. İşportacıların seslerine kulakları tıkalı.Manipülasyonlara karnı tok..