“Barış ve kardeşlik…” 40 yılı aşkın süren mücadelede bu kelimeler şimdi mi akıllara geldi?

Büyük emek harcayan, yıllarını veren yazarlarımızın bu iyi niyetini köşelerinde okuduğum zaman özeleştiri yapmaktan alıkoyamıyorum kendimi, adamlar yıllarını vermiş bir ben ve benim gibiler mi görüyor gerçeği de bu adamlar bilmiyor,konuşmuyor diyorum..Kısa bir beyin fırtınası sonunda, işte ey nefis!.. diyorum. Nefislerin hakimiyet çağında olmak istemez kimse ama kaçış yok..

Büyük gazetelerin baş yazarlarının bu geç kalınmış iyi niyet ve masumiyetinin altındaki gerçeklik beni üzüyor ve özeleştirimin yersizliğini fark ediyorum..

Barış sloganları atan,yazan, destekleyen kesimin söylemlerine eşlik etmeden önce düşünmeye davet ediyorum; Yıllardır süren bu katliamın altında şuanda kürt halkının milli mücadelesi kullanılıyor…pkk ve kürt ayrı tutuluyor son günlerde ancak, kesin bir ayrım yapmak mümkün değil…Kumandayı elinde tutanların desteği silah olduğu gibi kişilerde olabilir ama bu, kürt halkını ayrı çizgiye sokmak için yeterli bir şey değildir. Kürtlerin milli mücadelesi olduğunu varsayarak bakış açımızı en yükseğe çıkaralım; Ve doğuda bir kürt devleti olduğunu varsayalım; Kuzey Irak düşman, İran düşman, Türkiye düşman, Suriye düşman…Petrol ekmek değil ki yiyesin, bu devlet ne ile yaşayacak? İşte burada gerçek toprak işgalinin nihai kovalayanı ortaya çıkıyor,

Yahudi,iman prensibi ile benim olacak dediği toprakta oturan adamlara akıl hocalığı yapıyor. Temeldeki müslüman kürt halkı piyon olmaktan kaçıyor belki ancak sözcüleri buna boyun eğiyor. Hükümet burada ne yazık ki engelleyici konumda görünmüyor, gerçekleştirilen kapalı oturumda konuşulanları İmralı, kandilli ve pentagon anında duyacak iken kimden, ne saklanıyor?

“Bilsinlerki, Türkiye Cumhuriyeti'nin nefesi her daim enselerinde olacaktır.” Bu söz başbakana ait, Madem bu güç ortada neden oturup pazarlık yapılıyor?

Beni özeleştiriye mahkum eden emekçi köşe yazarlarının masum bakış açısına bu lekeyi süren ben ve benim gibilerin olmadığı ortada… Parçaya değil,bütün olana bakıp gerçek vatan sevgisini baz almak ya da liberallerin ekonomide ön gördüğü bakış açısını baz alarak sıcak evinde oturup, sessizce olanları izlemek.. Karar vermekte özgür olduğumuz tek seçim bu belki de…