3 T HAREKETİ

3 T hareketi ile her daim eylemde olmak kurtuluşun anahtarı diyebilirim.

Teslimiyet, tövbe, tefekkür … Sıkıntılar, hastalıklar, üzüntüler beşeri olumsuzlukları düşünürsek varlığı bile içimize dert oluşturabilen bir sürü kavram. Peki insanın getirisi olan olumsuzluklar karşısında tepkilerimiz ve kurtuluşumuz nasıl oluyor? Burada dikkati biyolojik açıdan hayranlık oluşturan bir duruma çekmek istiyorum,  “algı sistemi” Örneğin; İzlenilen film tektir ama farklı farklı anlamlar, yorumlar çıkar, görünmeyen bir başkası sayesinde fark edilir, fark edilenin önemi, değeri ortaya çıkar. Bu farklılığın içinde sürülen bir hayat bizi değişime götüren en büyük sebeplerdendir.  Algının farklılaşma sebebi nedir? Tüm insanlar genetik olarak aynı şekilde iken, beyinlerinin farklı çalışıyor olmasının altında yatan etmen; çevredir. Yani, kişinin kendi tabularını oluşturup sınırını çizdiği çembere göre algı şekillenir. Bu çemberin sınırını oluşturan kavramlarda kişiden kişiye farklılık gösterir. İşte bu kavramlar kilit noktasını oluşturuyor. Problemi çözerken bu kavramları ön görerek hareket edilir. Değer, inanç, gelenek, alışkanlık vb. Burada doğru kavramla ilgilenmek kurtuluş yolunu kısaltır. Bu seçimde irade özgürlüğü var gibi görünse de farkında olmadığımız etkenler bizi yönlendirebiliyor ne yazık ki. Önemli etkenlerden birisi her konuda olduğu gibi medya burada da yerini alıyor. Birçok bilgiyi içeriklerinden koparıp kendi amaçlarına uygun şekilde sunumunu yapıyorlar. Bu nimeti, kilit noktasını görmek elbet zorlaşıyor. Ancak, hayatta ki en büyük nimeti düşünmeden araştırmadan elde etmek mümkün değil. Aklın kapısını açan anahtarı Kuran-ı Kerim'de bulan kişinin nefes aldığı sürece önüne çıkan her şeyin anlamını bildiğinden sorun oluşturmaz. “Depresyon” (anlamsız bir sıfat) kelimesinin yerini “iç huzur” alır. Teslimiyetin verdiği güvenle yaşamanın sırrını bilenler İslam'ı seçmiştir.

Bence İslam dünyada en zor algılanan din. Sadece gayri Müslimler tarafından değil Müslümanlarda algılayamamaktadır. Birçok Müslümanın İslam hakkındaki bilgisi televizyonda ve filmlerde izlediklerinden ibaret. Hareket ve davranışları bilgisizliklerini göz önüne seriyor. Nefretleri yaymak için Kuran'a sırtını dönmüş insanların olduğu bir dünya. İslamiyet'in dünyada ilgi çekmemesinin ve araştırılmamasının sebeplerinden biri de diğer dinlerden farklı davranış ve harekette bulunulmamasıdır. İslam dini ile karşı tarafı etkilemek istiyorsak, “Bu din doğru çünkü kitap öyle diyordan” daha iyi bir şey söylemeliyiz. Eğer kitap da yaratıcı kadar mükemmelliğini ortaya koymuş ise bu büyük kanıt olur. İslam düşünmeyi öğreten bir dindir. Tefekkür etmeye başlayınca her şeyin karmaşıklığı ortaya çıkar. Ve tecrübeyle bakarsak karmaşıklıkların hiç biri kendiliğinden oluşan bir durum değildir. Yaratılan her şeye bakarak yaratıcı hakkında bilgi sahibi olunur. Bu mükemmelliği ve kusursuzluğu yapanın insanoğlu olamayacağı bilinen en büyük gerçektir. Çünkü insanın yapısı sınırlıdır.  Bunun aksine her şeyin yaratıcısı, mükemmel ve sonsuzdur. Kuranı sadece çürütmek için araştıran birçok insanın sonunda bu kusursuzluğa hayran kalarak Müslüman olduğunu görmezden gelemeyiz. Dünyevi her şeye bulduğumuz vaktin çok az bir kısmını kimliğimizde etiketlenmiş olan Müslüman kelimesinin getirilerine ayırmak kurtuluş yolumuzu değiştirecektir.

Bu yazımı birine veya bir dine saldırmak için yazmıyorum. Bu sadece taşıdığım düşünceler ve bu düşüncelere algım, bunları sizlerle paylaşıyorum çünkü beni düşündürdüğü gibi başkalarını da düşündürmesini umuyorum. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Şeyma Taş Arşivi
SON YAZILAR