ZULÜM İLE ABAD OLUNMAZ

Daha önceki yazılarımda Allah Resülü'nün “ Bir devlet küfür üzere ayakta kalır ama zulüm ile yönetilen ülkeler ayakta kalmaz” hadisi şerifini sık sık yazarım. Neden yazdığımı da örneklerle ifade etmeye çalışırım. Tarihin geçmişini biraz irdelediğimizde Firavunların, Karunların, Hamanların, Nemrutların ve buna benzer birçok zalimlerin sonlarının nasıl olduğunu hep birlikte görmekteyiz. Zulmeden kim olursa olsun sonunun felaket olacağı aşikardır. İslamın ilk yıllarında Mekke'de kafirlerin zulmünden kaçan Müslümanların Habeşistan'a göç ettiklerini ve Hırıstiyan olan Habeşistan Kralı Necaşi'nin onlara nasıl adilane davrandıklarını ve bu nedenle Necaşi'nin, Allah Resülü'nün övgüsüne mazhar olduğunu, duasını aldığını ve nihayetinde de iman ile müşerref olarak ahirete irtihal ettiğini hepimiz biliyoruz. Buradan da anlaşılacağı üzere adaletle hükmeden yöneticiler, batıl inannçta olsalar dahi ayakta kalabiliyorlar ama zulmeden yöneticiler hak davada olsalar da ayakta kalmaları mümkün olmuyor.
Beni tanıyan herkes cemaatlere, partilere, hiziplere ne kadar yakın, ne kadar uzak olduğumu çok iyi bilir. Ben kimsenin adamı olmam, doğrunun adamı olurum... Benim,  şu cemaatin yanlışlarını savunmak veya mensubu bulunduğum siyasi parti yöneticilerinin yanlışlarını ört bas etmek gibi bir meziyetim olmadığını herkes bilir. Bu şehirde Cemaatin en güçlü olduğu dönemde Cemaat tarafından operasyon yapılıp evi, işyeri, yazlığı, arabaları, hatta ve hatta personelinin yatak odaları dahi aranan bir insan olduğumu beni tanıyan herkes bilir. Bunu yaptıran şerefsiz siyasetçiletin şimdiki durumları da ortada; Allah onların da belalarını verdi. Bu kadar haksızlığa ve zulme uğramış bir insan olmama rağmen, yaşanan gelişmelerden asla mutlu olmadığımı açıkça ifade etmekte yarar görüyorum. Sadece haketmediğim halde bana iftira atan Osman Reis gibi insanların yurt dışına kaçmalarından mutlu olduğumu çünkü iftira atmanın ne demek olduğunu anlayana dek Allahın O'nun canını almamasını temenni ettiğimi bu satırlardan her zaman beyan ediyorum.
Yazı başlığımdan da anlaşılacağı üzere zulüm ile abad olunmayacağını ifade etmemin nedeni, son zamanlarda yaşanan bazı olaylardır. Bizim inancımızda şöyle bir gelenek vardır: Peygamberlerin peygamber oluşlarının en temel özelliklerinden birisi onlara iman etmeyen kafirlerin olmasıdır. Dikkat ederseniz bazı peygamberlerin inananı yok denecek kadar azdır. On tane havarisi olan peygamberden tutun da öz evladı, eşi, babası kendisine iman etmeyen peygamberlerin olduğu açıkça ortadadır. Bırakın onu, Efendimiz Medine'ye hicret edinceye dek her yıl Mekke'de, Taif'te, Cidde'de ve yakın civarda kurulan büyük panayırlara gidip İslamı tebliğ ettiğinde en yakın amcaoğulları O'nu takip ederek bu bizim amcamızın oğludur (haşa) meczuptur, dediklerine sakın inanmayın dediklerini ve Efendimizin üzülerek evine döndüğünü tüm siyer kitapları açıkça yazmaktadır. Peki Efendimiz sadece bu tür olaylarla mı karşılaşmış derseniz elbette ki hayır... Horlanmanın yanında her türlü baskıya, tacize, hakarete, hatta ve hatta Kabe-i Muazzama'da namaz kılarken üzerine insan pislikleri, hayvan bağırsakları atıldığını, dövülmeye kadar gidildiğini yine siyer-i nebi kitaplarından okumaktayız.
Peki şimdi içersinde bulunduğumuz toplumda sırf Ak Parti'ye ve hükümete karşı geldiler diye Cemaat mensuplarına yapılan bu uygulamaları normal karşılamak sizce doğru bir şey midir? Yapmayın, etmeyin Allah aşkına efendiler! Bu insanlar sizin gibi düşünmeyebilirler, sizin düşmanınız olabilirler, hatta ve hatta sizi iktidardan alaşağı yapmak da isteyebilirler ve bu yaptıkları bana göre de fevkalade yanlıştır ama bunun karşılığı o insanların işyerlerine el koymak, onların mensuplarını cezalandırıp perişan etmek midir? Referansınızın İslam olduğunu söylüyorsunuz, Allah Resülü Mekke'yi fethettikten sonra öyle mi yaptı? Kimi cezalandırdı? Kime zulmetti? Öz amcası olan Hazreti Hamza gibi bir İslam mücahidini şehit edeni dahi kabul etmedi mi? Diyeceksiniz ki "O müslüman oldu", peki bunlar gavur mu? Hadi onu geçelim, Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiğinde herkese eman vermedi mi? Sizin bu yaptıklarınız nedir Allah aşkına söylermisiniz? Adamların televizyonlarına el koydunuz, gazetelerine el koydunuz, başı örtülü kız çocukarını tutukladınız, hayırsever iş adamlarını tutukladınız. Sorarım size, sizin ve bizim kötülemekle bitiremediğimiz 28 Şubatçılar sizin bu yaptıklarınızın hangisini yaptılar? Yarın çıkıp bu yapılanlar eleştirilmeyecek diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Şehrimizdeki Cemaatçilerin en büyük destekçisi olan Vezir Hazretleri'ne neden birşey yapamıyorsunuz? Yapamazsınız... Yok ifadeymiş, yok savcılıkmış bana göre hepsi hikaye; O'na gücünüz yetmiyor değil mi? Şehrin girişindeki gökdelenlerin sahiplerine neden birşey yapamıyorsunuz? Onlara da gücünüz yetmiyor... iyi güzel de zulmederek ayakta durulmayacağını en iyi bilen sizler olmanıza rağmen, bu uygulamalar zulum değilse nedir? Kalın sağlıcakla.

Not: Karar Gazetesi bugün çıktı bayiilerde almanızı tavsiye ederiz, Samsun Temsilciliiği'nin de bizde olduğunu hatırlatırız...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR