Zamanı düzenleme ve planlı çalışma-1

ÖSS"de, okulda, dershanede başarılı olabilmek için, aile, arkadaş ve sosyal etkinliklere zaman ayırabilmek için, bir öğrencinin ilk yapması gereken zamanı düzenlemek ve planlı çalışma alışkanlığını kazanmaktır. Plan yapmanın önemini aşağıdaki sözler bence çok iyi anlatıyor:
•       Çalışmak için zaman ayır. Bu başarının bedelidir.
•       Düşünmek için zaman ayır. Bu gücün kaynağıdır.
•       Eğlenmek için zaman ayır. Bu dinç kalmanın sırrıdır.
•       Okumak için zaman ayır. Bu bilginin temelidir.
•       Başkalarına yardım için zaman ayır. Bu mutluluğun kaynağıdır.
•       Sevmek için zaman ayır. Bu yaşamın kaynağıdır.
•       Hayal kurmak için zaman ayır. Bu ruhu yıldızlara ulaştırırı.
•       Gülmek için zaman ayır. Bu yaşamın yükünü hafifletir.
•       Plan yapmak için zaman ayır. Bu ilk dokuz maddeyi yapabilmek için gereken zamana sahip olmanın sırrıdır.
Öğrencilerin bir çoğu ÖSS sınavına hazırlık ve okul derslerinin bir arada gitmediğinden, zamanlarının çok az olduğundan, aile ve arkadaşlarına zaman ayıramadıklarından yakınır dururlar. Şu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Zaman her öğrenciye (genel anlamda insana) eşit dağıtılmıştır. Çünkü hiç kimse kendisine verilen zamandan şikâyetçi değildir.
Zamanı planlamayı ve onu verimli kullanmayı her öğrenci mutlaka öğrenmelidir. Bu yapabilmenin en önemli koşuluda sistemli bir çalışma planı hazırlamaktan geçmektedir. Öğrenciler çalışma planını uygularken oldukça sıkıntı çeker ve oldukça sıkıcı gelir. Bunun nedeni süre gelen yanlış alışkanlıkların kendilerini koruma altına almalarıdır. Yani sıkıcılık ve sıkıntı olumsuz alışkanlıkların korunma yollarıdır. Süre gelen yanlış alışkanlıkların zincirlerini kırmak, yeni ve sağlam alışkanlıklar edinmek bu nedenle oldukça zordur. Hazırlayacağınız zaman düzenleme ve planlı çalışma kurallarını uygulamakta, onu sürdürmekte sabırlı, istekli ve azimli olun.
Bazı öğrenciler zamanı planlamak için yeterli zamanlarının olmadığını dile getirirler. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu ise planlama aşamasını önemsiz gördükleri için çok kısa olmasına çalışırlar, zamanı düzenlemek ve planlamak için geçirecekleri zamanı, ders çalışarak geçirmenin kendilerine daha fazla avantaj sağlayacağını düşünmektedir.
Öğrencilerin çalışma planı yapıp zamanı düzenleme bakış açıları genelde iki özellik göstermektedir. Bu bakış açılarını “yanlış bakış açısı” ve “doğru bakış açısı” olmak üzere genel olarak ikiye ayırabiliriz.
1.      Yanlış Bakış Açısı:
Öğrencinin Bakış Açısı: Plan yapmaya az vakit ayırıp çalışmaya çok vakit ayırmalıyım. Çok çalışacağım için sosyal etkinliklere zamanım kalmayacaktır ve bu çalışma prensibiyle derslerimde verim alıp, başarılı olurum. Bu öğrencilerin görüşü şu şekildedir.

plan çalışma Etkin. verim

Öğrencinin Bu bakış açısının sonucunda aslında nedir ?: planlamaya az vakit ayırıp, çalışma süresini uzun tutan öğrenciler neyi, ne zaman, ne kadar çalışacaklarını bilmedikleri için çok çalışıyor gibi görüneceklerdir. Bunun sonucunda da sosyal etkinlikler ile ders çalışma anlayışı bir birine karışacaktır. Ancak bu çalışmalar sonucunda aslında başarı ve öğrenme verimi elde edememektedirler. Bu öğrencilerin bu şekildeki çalışma anlayışı ve sonucu aşağıdaki şekildeki gibidir.
Plan Çalışma / Etkinlik verim
2.      Doğru Bakış Açısı:
Bazı öğrencilerin ise çalışma planına bakış açısı şu şekildedir. Doğru olan bakış açısı da budur. Uzmanlarda bu bakış açısının verimli olacağı yönündedir. Plan yapmaya yeterli zaman ayırırsak, hem ders çalışmaya, hem de sosyal aktivitelere zaman ayırmış oluruz. Planlı ve programlı çalışacağımız için, ders çalışma süresinin çok uzun olmasına da gerek kalmaz. Verim ve derslerde başarıda daha yüksek olur.
plan çalışma Etkin. verim

Olmaz böyle şey diyenleri duyar gibiyim. Onlara şu hikayeyle cevap vereceğim.
“Bir zamanlar bir kralın dünyalar güzeli bir kızı varmış. Kral erkek çocuğunun olmaması ve yaşının da ilerlemesi üzerine krallığı bırakabileceği bir kral adayı bulmak için kızını evlendirmeye karar vermiş. Bunun içinde dünyanın bir çok yerine ve kendi ülkesindeki herkese bunu fermanla duyurmuş. Kızıyla evlenmek isteyenlerde büyük sınavlardan geçirilecekmiş. Binlerce prens, soylu kişiler ve fakirler bu ülkeye kral olabilmek için saraya gelmişler. Kral adayları at binme, ok atma, kılıç kullanma gibi bir çok zorlu elemeden geçirilmişler. Son elemeye ise sadece iki kişi gelebilmişti. Bunlardan birisi komşu krallığın prensi, diğeri ise bu krallığın içinden fakir, çiftçi bir gençmiş. Son ve en önemli elemeyi başlatmadan önce kral halkına ve elemeyi geçen bu iki gence dönerek: “asıl bu sınavla kimin kral olacağı belirlenecektir. Bu sınavı hanginiz geçerse onda bir kralın düşünce yapısı var demektir.” Diye gür bir sesle konuştu.
İki genç oldukça şaşırmışlardı.
Kral sözlerine devam etti: “ her ikinizde labirentlerle dolu bir mağaraya gireceksiniz. Mağaranın çıkış noktasından ilk çıkan benim mührümü taşıyan büyük bir kayanın üzerine bağlanmış olan notu açmadan buraya getirecek. Bu notu en kısa sürede getiren bu sınavı kazanmış olacak ve ülkeye kral olacak. Mağaraya girmeden önce yanınıza istediğiniz erzak ve malzemeyi alabilirsiniz. Ben size sadece bu dolambaçlı mağaranın haritasını vereceğim. “ dedi.
Kral her iki gecede mağaranın haritasını uzattı. Zamanı başlatmak için kum saatini çevirdi ve gür bir ses tonuyla “başlayın” diye bağırdı.
Komşu krallığın prensi soyluluğun kendine verdiği aşırı ve ahmakça bir güven ve kibirle, yanına sadece bir yay ve bir kılıç alarak mağaraya girdi.
Çitci fakir genç, ise prens bunları yaparken kralın verdiği haritayı açmış  inceliyordu. Prens, çiftçi gence küçümser bir gözle bakarak, yüzünde sinsi bir gülümsemeyle “ şu zavallı, fakir, çiftçi parçasına bak. Bu yarışın zamana karşı yapıldığının farkında değil herhalde oturmuş haritayı inceliyor.” demiş.
Çitci genç prensin söylediği sözlerin hepsini duymuştu. Ama bu sözleri önemsemedi bile. Çünkü doğru yaptığından emindi. Çiftçi genç kralın verdiği haritayı incelemeye devam etti. Mağarada karşısına çıkacak yol ayrımlarında hangi yoldan gitmesi gerektiğini haritanın üzerinde işaretledi. Haritadan önüne çıkabilecek engelleri tespit etmiş ve bu engelleri aşabilmek için yanında götüreceği erzak ve malzemeyi belirlemiş. Prensten saatler sonra mağaradan içeri girmiş.
Bu müthiş sınavı seyreden halk çiftçi gence açıyordu. Halk kendi arasında “ pres mağaraya gireli çok oldu, birazdan çıkar. “ diye mırıldanıyordu.
Uzun ve heyecanlı bir bekleyişten sonra elinde not ile mağaradan ilk çıkan fakir çiftçi genç olmuştu. Halk son derece şaşkındı. Kralın yüzünde ise “işte ülkemin yeni kralı” ifadesi vardı.
Çiftci genç krala doğru yavaş adımlarla ilerleyerek tam kralın yanında diz çökmüş ve getirdiği notu krala uzatmış. Kral notu almış ve bu çiftçi genci, kılıcıyla kutsayarak ona sör unvanı vermiş. Daha sonra dillere destan bir düğün yapılmış. Düğün sırasında krala mağaradan getirilen notta ne yazdığı sorulmuş. Kral ise kendisine yapılan ısrarları kıramayarak notu getirtmiş ve açarak etkileyici bir ses tonuyla okumuş; “bir kral bir karar alacağı zaman mutlaka bir plan yapmalı, çünkü karar alındıktan sonra yapılan plan başarı değil, başarısızlık getirir. Planlı hareket zaman israfı değil, zaman kazanmanın bir yoludur. Mağaraya geç giren aslında diğerinden erken girmişti mağaraya. Çünkü o karşısına çıkacak engellere karşı neler yapacağını, hangi yoldan ilerleyeceğini planlamıştı. O yüzden zaman kaybetmedi, yapması gerekeni, yapması gerektiği ve umduğu zamanda yaptı. Bir kralın en önemli özelliği plan yapabilme yeteneğidir. Savaş meydanları, plansızlıktan dolayı yüzlerce kişiye yenilen, binlerce kişilik orduların hezimetini anlatmaktadır.”
Öss sınavına giren 1.5 milyon öğrencinin olduğu bir savaş meydanında, planlı, programlı, zamanı planlayarak ve düzenleyerek çalışan bunun için kısa değil yeterli zaman ayıran, geç başlamış gibi gözükse de salında önde başlayan binler galip gelecektir.
Prense ne olduğunu merak ediyor olmalısınız. Prens mağaranın içinde yolunu kaybetmiş, hala daha çıkış yolunu arıyor, kral olmak için değil evine girmek için...
Zamanı düzenleyip çalışma planı nasıl yapılır ? Bir sonraki yazımızda bu soruya cevap vereceğiz.
Doya doya zamanı yaşamak ve planlı çalışma alışkanlığı kazanmanız dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Yıldız Arşivi
SON YAZILAR