Tarih affetmez!

Siz belki bu satırları okurken,

(Gazetecilik deyimiyle)

"Yazıcı, acaba bugün kime geçirecek" diye düşünüyorsunuz...

Ama inanın öyle değil…

Hiç bir yazı birilerine giydirmek, birilerine geçirmek, birilerini eleştirmek için yazılmaz...

Gerçi bizim kahramanlarımız belli!..

Kime dersek diyelim...

Direk iki şahsın posta kutusuna gidiyor!..

Ya da onlar her sözü üzerlerine alıyorlar!..

***

Oysa her yazının bir ana fikri var...

Uyanık okuyucu onu bulur, bilir...

Satır aralarını iyi okur...

***

Elbette, bazen yanılgıya düştüğümüz de olmuyor değil...

Olabilir... Normaldir...

Eğer yazar mesajı net verememişse...

Sözü uzatmış, dolandırmışsa...

Lafı sulandırmışsa…

Okuyucu ile bir iletişim kopukluğu yaşanır...

***

Yıllardır yazıyorum...

İşim, mesleğim bu...

“Ek işim” değil, “İlk işim gazetecilik...”

***

Perde arkasından para satmıyorum...

Olsa, olmayanlara dağıtırım zaten...

Dağıtmadım da değil…

İnşaatlarım filan yok...

Müteahhitlik de yapmıyorum...

***

Sadece işimi yapıyorum…

Çay, simit satanlar…

Belediyede çalışanlar...

Pasta börek yapanlar…

Elbise, gömlek pazarlayanlar…

Valicilik oynayanlar…

Umumi Ayin Yönetenler…

Ayakkabı boyayanlar…

Asayişi sağlayanlar gibi…

***

Sizler gibi…

Ben de mesleğimi yapıyorum…

Yazarak para kazanıyorum…

(Her ne kadar, son 3 yıldır “Aman yazma” diye, el bebek gül bebek bakıldıysam da!..)

***

İster Pastacılar, Kolpacılar, Tatlıcılar bilmem nesi olun…

İsterseniz, bilmem kimin ipiyle kuyuya inen bir gazetenin ilk gibi görünen son deliği!..

Ne olursanız olun...

Yaşamak için bir işiniz olmalı...

Tefeci, tüfeci de olabilirsiniz...

Koltuğunu muhafaza etmek için yırtınan bir bürokrat da...

***

İsterseniz hırsız olun!..

Ama ne yaparsanız yapın...

En iyisini siz yapın...

***

Mesela bizim Sayın Vali...

İşini iyi yapanlardan biri mi?

Değil!..

Ama işi bilenlerden!...

***

Ne yaptı?

Baktı ki iş yapamıyorum...

Bunu ifşa edebilecek yayınları susturdu...

Bir kesimini kafaya aldı, kafaya alamadığını da kapattı…

***

Takip Gazetesi…

Samsun"un siyah-beyaz...

Ama en renkli gazetesiydi…

Sayın Vali ne yaptı…

“Kapattı..”

***

Tam öyle denilemez…

Kapatmaktan beter etti!..

Kapanmak zorunda bıraktı…

***

İşini iyi yapamadığını yazacak başka gazete yoktu çünkü!..

Olsa, belki onu da kapatırdı...

***

Üstelik, kimsenin de sesi çıkmadı buna...

Hani, yetiştirme yurdu yangınında, gazetecilere saldırıldığı için köşesinden zırt pırt edenler…

Ahkam kesenler var ya!..

Kendilerini gazetecilerin hamisi zannedenler…

 “Basın sahipsiz kaldı” diyerek hüzünlenir gibi yapıp kargaları güldürenler!..

Yıllardır işgal ettikleri koltuklara yeniden dönmeyi hayal edenler…

Tribüne oynayıp sizi kandırıyorlar…

Yerseniz tabi!..

Timsah göz yaşları bunlar!..

***

Siz bakmayın hele, bizimkinin tafrasına!..

Umurunda bile değil gazetecilerin dayak yemesi…

Kendimden biliyorum çünkü!..

***

Samsun Valisi tarafından bir gazetenin yayınına son verilmesini bile tebessümle izlediler…

Yönetim Kurulunda yer aldığım 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti umursamadı bile...

***

Hatta cemiyetin bilmem kaç yüz yıllık başkanı, gazetenin kapatılmasına onay bile verdi...

Bunu da saklamadı zaten;

"Sen de bunu hak ettin" dedi...

***

Benim bunu hak etmem, onun da bu satırları hak ettiği anlamına gelmiyor mu?

Siz bilirsiniz, ben bilmem!..

***

Bir gazete ne yaparsa kapatılmayı hak eder?

İta Amiri"ne "Hıyar" derse hak eder mi bunu?

Cemiyetin bin yıllık başkanına “Tefeci” derse!..

Ben demedim...

***

Ama deme ihtimalim var mıydı?

Vardı!..

Zaten gazetemizi de bu ihtimal üzerine kapattılar!..

***

Bu durum adalete güvensizlik değil de nedir?

Demek, kendilerine bile güveni yoktu bunların…

Öyle ya!..

Ben bunları söylesem bile, koskoca adalet sarayı niye var?

Hakimler, savcılar görevlerinin başındalar…

***

Bir kentte adliyenin işini Sayın Vali ya da cemiyet başkanı yapacaksa...

Olacağı bu!..

Kolluk kuvvetlerinin görevini de elbet çeteler yapar!..

Vatandaşlar da adliyeye gidip hak aramak yerine, gayrı meşru kovalayanlardan medet umar!

***

Her neyse!..

Size son bir soru:

Siz hiç valiliğe sabah 9'da gitmedi yalanıyla, sahte evrak düzenlenerek yeni yayın sayılan ve bir anlamda kapatılan gazete gördünüz mü?

***

Bunun için sahte evrak düzenletenler belki yargının elinden kurtulur...

Benim iddiam bu?

Ama tarihin karşısında nasıl hesap verecekler…

***

Ne demişler…

Allah affeder belki…

Ama…

TARİH AFFETMEZ!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR