Büşra Yıldız

Büşra Yıldız

Soya fasulyesi risk taşıyor mu?

Soya fasulyesi, bir tür bitki östrojeni olan izoflavonlardan oluşmaktadır. Vücudumuzdaki östrojenden yapısal olarak farklıdır ve bitki bazlı östrojen, yediğimiz zaman vücudumuzun ürettiği östrojene dönüşmemektir. Yani bitki bazlı östrojen, kendi östrojenimizin yaptığı gibi kanserin büyümesini tetiklemiyor. Vücudumuzun östrojeni, soyadaki östrojen benzeri izoflavonlardan çok çok daha güçlüdür. Yani eğer zayıf soya maddesi hücrelerdeki doğal yüksek güçlü östrojenin yerini alırsa, o zaman soya belki de daha güçlü bir östrojen sinyalini tercih eden kanserlere karşı koruma sağlayabilir.


Soya ve soya yiyecekleri özellikle vejetaryen ve vegan beslenmeyi takip eden kişiler arasında popülerdir. Bunun nedeni, yüksek kaliteli (tam) protein içeriği ve süt ve et yerine geçebilecek şekilde işlenebilme yetenekleridir. Soya fasulyesi bazlı gıdalar yemek, kardiyovasküler hastalıklar, felç, koroner kalp hastalığı (KKH), bazı kanserler dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarının riskini azaltabilir ve kemik sağlığını iyileştirebilir. Kanıtlar ayrıca soya ve soya gıdalarının tüketiminin menopoz öncesi ve menopoz sonrası kadınlar için faydalı olduğunu ve sıcak basması şiddetinin azalmasıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor.


Soya gıdaları açısından zengin bir diyete sahip olmak, felç ve koroner kalp hastalığı da dahil olmak üzere daha düşük kardiyovasküler hastalık riskiyle bağlantılıdır.
Östrojen, kadınları üreme yıllarında kalp hastalıklarına karşı koruyabilir, ancak menopozdan sonra kalp hastalığı oranları artar. Soya fasulyesinin, her ikisi de kalp hastalığının bilinen risk faktörleri olan toplam kolesterol ve LDL kolesterol düzeylerini düşürdüğü gösterilmiştir.


Klinik çalışmaların bir analizi, 14 ila 50 gram soya proteininin toplam kan kolesterol seviyelerini, LDL (kötü) kolesterol seviyelerini ve trigliseritleri önemli ölçüde azaltabildiğini, HDL (iyi) kolesterol seviyelerini ise orta derecede artırabildiğini göstermektedir. Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç İdaresi ayrıca, doymuş yağ ve kolesterol oranı düşük bir diyete günde en az 25 gram soya proteini (yaklaşık 4 porsiyon soya) dahil eden yetişkinlerin, LDL kolesterolünü yaklaşık %3 ila 4 oranında azaltabildiğini buldu.


Tam soya ürünleri (soya sütü, soya fasulyesi ve soya fıstığı gibi), işlenmiş soya ürünlerine göre kolesterol seviyelerini iyileştirmede daha büyük etkiye sahiptir. Bunun nasıl gerçekleştiği bilinmiyor; tek başına veya birlikte çalışan fitoöstrojenler veya soya proteinleri olabilir. Soyanın yüksek lifli veya düşük doymuş yağ içeriği gibi diğer faktörler de rol oynayabilir. Diğer bir neden de, diyetteki hayvansal protein miktarının (hayvansal protein içindeki doymuş yağ ve kolesterol dahil) azaltılabilmesi ve dolaylı olarak kan kolesterol seviyemizi iyileştirebilmesi olabilir.


Bununla birlikte, çalışmalar aynı zamanda izoflavon içermeyen soya proteini yemenin yalnızca küçük kolesterol düşüşlerine yol açtığını ve izoflavon takviyelerinin tek başına minimum kolesterol düşürücü etkiye sahip olduğunu göstermektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Büşra Yıldız Arşivi
SON YAZILAR