Seçimle ilgili yasaklar dün itibarıyla başladığından tahmin, anket vs yayınlamak yasak oldu. Son anketlerde neyin ne olduğunu ulusal kanallarda zaten gördük. Ancak bu son bir haftalık zaman dilimi adaylar için önemli bir zaman dilimidir. Seçmen ağırlıklı olarak kararını vermiş olsa da karasızların oranı çok önemli olduğundan özellikle Cumhurbaşkanlığı seçiminin kaderini değiştirebileceği bir gerçek. Son yirmi yıldaki en kritik seçimin bu seçim olduğu göz önüne alındığında, son bir haftalık çalışmalar önem arz etmekte. Cumhurbaşkanı sürekli yeni müjdeler vermekte, muhalefet de ondan aşağıya kalmamakta, vatandaş da cebine ne girecek ona bakmakta. Sizin anlayacağınız Merhum Demirel’in dediği gibi, tencere iktidar yıkar da yapar da. Bu kadar giriş kısmının ardından gelelim Cumhurbaşkanının dünkü mitingine. AK Parti ilk kurulduğunda Samsun mitingi büyük bir gövde gösterisi olmuş, mitingin fotoğrafı AK Parti Genel Merkezi’nde yıllarca teşhir edilmişti. O resim hala daha orada mı bilemiyorum.

Dünkü miting ile o mitingi kıyaslamak mümkün değil ama bu şehir Erdoğan’ı sever, her mitingine katılır, ilçelerden gelen vatandaşlar, merkezden gelen vatandaşlarla birlikte Cumhuriyet Meydanı'nı doldururlar. Bu mitingde de aynı şekilde güzel bir katılım oldu ve vatandaşlar Cumhuriyet Meydanı’nı doldurdu. Cumhurbaşkanına verilmesi gereken destek verilmiş, Erdoğan da bu destekten memnun olarak şehrimizden ayrılmıştır. Başkalarına göre meydanların doluluğu ölçü olsa da, bana göre meydanların doluluğu sandık için ölçü değildir. Bunu derken şunu da not etmek isterim; küçük partilerin toplayacağı insanlar önem arz eder ama kitle partileri için çok önem arz etmez. Çünkü güçlü teşkilatları vardır, sadece teşkilat mensupları gelse meydanlar rahatlıkla dolar ve taşar. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Samsun bir önceki dönem verdiği desteğe yakın bir destek verir diye düşünmekteyim ama milletvekilliği seçiminde durum nedir derseniz, o konuda aynı şeyleri söylemem mümkün değil. Her partinin aday listesine ciddi tepkiler var, bu tepkilerin en önemlisi de tabandan gelen tepkilerdir.

Daha önceki köşe yazılarımda da belirttiğim gibi milletvekili listelerine en büyük tepki parti tabanlarından geliyor. İşin daha kötü tarafı partilerin etkili ve tanınan isimlerinin yaptıkları paylaşımlardır. Bir partinin genel idare kurulu üyesi kalkıp milletvekili için ağza alınmayacak şeyleri söyleyip, bunları da sosyal medya hesabından yayınlıyorsa o partinin başka düşman aramasına gerek yok. Aynı şekilde diğer partilerin tabanlarında da ciddi sıkıntılar var. İttifaklarla gelen adaylara ciddi tepkiler var, onun dışında da tabanda sıkıntılar var. Tüm bu gelişmeleri göz önüne aldığımızda sandıklardan farklı sonuçlar çıkarsa kimse şaşırmasın. Adayların ilk açıklandığındaki durum ile şimdiki durum çok farklı. Parti tabanı kabul etti dediğimiz adayların bir kısmı etraflarına öyle kötü adamlar almışlar ki anlatamam. Mafyavari adamlardan ve paltoları omuzlarda gezen adamlarla seçim çalışmaları yürütenlerden tutun da Sheraton Otel’de ikamet edip seçimden sonra kimsenin şehirde göremeyeceği pek çok adama kadar, toplumun tepkisini çeken insanlar yüzünden oy kaybeden adaylar olduğu da bir gerçek.

Seçmen çok enteresan şeyleri takip eder. Adaylar kiminle gezer, kimin adamıdırlar, kimlerden etkilenirler, seçildiklerinde yanlarında kimler olacak, kendilerine ulaşıp sorun çözdürebilecekler mi? Bu ölçü her partinin seçmen tabanı için geçerlidir, o nedenle adaylar kimlerle geziyorlar, insanlar onlara nasıl bakıyorlar buna çok dikkat etmek zorundadırlar. Son bir haftaya girdiğimiz günlerde bu detaylara dikkat ederek çalışmalarını yürütmezler ise sandıktan bekledikleri sonucu alamazlar. Cumhurbaşkanının dünkü mitinginde Samsun’a verdiği en büyük müjde tersane alanının bedelsiz olarak yeni Organize Sanayi Bölgesi ilan edilmesidir. Bu tahsisin bedelsiz olarak yapılmış olması işin en güzel tarafı olmuştur. Bunu teknik olarak çözen de Bakan Muş’un teknik bilgisi olmuştur. Önce Tarım Bakanlığı’na yapılan tahsisi kaldırdı, ardından da bedelsiz olarak Organize Sanayi Bölgesi’ne tahsis edildi. Seçimin ülkemize ve şehrimize hayırlı olması temennisiyle. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.