Bugün iki konuya değinmek istiyorum, bunlardan biri altılı masanın adayı kim veya kimler olur, diğeri ise ÇED Raporları ve sonuçları olacak. Önümüzdeki yılın haziran ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde Cumhur ittifakının Cumhurbaşkanı adayı belli, millet ittifakı henüz bir karar vermiş değil, ancak anladığım kadarıyla Millet ittifakında ilk turda herkes kendi adayını çıkaracak. Neden böyle düşündüğüme gelince ilk turda tek aday çıkarırsalar tabanı ellerinde tutmaları zor olur, tek adaya tepkisi olan partililer oy vermezler, istedikleri sonucu alamazlar. Herkes kendi adayını çıkarırsa durum değişir, o zaman herkes kendi oyunu alır, Tayyip Erdoğan ilk turda seçilemezse ikinci turda işi daha da zor olur kanaatindeyim. Millet ittifakı ilk turda yüzde elliyi aşarsa ikinci tur sıkıntılı geçebilir, ancak Kılıçdaroğlu üzerinde ittifak ederseler Tayyip Erdoğan’ın işi rahatlar. Zira toplumun mevcut iktidara tepkisi olsa da Kılıçdaroğlu eskimiş bir yüz, çözüm konusunda bir şey getireceği noktasında toplumun çok fazla ümidi yok, bu nedenle Erdoğan’ın seçimi alması daha kolay olur. Altılı masa da bunun farkında olduğundan sürekli toplanıp dağılmakta, ortak bir noktaya varamamakta, bu nedenle de ilk turda herkesin kendi adayını çıkartıp, ikinci turda tek aday üzerinde mutabakata varacaklarını düşünmekteyim.
  Seçimlerde parlamentoda ne olur derseniz, onu daha önceki yazılarımda yazmıştım, ancak yine de tekrar etmek gerekirse bu seçim öyle liderlerin rüzgarıyla sonuç alınacak bir seçim değil. Adaylar toplumun kabul edeceği, seveceği, kendisinden olan, aradığında ulaşabileceği adaylar olmazsa ciddi anlamda sıkıntı olur. Ak parti bunun farkında olmalı ki Vekiller ve teşkilatlar sürekli sahada dolaşıp, vatandaşla hasbihal etmeye çalışmaktalar, diğer partiler de farklı değil, onlarda sahalara indiler ama Ak parti bu yaz sahaları hiç boş bırakmadı. Mevcut Vekillerin büyük bir kısmının değişeceği kanaatindeyim, zira vatandaş aynı simaları görmekten yorulmuş durumda, Ak partide Kayınçomun iş bitiriciliğini vatandaş takdir etmekte, sinirli, sert ama ondan başka da iş gören Vekil yok, o olmasa işimizi görecek adam bulamayız modunda toplum. Demircan’ın sahayla uzaktan yakından ilgisi yok zaten. Vezir Hazretleri Mustafa Demir’in rahatsızlanmasının ardından canlanmış durumda, bende buradayım dercesine sahalara indi. Kırcalı da hiç boş durmuyor, Çiğdem Hanımı Ankara veya İstanbul’a alır kanaati var toplumda. İYİ parti Vekilleri de Düğün Cenaze geziyorlar, CHP’lilerden Kemal Zeybek de sahada var ama Neslihan hanımı hiç göremedim. Kanaatimce tüm partilerde ciddi değişiklikler olur.
  Gelelim ikinci konumuza aklımın almadığı veya çözemediğim konulardan birisi de şu ÇED raporlarıdır, neden böyle düşündüğüme gelince ÇED raporları adı üstünde bir bölgede kurulması planlanan çevreyi kirletecek işletmelerle ilgili çevreye yapacağı etki değerlendirme raporudur. Bugüne kadar bu tür raporlarla ilgili Halkla yapılan toplantılardan olumlu sonuç çıkanına rastlamış değilim ama o yatırımlar da yapıldığı ortada. Diyeceksiniz ki o yatırımlar gerekli, eyvallah ona da itirazım yok, mesela şu anda şehrin çöpünün döküldüğü mevcut çöp istasyonu yetmemeye başladı, oysaki yapılalı henüz on beş, on altı sene oldu ama nüfus çoğalınca yetmemeye başladı. Bununla ilgili istasyonun bulunduğu bölgedeki mahalle sakinleriyle toplantı yapıp, ÇED raporu alınıp istasyonun büyütülmesi yönünde bir çalışma başlatılmış. Mahalle sakinleri haklı olarak istasyonun büyütülmemesi yönünde tavır sergiledikleri ortada, hatta istasyonun oradan kaldırılıp başka bir yere gitmesini istemekteler. Bütün şehir yasasından sonra köy kalmadı her yer mahalle oldu, ayrıca yerleşim bölgesi olmayan yer de yok denecek durumda. Bu durumda ÇED raporuyla ilgili vatandaşın tavrı ortada, ama çöp istasyonunun yetmediği de ortada, buna nasıl bir çözüm bulunacak bende merak etmiyor değilim. Geçmişte bu tür yatırımlarla ilgili yapılan halka açık toplantıların hiçbirinde Halk olumlu görüş bildirmemiş olmasına rağmen yatırımların çoğu yapıldığı da bir gerçek. Ayrıca şehrin çöpünün dökülmekte olduğu alanın dolduğu ve yetmemeye başladığı da ortada, bakalım bu işe nasıl bir çözüm yolu bulacaklar diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla…