Okul öncesi dönem

Sokaklarda ellerinde kitaplarla öğrencilerin artışı yeni eğitim yılının başlangıcını hatırlatıyor bizlere…Kimileri kaldığı yerden devam ediyor. Kimileri de yeni bir başlangıç yaptı…Özellikle üniversiteye yeni giriş yapanların aklındaki hayaller ve hisler bambaşka…

Ama ben en küçük olana değinmek istiyorum; Okul öncesi dönem! Bu dönem için her şey çok daha anlamlı ve önemli, ilk adım gibi..Maratona hazırlanan sporcuların ilk basamağa yönelişi….Annesinden ve evinden ilk ayrılık! Bu hüzün vericidir çocuk için..Çünkü Okul öncesi dönem aileye en çok ihtiyaç duyulan ilk dönemdir. Aile çocuk için bir idol ve olmazsa olmazdır.Bu ihtiyaç karşısında çocuk için okul, bazen bir engel olarak görünebilir. Bireysel farklılıklar burada ortaya çıkar, kimi çocuk hiç sorun çıkarmadan istekle okula gitmek isterken diğeri, kaygılı bakışlarla karşınızda bekler.

 

Kreş ve anaokulların önünden geçerken duyulan en güzel ses olan çocuk sesi şu dönem genelde kulak tırmalayabilir. Önünden geçerken tahammül bile edilemeyen bu ses ile baş etme görevi öğretmen ve ailelere düşüyor. Farkında olmadan çocuk, evine yeni birini daha katmış oluyor, bu kişi “öğretmeni…”Her ne kadar somut olarak ev içinde bulunmasa da öğretmen ailenin odak noktasında yer alıyor.Burada en çok dikkat edilmesi gereken aile ve öğretmenin işbirliği içinde olmasıdır.

 

Eğitim amaçlı çocuğunuzu kreş ve benzeri okullara gönderiyorsanız bu ilkeyi amaç edinmek şarttır. Öğretmene muhalif olmak yerine destek olmak çocuk için fayda sağlayacaktır. Şu dönem Okul öncesi öğretmenlerin en büyük sıkıntısı bu olsa gerek; ailelerin sunduğu taleplere yetememek. Aslında yetememek değildir bu, sunulan taleplerin bilinç dışı olmasından kaynaklıdır. En değerli varlık olan çocuğu bir başkasına emanet etmenin zorluğunu yenmek için işbirliği elzemdir.Aileler iyi bir gözlem sonucu öğretmen ve okul seçerek ilk aşamayı geçmelidirler. Bu gözlem çok önemli çünkü öğretmenlerin toptancılık mantığı ile yaklaşırsanız büyük hata yapmış olursunuz.Bu görevin kutsallığını bilip bu mesleği yapmak her öğretmene nail olan bir durum değildir ne yazık ki…

 

Gözlem sonucunda güvenebileceğiniz öğretmen ile işbirliği çocuk için çok önemlidir. Okulda farklı, evde farklı konuşmalara dahil olan çocuk mücadeleyi bırakacak ve sağlıklı davranışlar sergilemeyecektir.

 

Örneğin;En sık karşılaşılan durum olan okula gitmeyi reddetme!

 

Bu durum karşısında ilk görev aileye düşüyor. Anahtar kelime; “Kararlılık” en ufak bir taviz tüm dengeyi bozacaktır. İkinci önemli nokta ise; Okulu bir yaptırım olarak sunmamak.

 

“Okula gideceksin” cümlesi yerine “Okul zamanı geldi. Arkadaşların ve öğretmenin seni özlemiş.” Cümlesi etkili olacaktır. Okula yakın saatlerde birden kaygının ortaya çıkması durumunda aileler sabırlı ve kararlı davranmalıdır.

Okula gidiş aşamasını aile sonra ki aşamayı da öğretmen tamamlayacaktır. Bu işbirliği sonucunda müspet olan davranışa ulaşmama gibi durum söz konusu olamaz. Son olarak en çok unutulan şeyi hatırlatmak isterim; çocuk eğitiminde geri dönütler anında gerçekleşmez..Ektiğinizi yıllar sonra biçeceğinizi unutmadan sabır ve anlayışla zamana eşlik ederseniz müthiş bir keyif alırsınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Şeyma Taş Arşivi
SON YAZILAR