Ne oldum deme ne olacağım de!....

Bu yazımı yazmak ile yazmamak arasında çok düşündüm ama en sonunda yazmaya karar verdim. Alaçam"da bir arkadaşımız vardı. Geçtiğimiz  dönemde AKP"den il genel Meclis üyesi idi hoş sohbetti. Yaptıklarını yapamadıklarını anlatır dururdu Alaçam"a her gittiğimde. Bu arkadaşımız Fikri Ayçil"di. Yazımın konusu Fikri Ayçil ve kardeşi Şaban Ayçil"dir.  Yukarıda da bildirdiğim gibi Fikri Ayçil"de kardeşi  Şaban Ayçil"de Alaçam"da esnaflık yapan iki kardeş. Fikri Ayçil, ile de il genel meclisi üyesi seçildikten sonra muhabbe4tlerimiz oldukça arttı. Beni Alaçam"da, her gördüğünde hemen yaptıkları icraatları anlatır dururdu. Bende kendisini can kulağı ile dinler dururdum. Böylece gel zaman git zaman 4 yıl geride kaldı. Fikri Ayçil bu kez AKP"den Alaçam İl Genel Meclisi üyesi seçilmek istemedi ve yerine kardeşi Şaban Ayçil"i önerdi. Şaban Ayçil"de seçimlere birinci sıradan Alaçam AKP İl Genel Meclis üyesi olarak aday oldu. Seçimlerde AKP"den birinci sıra adayı olan seçim çalışmaları sırasında her tarafa selam verirdi selamlar alırdı. Herkesle hoş sohbet ederdi. Hatta seçimlerden önce kendisi ile o kadar çok sohbet ettik ki

 Kendi kendime dedim ki  Şaban Ayçil"de seçilirse eğer bu mütevaziliğinden bu hoş sohbet tavır ve davranışlarından bir şey eksiltmez dedim. Ama dediğimle de kaldım. Seçimlerden uzun zaman sonra Alaçam"a geldiğimde nasılda yanılmışım anlatamam. Demek ki yanılmanın gerçek adı buymuş dedim Şaban Ayçil"in bana beni gördüğü halde selam vermeden yanımdan geçmesi, Alaçam Yüksekokul Yaptırma ve Yaşatma Derneğinin Olağan Genel Kurulunda yanımda duran herkesle tokalaşırken beni es geçmesi tokalaşmaması beni cidden üzdü. Benimle tokalaşmak zorunda değil. Bana selam vermek zorunda değil. Ancak daha önceden bir yerde oturup uzun uzun sohbet ettiğimiz durumlar vardı. Ben onları yüzü suyu hürmetine üzüldüm.  İlk defa selam vermediğinde dedim ki her halde dalgındı da selam vermedi. İkincisinde  de aynı şekilde beni gördüğü halde tokalaşmaması, yolda gördüğünde uzaktan da olsa köylüm gel çay içelim sohbet edelim diyen Şaban Ayçil gitti yerine değişik bir Şaban Ayçil geldi. Selam vermeyen tokalaşmayan. Alaçam dağları ben yarattım. Ben il genel meclis üyesiyim diyen bir Şaban Ayçil konuşlandı. Bu durum Şaban Ayçil"in bir köylüsü olarak da çok beni üzdü. Şaban Ayçil"in bu hal ve gidişinde Fikri Ayçil"in, sıcak tavırlarını hiç mi hiç göremedim.  Acaba gerçektende, ben mi yanıldım? Şaban Ayçil, İl Genel Meclis üyemiz  hep böyle hoş sohbetti de ben mi fark edemedim? Sonradan da diyorum ki hadi bir yanıldım iki yanıldım hep mi yanıldım diye soruyorum kendi kendime. Bu kadar da olmaz bir yanıldım iki yanıldım üçüncüsünde mi yanıldım. Etrafımda ki arkadaşlarıma da sordum onlarda da aynı yakınmalar olunca benim yanılmadığım netleşti. Buraya kadar anlatmak istediğim şu sevgili okurlarım. İl Genel Meclisi Üyesi seçilene kadar Şaban Ayçil"le selamlaşırdık muhabbet ederdik çay kahve içerdik. İl Genel Meclisi Üyesi seçildikten sonra her şey değişti. Şaban Ayçil, keşke İl Genel Meclisi Üyesi seçilmeseydi. Sayın köylüm Şaban Ayçil, hani ünlü bir ata sözü var yada söz deyiş adına ne dersen de ama çok güzel bir söz. “NE İDİM NE OLDUM” ya da “NE OLDUM DEME NE OLACAĞIM DE” mantığıyla her zaman selam verdiğin çayını kahvesini içtiğin, çayını ve kahveni içirdiğin insanlardan selam ve sohbetini eksik etme. Aksi takdirde bir gün gelir senin selam vermediğin selam almadığın elini tokalaşmadığın insanlar sana aynısını uygularlar. Aslında bu hareketi bana uygulayan bir başkası olsa bu kadar gücenmezdim ya da yazmazdım. Yazmamdaki gerekçe politikaya atılana kadar dostluğumuzdan ve arkadaşlığımızdan ödün vermeyen insandan böylesine tripler görmekten kaynaklıdır.Saygılarımla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR