NAZIM HİKMET

15 Ocak 1902 tarihinde; Selanik'te Osmanlı vatandaşı olarak doğdu.

49 yaşına kadar, hapishanelerde (toplam 13 yıla yakın) ve bazen de (!) cezaevi dışında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşadı.

1915 yılında girdiği Heybeliada Bahriye Mektebinden 1918 yılında Deniz Subayı olarak mezun oldu.

Hamidiye gemisinde güverte subaylığı yaptı ve 3 yıl sonra da aşırıya kaçan halleri var denilerek ordudan atıldı...

Hayatın garip bir tecellisi ve kendisinin bir becerisi ki; atılmayan başarılı subayları kimse hatırlamazken, atılan Nazım Hikmeti dünya tanıdı ve tanıyor da...

Hayatını komünizme adadı neredeyse...

Uzun yıllar hapiste yatıp çıktıktan sonra, askere alınacağı ve öldürüleceği endişesiyle Stalin'in Devlet Başkanı olduğu Rusya'ya ( S.S.C.B.)kaçtı..

- Osmanlı döneminde ordudan atıldı...

- Atatürk ve İnönü dönemlerinde hapislere atıldı...

-1951 yılında Demokrat Parti (Menderes) döneminde de; "vatan haini" diye vatandaşlıktan atıldı...

- 03.Haziran 1963'de Moskova'da vatansız olarak (ya da SSCB vatandaşı olarak)öldü ve oraya defnedildi...

-1990'lı yıllara kadar adını anan, şirini okuyan komünist bellendi ve ben de, o zamanlar bu yüzden hiç sevemedim, şiirlerini bile okumamıştım.

- 1990'lı yıllarda bir şiirini Merhum Alparslan Türkeş okuyunca, sağda da sevilip, okunmaya başladı. Sanki yeniden keşfedilmişti!

- 05 Ocak 2009 yılında, yine bir sağ Hükumet tarafından Akparti iktidarında ve 28 Şubat'ın yine bir şiir mağduru olan Sayın Erdoğan Başbakan iken, vatandaşlıktan çıkarılışından, 58 yıl, ölümünden ise; 46 yıl sonra 1951 yılındaki vatandaşlıktan çıkarılma kararı iptal edildi.

Türk şairi, oyun yazarı, romancı, anı yazarı olarak tanındı.

Türkiye'de "Serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli ismi kabul edilirken, şiirleri de; 50'den fazla dile çevrildi ve bir çok ödüller aldı.

Mezarının Moskova'dan getirilmesi konusu defalarca gündeme getirildi, üniversitelerde imzalar toplandı ( Ben Trabzon KTÜ'ye bağlı Rize Çay Eksperliği yüksek Okulunda öğrenciyken imza vermediğimden az daha kavga çıkacaktı, sivil polisler ayırdı, şimdi olsa 5 sayfa imza atardım) ancak mezarı olduğu yerde Moskova'da kaldı.

İşte size tarihimizden bir biyografi ve bir kesit.

Biz hep böyleyiz!

Hiç değişmedik ve galiba değişmeyeceğiz de...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Alan Arşivi
SON YAZILAR