Uzun zamandır sizlerle paylaşmak istediğim birkaç tanıdık simadan bahsetmek istiyorum. Giriştikleri bu ucuz ve vebali çok olan konuyu, anlamak da zorlanıyorum.

Son zamanların moda olmuş, lügate gizliden girmiş korkak, züppe ve provatatör gençlerin ağızlarına sakız olmuş, bireyin politik görüşleri, ahlaki değerleri veya dinsel inançları doğrultusunda zorunlu askerliği reddetmesi anlamına gelen, üstünkörü bakıldığında Avrupai ama biraz düşünüldüğünde, kötü niyetli bir kelime oyunu olan ""vicdani ret"" sloganıdır.

Benim sözüm hepimiz Ermeni"yiz, hepimiz Hrant"ız pankartları ve pankartların arkasındaki tanıdığım birkaç tane vicdani retçilere. Ermeni bir gazeteci öldürüldü diye neden Ermeni olayım ki? Benim Ermeni olmamı gerektiren, Hrant Dink"in sade bir vatandaş olarak vurulması mı? yoksa düşünceleri gazetelerde yazan ve dağıtan bir Ermeni gazetecinin vurulması mı? Ben bu olayı bir türlü anlamış değilim. İnsanların en temel hakkı olan yaşamı elinden alınan Hrant Dink"in öldürülmesi çok acı bir olay. Katillerinin cezalarını en ağır bir şekilde çekmesini canı gönülden istiyorum. Hiçbir eylemin sonu ölüm olmamalı Allah"ın verdiği canı Allah"tan başkası alamaz. Ölümü hak eden biri varsa o da İmralı da paşalar gibi yaşatılıyor.

Velhasıl bu ülkede nice Abdi İpekçiler, Uğur Mumcular, Ahmet Taner Kışlalılar öldü. Ülke tarihine baktığımızda 61 gazeteci suikasta uğramış. Ben hatırlamıyorum bizde Ümit Kaftancıoğluyuz, bizde Çetin Emeçiz diyeni. 61 tane gazeteci öldürülmüş, dile kolay ama nedense biz birkaç tanesinin adını biliyoruz. Ama Hrantı tanıyamayanımız yoktur Behlül gibi aileden biri oldu artık Hrant.

Pankartın arkasında, sözde insan haklarını savunan vicdani retçiler, askerlik yapan Mehmetlerin haklarını savunmadığını görüyoruz. Türk Milleti ezelinden beri askerdir ve askerliği vatan borcu olarak görür seve seve askere gider. Askere giderken davulla zurnayla gönderilir. Analarımız vatana kurban adayı olması düşüncesinden dolayı askere giden evlatlarına kına yakar. Bunun yanında çocuğunun askerliğini yaptıktan sonra adam olabileceğini düşünür. Türk Milleti asker ocağının peygamber ocağı olduğunu bilir ve bu ocağın kutsallığına inanır. Peygamber ocağına asker göndermek Müslümanlığın gereklerindendir. Nöbet tutmanın namaz kılmaktan daha hayırlı ve sevap olduğuna inanan Mehmetlerin hakkını, vebalini nasıl öder vicdani retçiler merak ediyorum.

Pankart arkasındaki, vicdanı olan retçilerin vicdan mahkemelerinde, vicdanlarının sesini dinlemelerini tavsiye ederim. Kafalarını yastıklara koyup rahat uyumalarını, red ettikleri askerliğe borçlu olduklarını unutmasınlar. Bizler daha tam anlamıyla Mehmet olamadık Hrant niye olalım. Retçilere tavsiyem, sizlerde ilk önce tam anlamıyla Mehmet olun Mehmet"in yapması gereken her sorumluluğu üstlenin Mehmet"i benimseyip özümsedikten sonra ortada sorun kalmaz. Bizler Hrant"ız diye bilecek en son kişilersiniz. Öncelik Mehmet olmak, Mehmetcik olmaktır. Saygılarımla